Toplumsallaşma Nedir? (Sosyoloji)

0
Advertisement

Sosyolojide Toplumsallaşma (Sosyalleşme) nedir? Toplumsallaşma aşamaları, özellikleri, hakkında bilgi.

TOPLUMSALLAŞMA (Sosyalleşme)

Sosyalleşme, insanın bulunduğu toplumun bir üyesi haline gelmesi, başka bir deyişle ailesinin, akrabalık ve komşuluk düzeyinin, köy ve kentinin ve sonuç olarak ulusunun bir parçası olduğunun bilincine ulaşmasıdır. Bu süreç içinde birey, toplumun maçlarını, ahlakını, ülkülerini, toplumun kendisinden beklediği davranış kalıplarını benimser, böylece de kişilik kazanır. Çünkü, artık birey bir biyolojik varlık olmanın ötesine geçerek, bir sosyal varlık durumuna gelmiştir. Bireyin toplumsallaşarak kişilik kazanmasında, psikolojide de değindiğimiz gibi hem doğuştan getirdiği özellikler, hem de çevre (kültür) belirleyici rol oynar. Kişinin doğuştan kalıtsal olarak getirdiği zekası, özel yetenekleri, sinir sisteminin ve iç salgı bezlerinin işleyişi toplumsallaşmasında etkilidir, ama bunun yanında yaşadığı toplumun kültürel özellikleri de etkilidir.

Çocuk, sosyalleşme süreci içinde, çeşitli sosyal grupların üyesi olur, bulunduğu konumlarda belli statülere sahip olur, statüsünün gerektirdiği rolleri (davranışları) başardığı sürece toplum içindeki konumunu da korur.

Sosyal statü, kişinin toplumda sahip olduğu yer, (mevki) anlamına gelir. Bu yer, kişiye bir takım haklar sağladığı gibi görevler de yükler. Bireyin, başkalarından beklediği davranışlar bütünü o bireyin statüsünü, başkala-rının, sahip olduğu statü gereği ondan bekledikleri davranışlarsa “sosyal rol” ünü belirler. Örneğin, toplumumuzda “baba” statüsü gereği çocuklarından, saygı gösterme, söz dinleme gibi davranışlar bekler; bu statüsünün gerekleri olan “rolleri” (ailenin ihtiyaçlarını karşılama, koruma v.b) de ondan aile bireyleri bekler.

Sosyal statü, toplumsal tabakalaşmanın, daha genel bir deyişle toplumsal yapının ürünüdür. Bu nedenle, sosyal statüler, var olan toplumsal yapıya göre önem ve değer kazanır. Örneğin, feodal toplumlarda soylu olmak önemli olduğu halde, çağdaş sanayi toplumlarında ise daha çok yetenek ve beceri sahibi olmak önem kazanır. Yine, insanların köle ve efendi biçiminde ayrıldığı köleci toplumda, köle bir aüeden doğmuş olmak aşağı bir statüye sahip olmak demektir.

Advertisement

Statüsünün gerektirdiği rolleri olağanüstü başarıyla gerçekleştiren kişiler, prestij (saygınlık) sahibi olurlar. İyi baba, mükemmel öğretmen ö.b. gibi deyimler saygınlığı anlatır.

Kişi toplumda yaşamı boyunca bir çok statülere sahip olur ve bunun gerektirdiği sosyal rolleri oynar. Ancak, aynı zamanda bir çok statüye de sahip olur, hatta bu statülerin gerektirdiği roller bazen çatışma durumuna bile gelir. Örneğin, kendi çocuğunun öğretmeni olan bir baba, çocuğunun sınav kağıdını okurken, baba gibi davranırsa öğretmenlik görevini, öğretmen gibi davranırsa babalık görevini aksatabileceği biçiminde “rol çatışması” içine düşebilir.

ÖRNEK: “Toplumun, belli bir konumda bulunan kişiden beklediği davranışlar bütününe ‘rol’ denir.”
Bu tanımda “rol” ün hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A) Zamanla ve farkına varılmadan öğrenilmesi
B) Aynı zamanda birden fazla kişiye verilebilmesi
C) Bireyde çatışma yaratabilmesi
D) Zaman içinde değişebilmesi
E) Toplum tarafından belirlenmiş olması

AÇIKLAMA: Parçada “rol” toplumun kişiden beklediği davranışlar olarak tanımlandığına göre, bu toplum tarafından belirlenmiş olmayı gerektirir. CEVAP (E)

Advertisement


Leave A Reply