Battal Gazi Destanı ve Açıklaması

0
Advertisement

Battal Gazi destanı oku. Battal Gazi destanından birparça ve Battal gazi destanı özellikleri ile açıklamasının yer aldığı yazımız.

Battal GaziBATTAL GAZİ DESTANI

Türk halkının XIII. yüzyıldan beri severek okuduğu ulusal bir destan olan Battalnameler, Arapların Anadolu’ya yaptıkları akınları, Bizanslılarla yaptıkları savaşları anlatır. Bu mücadeleler Seyit Battal Gazi’nin etrafında geçer.

Destanlara göre Battal Gazi’nin babası Rum beyleri tarafından öldürülür. Bunun üzerine Battal Gazi, babasının öcünü almak için Rum beyleriyle savaşa başlar. Bu savaşlarda Battal Gazi, kimi zaman tutsak edilir, zindanlara atılır. Ya kendisine âşık olan bir kızın yardımıyla veya Allah’ın ve Hızır’ın yardımıyla her seferinde tutsaklıktan kurtulur. Rumlarla yaptığı her mücadeleden zaferle çıkar.

Aşağıda yer alan destan parçasına göre Simbat adlı bir kâfir beyi vardır. Bu bey, harap bir kaleyi onarttırır, oraya yerleşir. Çevresindeki Müslümanlara korku salmaya başlar. Seyit Battal Gazi, bu beyi ortadan kaldırmaya karar verir:

Seyit heman yola çıktı. Geldiler gördüler: Bir on bin kadar var Frenk, konmuşlar, otururlar.

Advertisement

Seyit, yüz kişiyi dört yol eyledi; yirmi beş kişi, dört yandan dün buçuğunda davlumbaz urdular, baskın yaptılar. Frenk askeri, birbirini kırdılar. Seyit, vakit vakit bir taraftan nağra u-rurdu. Erteye değin, kâfirler birbirleriyle cenk eylediler. Cenk arasında Battal, Simbat’a erişti. Bir vuruş ile yıktı. Üstüne saldırdılar, ortadan Simbat’ı aldılar. Lâin artık durmadı, kaleye çıktı, kapıyı kapadı. Çerisi sindi, tarumar oldu. 6n bin erin malın aldılar, bir yere topladılar.

Seyit yürüdü kaleyi dolaştı ki fırsat bula, kaleyi ala. Bir yere vardı, gördü ki su gider. Ol suyu gözetti. Su geldi, bir deliğe girdi. Seyit eyitti:

“İşbu su hisara gider, eğer çare olursa üş bundan olur.” dedi. Hemen atın bir yerde kodu, elbisesini çıkardı. Allah’a sığındı, o su deliğinden içeri girdi. Gide gide su geldi bir sarnıca döküldü. Seyit dahi sarnıca düştü. Gayet soğuk idi. Hayli zahmet çekti. Hele nazar kıldı bir merdiven gördü ki ol merdivenden taşra çıktı.

Yatsı vaktiydi. Biraz durdu, gördü bir karı suya geldi. Seyit’i gördü ol dem düştü, aklı başından gitti. Bir zamandan sonra aklı başına geldi, gözün açtı yine Seyit’i gördü. Meğer biçarenin bir oğlu gitmiş. Tanrı Taalâ, Seyit’i onun suretinde gösterdi. Kadın eydür:

— Canım oğul, şimdiye dek kande idin, dedi. Seyit’in üstüne düştü.

Seyit dahi:

Advertisement

— Canım ana, dedi. Söz söyleyecek vakit değil. Üşüdüm, beni eve ilet ve hem dahi beni kimseye söyleme!
Karıcık, sevindiğinden ağlayı ağlayı evine geldi. Seyit eydür:

— Canım ana, bastır beni, biraz yatayım, dedi.

Andan (sonra) yattı. Karı, bulduğu nesnelerden üstünü örttü. Kapıyı muhkem berkitti. Yanında otururdu. Seyit, biraz uyudu, hele kendiye geldi, uyandı, eydür:

— Canım ana, karnım açtır, nesnecik getir yiyem, dedi.

Karı durdu geldi. Yumurta pişirip üzüm pekmezi getirdi. Seyit yedi, karnın doyurdu, andan taşra çıktı. Firenk oğlunun elbisesini giymiş (olarak) sürdü, Simbat-lâininin sarayına geldi. Gördü ki içmiş, mest olmuş, laflar urur eydür:

— Erte aşağı ineyim… Ne Battal koyam ne halifesin koyam! Her kim elime gelirse öldüreyim. Göreyim Battal’ın Tanrı’sı bana neyler, dedi. Andan mest olup yattı, uyudu.

Kullar dağıldı. Seyit, bir karanlıkça yerde kaldı. Sabreyledi, âlem düşmanlardan boşalınca hemen Allah’a sığınıp Simbat’ın üstüne geldi. Meğer baş ucunda bir Hindî kılıç vardı, aldı. Dahi, Simbat uyurdu. Hemen lâin gözün açıp banlayu eydür:

— Sen kimsin?

Seyit eyitti:

— Seyit Battal Gazi’yim… Tez iman getir! Yoksa sen bilirsin!

Deyince, melun, diledi ki çağıra… Hemen berkçe boğazın sıktı. Komadı ki çağıra. Ol dem berkçe bağladı, getirdi kale kapısına. Kapıda kırk kişi vardı. Kamusu sarhoş yatmışlardı. Ol dem hançer çıkarıp başlarını kesti. Kapının kilidini sıdı, önüne çıktı. Bir nağra urdu, haykırdı.

Advertisement

Simbat melunu dine davet eyledi çare olmadı. Kapı önüne astı. Erteye değin kılıç yürüttü. Çünkim erte oldu, Malatya’dan üç yüz gazi çıkageldi. Seyit’in elin öpüp görüştüler. Kalenin fethine gayet şad oldular. Çokluk mal buldular. Seyit, gazilere bahşeyledi. Simbat’ın kızını Hüseyin ibni Ali’ye verdi. Kaleyi harap kıldı. Andan yine Malatya’ya geldiler.

BATTAL GAZİ DESTANI AÇIKLAMASI

Battalname’ye adını veren Battal Gazi, eserde de gördüğünüz gibi kimi zaman olağanüstü gücüyle kimi zaman da doğaüstü güçler yardımıyla büyük işler başaran biridir. İslami-yeti yaymak onun tek ülküsüdür. Bu yönüyle bir gazi tipidir. Bu, İslamiyetin etkisiyle gaziye dönüşen alp tipinden başkası değildir.

Tarihte Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi’nin silah arkadaşlarının birçoğu alp unvanını taşırken daha sonraları nasıl gazi adıyla anılmışlarsa İslamiyet öncesi Türk destanlarındaki alp tipi de İslamiyetin etkisiyle yavaş yavaş gazi tipine dönüşmüştür.

Türk destanlarının alp tipi; kendini, içinde yaşadığı topluluğu her türlü tehlikeye karşı korumakla görevli görür, bu uğurda büyük savaşlara girerdi, islamiyetin benimsenmesiyle bu sorumluluk değişmemiş, bu sorumluluğa bir de İslami bir amaç eklenmiştir.

Battalnamelerin ana kahramanı Seyit Battal Gazi, destanlarda Hz. Muhammed’in soyundan ve Hz. Ali’nin torunu olarak gösterilmektedir. Battal Gazi, Arap edebiyatında unutulduğu hâlde; yiğitliği, mertliği ve cesaretiyle Türk toplumunda sevilmiş, yüceltilmiş; adı etrafında destanlar anlatılmıştır. Bu yönden Battal Gazi, ulusal bir destan kahramanımız olmuştur.

Battalnameler, İslami Dönem Türk destanlarındandır. Bundan başka bu döneme ait Danişmendname, Saltukname, Hamzaname gibi destanlarımız da vardır.


Leave A Reply