Zeki Müren kimdir? Sanat Güneşimiz Zeki Müren’in hayatı, biyografisi, sanat kariyeri ve söylediği güzel sözler, resimli sözleri.
Zeki Müren
Zeki Müren (6 Aralık 1931, Bursa – 24 Eylül 1996, İstanbul) Türk şarkıcı, besteci ve oyuncuydu. Hem köklü Türk klasik müziği hem de çağdaş şarkıları söylerken çekici sesi ve kusursuz telaffuzuyla ünlüydü. Sanata katkılarından dolayı 1991’de “Devlet Sanatçısı” ünvanı ile ödüllendirildi. İlk Türk Altın Plak Ödülü’ne de start veren sanatçı, altı yüzün üzerinde plak ve kaset ile müzik deneyimine imza attı, üç yüzden fazla şarkı besteledi.
Kaynak: commons.wikimedia.org
Biyografisi
Zeki Müren, Bursa’da büyüdü. 1950-1953 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde müzik kariyerine başlarken dekoratif sanatlar okudu. Müren’in ilk albümü 1951’de yayınlandı ve o dönemde İstanbul Radyosu’nda düzenli şarkıcıydı. 1955’te ilk Altın Plakını yaptı.
Müren kırk beş yıllık profesyonel kariyerinde yüzden fazla şarkı besteledi ve iki yüzden fazla kayıt yaptı. Klasik Türk müziğinin “Güneşi” olarak ve “Paşa” olarak anıldı. Uzun yıllar “Yılın Sanatçısı” olarak hüküm sürdü. Müren’in kayıtlarının birçoğu, 1960’larda ve 1970’lerde ABD, Almanya ve diğer bazı ülkelerle birlikte popüler olduğu Yunanistan’da da yayınlandı.
Müren, 1951 yılında Bıldırcın Yağmuru’nu yayınlayan yetenekli bir şairdi. Ayrıca Türk sinemasında rol aldı, on sekiz filmde başrol oynadı ve müzik notalarının birçoğunu yazdı. Kendini ressam olarak görmese de hobi olarak resim yaptı.
Müren, özellikle hayatının sonraki yıllarında kadınlara özgü büyük, süslü yüzükler takmış ve ağır makyaj yapmıştır. Halkın görüşü onun eşcinsel olduğunu kabul ediyor, ancak hiçbir zaman kamuoyuna açıklama yapmadı veya bu etkiyi inkar etmedi. Pek çok yönden Türk toplumunun eşcinselliği daha kabullenmesinde öncü bir rol oynadı. Kendine özgü üslubu ile kariyeri boyunca çok saygın bir sanatçı olarak kaldı.
24 Eylül 1996’da İzmir’de bir sahnede canlı performans sırasında kalp krizinden öldü. Ölümü yılların en büyük acısına neden oldu ve cenazesine binlerce Türk katıldı. Müren’in yaşadığı Bodrum’da kurulan Zeki Müren Sanat Müzesi, 8 Haziran 2000 – Aralık 2006 tarihleri arasında 200 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.
Zeki Müren Sözleri
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org ve pixabay.com
Hala benim dahi izah edip derinine maalesef inemediğim bir yalnızlık duygusu var şöhretin içinde. Belki de dışında, kabuğunda…
Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir. Gözlerin hayat verir aşkın ise eceldir.
Tatmadığım iki duygu; kin ve kıskançlık. Çünkü kıskanılacak kimseyi bulamadım hayatta!
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org ve pixabay.com
Yalnız Allah’tan korkarım, Allah’ın dediği olur. Bu büyük alemi yaratan ve de yöneten yüce kudret, alnımıza bir yazı yazıyor diyorum ben doğarken. Doğuyor, yaşıyoruz. Ama pembe… Ama gri… Ama siyah olaylarla geçiyor bir ömür ve sonra da çaresi yok ölüyoruz. Evet. Ben bazen ölümü de özlüyorum. “Ölüm özlenir mi?” diyeceksiniz. O beni özlemeden ben yakınlık kurarım. Yeter ki Tanrı onun bile hayırlısını versin. Gecinden versin. Başkalarına çektirmeden, gına getirmeden, başka kimseleri rahatsız etmeden… Ne demiş atalarımız? “İki gün yatak, üçüncü gün toprak…”
Kimdi bu çocuk diyorlardı. Gevrek, genç, tenor bir ses. Acaba kadın mıydı, erkek miydi diye aralarında iddiaya girenler olmuş. Alın yazısında ne yazıyorsa o oluyor efendim.
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org ve pixabay.com
Bütün giysilerimi, normal hayatımdakiler de dahil kendim çiziyorum. Modellerini kendim çiziyorum, renklerini kendim seçiyorum. Biraz yaradılış biraz da ona ilave edilen bir ekol meselesi oluyor.
Pop, Türkiye’de büyük bir patlama yaptı. Öyle bir patlama yaptı ki tebrik etmemek elde değil. Ama her patlayan isim ebediyen kalacak mıdır? Orasını Allah bilir.
On yedi yaşımdan beri anne yemeğinden, aile sıcaklığından, akraba yakınlığından yoksun, yapayalnız bir insanım ben.
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org ve pixabay.com
Türk Sanat Müziği, kat’iyyen ölmez ve ölmeyecektir… Çünkü herkesin kulağında bir anne ninnisi vardır. O ninniler, ya hicazdandır, ya uşşaktandır… Hele sabah ezanları sabâ makâmındandır… O yüzden bu müziğimiz ölmeyecektir ve daha da ileriye gidecektir.
Hayatta nefret ettiğim üç şey: Riya, yalan ve nankörlüktür.
Rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı, vazgeç, söyleme artık, hatırlatma mazideki aşkımızı….
sonunda hicranı öğrettin bana
ben sana sevmeyi öğretemedim
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org ve pixabay.com
bir gülüşün var ki kaş çatar gibi
en sıcak sözlerin azarlar gibi
hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi
ah bu şarkıların gözü kör olsun
Zeki Müren’in çocukluğunda tattığı ilk rakı, babasının şişesinden Bahçe Rakısı’dır : “Bir gün mahalle çocukları bizim bahçede toplanıp müsamerecilik oynayacaktık. Sarhoş rolü yapmak istedim. Babamın, içinde bir parmak rakı bıraktığı şişelerden birini, gittim evden aldım.İçine de bir o kadar su koydum. Rol arkadaşlarımdan birine biraz verdim, kalanını ben içtim. Sarhoş rolü yapmak ne kelime. Tam anlamıyla kafayı buldum. İndim havuz başına, bir kız çıktı karşıma diye feryat figan okumaya başladım.”
