Ahmed bin Hanbel Kimdir?

0
Advertisement

Ahmed bin Hanbel kimdir? Ahmed bin Hanbel hayatı, biyografisi, Handebi mezhebi ve Ahmed bin Hanbel’in çocukluğu hakkında bilgi.

Ahmed bin Hanbel; Hanbeli Mezhebi’nin kurucusu büyük bir âlimdir. Miladi takvime göre 780 yılında Bağdat’ta doğmuş, 854 yılında yine orada vefat etmiştir. Babasının ismi Muhammed’dir. Kendisine Ebû Abdullah da denilen Ahmed İbni Hanbel, çeşitli ilim merkezlerinde, başta İmam-ı Şafı olmak üzere seçkin âlimlerden dersler alarak yetişmiş, üstün kabiliyetli, zeki ve çalışkan bir insandı. Halife Mütevekkil zamanında büyük bir itibar kazanmış, ilmi üstünlüğünü herkese kabul ettirmiştir. Bilhassa Hadis ilminde ihtisası olan Ahmed İbni Hanbel’in bu konuyla ilgili “Müsned” adında, içinde 30.000 hadis-i şerif bulunan kıymetli bir eseri vardır.

Kendisinin bir milyondan fazla hadis ezberlediği rivayet edilir. Kurduğu Hanbeli Mezhebi önceleri Bağdat, daha sonra da Mısır’da yayılmıştır. Bu mezhep çok yaygın olmamakla beraber dört ehli sünnet mezhebinden biri olarak şöhret kazanmıştır. Hanbeli Mezhebi’nde daha çok Şafii Mezhebi’nin tesirleri görülmektedir.

Ahmed İbni Hanbel’in Çocukluğu

Ahmet b. Hanbel’in ailesi himmet sahibi ve cömert idi. Dedesi Emevilerin valisi idi. Daha sonra Abbasi hareketinin haklı olduğunu ve Emevi idaresinin çöktüğünü görünce vazifesinden ayrıldı. Abbas oğullarının dâvetçileriyle temas kurduğu için işkenceye uğradı. Babası da, cömert ve âlicenap bir insandı. Horasan’daki evi Arap misafirlere açıktı. Onun evine gidenler, ikram ve hürmet görürlerdi.

Fakat küçük Ahmed, babasını kaybettiği için bu cömertliğin nurunu görmemişti. Esasen O, babasını bile görmediğini söyler. Çünkü babası öldüğü zaman kendisi, gördüğünü tanıyacak bir çağa ulaşmamıştı. Tarihçilerin anlattığına göre babası, 30 yaşında bir genç iken ölmüştü.

Advertisement

Ahmed’in terbiye ve yetişmesini annesi üzerine almış ve buna amcası da nezaret etmiştir. Çocuk sayılacak bir yaşta annesi, onu ilim tahsiljne başlatmıştır. Durum ve çevre de buna müsait idi. Zira ailesi, devamlı olarak İslâm ilimlerinin merkezi olan Bağdat’ta oturuyordu. Bu sırada Bağdad’ta ilim ve sanat bütün çeşitleriyle ürünlerini vermeye başlamıştı. Burada muhaddisler, kıraat bilginleri, mutasavvıflar, dil âlimleri ve filozoflar bulunuyordu. Böylece Bağdat, İslâm âleminin medeniyet merkezi olmuştu.

Ahmed, çocukluğundan itibaren islâm ilimlerini öğrenmeye başlamıştı. O, önce Kur’ân’ı hıfzetmiş, daha sonra Arapça, Hadis, Sahabî ve Tabiîlerin rivayetlerini, Peygamber (s.a.) in siretini, onun seçkin sahâbileriyle, güzelce onların yolundan gidenlerin (tabiîlerin) hayatlarını öğrenmeye koyulmuştu.

Çocukluk ve gençlik çağından beri onda asalet ve takva emâreleri gözüküyordu. Onu, âlimler arasında muttaki bir âlim, gençler arasında da müttaki bir genç olarak görüyoruz. Daha sonra onu, inancı uğruna en büyük imtihanlara katlanan, azim sahibi muttaki insanlardan başkasının dayanamayacağı işkencelere fütursuzca göğüs geren orta yaşlı bir insan olarak görüyoruz.

Akranı olan çocuklar oyun oynarken Ahmed b. Hanbel, ciddi işlerle uğraşıyordu. Yetimlik ona ciddiyet, dayanıklılık ve çalışma aşkı vermiştir. Aslında bütün babalar bunları arzu eder ve çocuklarının Ahmed gibi olmasını isterdi. Rivayet edildiğine göre bir çocuk babası şöyle demiştir: “Ben çocuklarım için bol bol masraf ediyorum. Onları, yetişsinler diye hususi hocalara (müeddiblere) götürüyorum. Fakat umduğum Şekilde yetişmiyorlar. Yetim bir çocuk olan Ahmed b. Hanbel’e bakınız! Onun edep ve güzel gidişatı herkesi hayran ediyor.”


Leave A Reply