Ağır Nedir? Sözlük Anlamı

0
Advertisement

Ağır ne anlama gelir? Ağır kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?

1. sıfat Tartıda çok çeken, hafif karşıtı
“Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır.”
2. Çapı, boyutu büyük
“Ağır top.”
3. Yavaş
“Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor.” – E. M. Karakurt
4. Yoğun
“Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı.” – A. Sayar
5. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak)
6. Değeri çok olan, gösterişli
“Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan’ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi.” – M. C. Kuntay
7. Çetin, güç
“Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu.” – F. F. Tülbentçi
8. Ciddi
9. Sıkıntı veren, bunaltan
10. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
“Kızmıştım, Keziban’a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum.” – N. Ataç
11. Ağırbaşlı, ciddi
“Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı.” – H. E. Adıvar
12. Keskin, boğucu (koku)
“Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır.” – F. R. Atay
13. Kısık, alçak
“Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi.” – O. C. Kaygılı
14. Davranışları yavaş olan
15. Sindirimi güç (yiyecek)
“Ağır bir yemek.”
16. isim, spor Ağır sıklet
“Yıllarca ağırda güreşti.”
17. zarf Yavaş bir biçimde
“Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu.” – E. İ. Benice
1. zarf Yavaş yavaş
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.” – A. Haşim
2. Dikkatli ve özenli bir biçimde
“Ağır ağır ve tane tane konuşuyorlar.” – N. F. Kısakürek
3. Dolu dolu
“Ağır ağır bir kilo gelir.”
1. Yavaş
2. Kesintili, düzensiz
3. zarf Yavaş ve düzensiz bir biçimde
“Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu.” – E. Şafak
4. Klasik Türk müziğinde bir usul
Ağır vasıta
Doğurması yakın (kadın)
1. Davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakur, ciddi, hoppa karşıtı
“Büyüdükçe sabırlı, ağırbaşlı bir insan oldu.” – Y. Atılgan
2. Değeri çok olan, ağır
“Taşralarda ağırbaşlı kitaplar okumaya kalkışan öğrencileri, arkadaşları sarakaya alır.” – S. Birsel
3. Gösterişli
1. Çok yavaş iş yapan, çevik olmayan
2. Varlığı sıkıntı veren, sevimsiz
3. Tembel
4. Gebe (kadın)
Beş yıldan yukarı olan hapis cezaları
İllerde ve bazı ilçelerde kurula, bir başkan ve iki üyeden oluşan, asliye ceza mahkemelerinin bir dalı olan mahkeme
1. Film gösteriminde hız düşürerek yapılan iş
2. Yavaş bir biçimde
“Usta ağır çekim geldi.”
Eli ağır
Çok ağır, yavaş yavaş
“Yaşlıca bir hanım, ağır ezgi, fıstıki makam bir yürüyüşle bulunduğumuz yerin hizasına geldi.” – A. Ş. Hisar
Yirmi yıl veya ömür boyu hapis cezası
İyileşmesi güç olan hastalığa yakalanmış kimse
“Bir arkadaşım kalbinden ağır hastaydı.” – N. Hikmet
1. Kirlilik veya rutubet oranı yüksek olan hava
2. Düşük ve yavaş tempoda çalınan ezgi veya oynanan oyun
Fazla güç ve emek isteyen yıpratıcı her türlü iş
1. Ağırcanlı
2. Hippokrates’in ortaya attığı ağırcanlılık, soğukluk, kolayca duygulanmayış gibi nitelikleri kendinde toplayan kişilik tipi
1. Savaş, deprem, sel vb. doğal afetlerde can ve mal açısından uğranılan büyük kayıp
2. Büyük maddi zarar
“İhalede ağır kaybım oldu.”
Kazalarda dikkatsizlikten ve özensizlikten dolayı işlenen büyük hata
Yer yuvarlağının, yoğunluğu ve katılığı çok olan bölümü, barisfer
Kundak üzerine oturtulmuş, mermisi özel boyutlarda olan, etkili ateş gücüne sahip tüfek veya top
Bazı suçlara karşılık yasalarca belirlenmiş yüksek para cezası
Üretim araçları yapan sanayi
Bazı spor dallarında yarışmacıların ağırlığı ile sınırlandırılan kategori, başağırlık, ağır
Kişinin onuruna dokunan, dayanılması güç söz
Bazı nükleer reaktör tiplerinde nötron yavaşlatıcısı olarak kullanılan, içinde hidrojen atomları yerine döteryum izotopları bulunması sonucu oluşan su
Güçlü, ünlü, tanınmış kimse
Derin uyku
1. Motoru ağır yük veya birden fazla römork taşımak amacıyla güçlendirilmiş kamyon, tır vb., ağır araç
2. Ağır hareket eden kimse
Kalın yağ
1. Bedendeki derin ve ciddi yara
2. Bir olay sonunda varılan olumsuz durum
1. Yavaş iş gören, ağırelli
“Bu iş eli çabukların işidir, eli ağır olanlar gitsinler hamal olsunlar.” – M. İzgü
2. Vurunca çok acıtan (kimse), ağırelli
Elinden çabuk iş çıkmayan (kimse)
Uyurken kolayca uyanmayan (kimse), uykusu derin
“Göksel bir kere sahiden uyudu mu, uykusu ağırdır ve uzun sürer.” – N. Hikmet
Boksta 75 kilogramdan 81 kilograma kadar olan ağırlık

Leave A Reply