Türkiye’deki Ovalar İsimleri Oluşumları Çeşitleri ve Özellikleri

0

Türkiye’deki ovalar nelerdir? Türkiye’deki ovaların isimleri, oluşumları, çeşitleri ve özellikleri, haritadaki yerlerinin gösterimi, hakkında bilgi.

Türkiye’deki Ovalar

OVA: Akarsular tarafından yarılmamış, çevresine göre alçak olan düzlüklerdir, ancak deniz seviyesinden yükseklikleri farklıdır. Ortalama yükseklikleri batıdan doğuya gidildikçe artar. Türkiye ovalan oluşumuna göre şöyle gruplandırılır;

türkiyenin ovaları

1. Delta Ovaları

Akarsuların aşındırarak taşıdıkları alüvyonları sığ denize uzun yıllar boyunca biriktirmesiyle oluşan düzlüklerdir. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, kıyılarda güçlü gel-git ve akıntıların olmaması ve akarsularımızın bol alüvyon taşıması delta oluşumunu hızlandırmıştır. Dağların kıyıya paralel uzandığı Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında sığ denizin sınırlı olması ve deniz derinliğinin birden bire artması deltanın ancak Orta Karadeniz ve İskenderun körfezinde oluşmasına imkan tanımıştır. Başlıca delta ovalarımız;

Bafra Deltası; Orta Karadeniz’de Kızılırmağın ağzında oluşmuştur. Çarşamba Deltası; Orta Karadeniz’de Yeşilırmağın ağzında oluşmuştur. Çukurova (Adana) Deltası; Akdenizin doğusunda Seyhan ve Ceyhan akarsularının taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşan ülkemizin en büyük deltasıdır.

Silifke (Göksu) Deltası; Akdeniz bölgesinde Göksu ırmağının ağzında oluşmuştur. Meriç Deltası; Trakya’nın güneybatısında Meriç ırmağının ağzında oluşmuştur. Bakırçay Deltası; Bakırçay ırmağının getirdiği alüvyonların Çandarlı körfezine birikmesiyle oluşmuştur.

Gediz Deltası; İzmir körfezinin kuzeyinde Gediz ırmağının ağzında oluşmuştur. Küçük Menderes Deltası; K. Menderesin taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşmuştur. Daha önceleri bir liman kenti olan Efes‘in zamanla içeride kalmasına neden olmuştur.

Büyük Menderes Deltası; B. Menderesin getirdiği alüvyonlarla hızlı bir şekilde oluşmuş ve Pirene, Milet gibi eski liman şehirlerinin içeride kalmasına ve Bafa gölünün oluşmasına neden olmuştur.

Sakarya Deltası; Sakarya ırmağının getirdiği alüvyonların birikmesiyle oluşmuştur. Ancak kıyının derin olması ve İstanbul boğazına doğru olan akıntıdan dolayı pek fazla gelişmemiştir.

2. Tektonik Ovalar

Yurdumuzdaki ovaların çoğu tektonik kökenlidir. Alp orojenezi sırasında meydana gelen yerkabuğu hareketleri sonucu kırılma ve çökmelerle oluşan alanların alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuştur. Ortalama yükseklikleri batıdan doğuya gidildikçe artmaktadır. Bu ovalar belirli kırık hatları boyunca sıralanmıştır. Bu kırıkların çoğu günümüzde de canlıdır, bu nedenle bu ovalar Türkiye’nin etkin deprem kuşağı üzerinde bulunur. Bu ovalar Ege bölgesindeki Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes graben ovalan, (Bergama, Soma, Akhisar, Manisa, Turgutlu, Alaşehir, Söke, Germencik, Aydın, Nazilli vb.) Kuzey Anadolu fay kuşağı üzerindeki Bursa, Adapazarı, Düzce, Bolu, Erbaa, Niksar, Suluova, Merzifon, Erzincan, Tercan, Erzurum, Pasinler, Iğdır ovaları, Güneydoğu Anadolu fay kuşağı üzerindeki Amik, Maraş, Elbistan, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, ovaları, İç Anadolu’da Konya, Ereğli, Eskişehir, Aksaray ovaları, Güneydoğu Anadolu’da Harran (Altınbaşak), Suruç, Ceylanpınar ovaları tektonik oluşumludur.

3. Karstik Ovalar

Kalkerin (kireçtaşı) çözünmesiyle oluşan polyelerdir. Ülkemizde karstik yapının Akdeniz bölgesinde yaygın olmasından dolayı Antalya bölümünde bu tür ovalara rastlanır. En önemlileri; Elmalı, Korkuteli (Antalya), Kestel (Burdur) ovalarıdır.

4. Dağ Eteği Ovaları

Dağ eteğinde akarsuların yamaçlar boyunca aşındırıp taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşan küçük düzlüklerdir.

Oluşumları, büyüklükleri birbirinden farklı olan ovalarımızı bulundukları yere göre iki grupta toplamak mümkündür.

a) Kıyı Ovaları

Akarsuların taşıdığı alüvyonların deniz kıyısında birikmesiyle oluşan deltalardır. (Çukurova, Çarşamba, Bafra, Silifke, Bakırçay, Gediz, K.Menderes, B.Menderes deltaları)

b) İç Bölge Ovaları

Kıyıdan uzakta bulunan bu ovaların çoğu tektonik çöküntü ovalarıdır. Ayrıca eski göl tabanı, dağ eteği ovalan ve karstik ovalarda bulunur. Başlıcaları; Adapazarı, Düzce, Bolu, Erbaa, Niksar, Erzincan, Erzurum, Iğdır, Burdur, Isparta, Konya, Ereğli, Eskişehir, Malatya, Elazığ, Horasan ve Ege’nin çöküntü ovalarıdır. Batı Anadolu’da yükseklikleri az iken İç Anadolu’da yaklaşık 1000 m., Doğu Anadolu’da ise yükseklik 1000 m.’den fazladır.

Ovalardaki alüvyonlu toprakların verimli olması, yer altı ve yerüstü suları bakımından zengin olması, bu alanların tarımsal etkinliklerin yapılmasına, nüfus ve endüstrinin bu alanlarda yoğunlaşmasına neden olmuştur. Ülke ekonomisine çok büyük katkıları olan ovalarımızın bazı sorunları da bulunmaktadır. Bunlar;

– Verimli ova topraklarının hızla yerleşim alanı olması ve sanayi kuruluşlarıyla dolması sonucu tarım topraklarının azalması.

– Tuğla,kiremit, çimento gibi inşaat malzemeleri için ovalardan toprak alınması.

– Ova topraklarımızın tarımsal ilaç, kentsel ve sanayi atık sularıyla kirlenmesi.

– Yanlış arazi kullanımı sonucu yaşanan şiddetli erozyon.


Leave A Reply