Akyuvarlar Nedir? Akyuvarların Görevleri Nelerdir?

0
Advertisement

Akyuvarlar nedir, nerede bulunur? Akyuvarların özellikleri ve görevleri nelerdir? Akyuvarlar ne işe yarar, yapısı hakkında bilgi.

akyuvarlar

Akyuvarlar Nedir?

Akyuvarlar (Lökositler), insan ya da hayvan kanından yapılan preparasyonlarda renksiz ya da grimsi beyaz görülen hücrelerdir. Alyuvarların tersine, akyuvarlar çekirdekli hücrelerdir. Fakat alyuvarlar, tek hücre tipinde değildir; değişik yapısal ayrılık gösteren alt grupları vardır. Birinci gruptaki akyuvarların çekirdekleri parçalıdır ve bu parçalı çekirdekler köprülerle bağlanmıştır (polimorf çekirdekli akyuvarlar). Bu özelliği gösteren 3 tip hücre vardır. Bunlar: Nötrofil, eozinofil, bazofiller‘dir. İkinci grup akyuvarlar, çekirdekleri tek parçalı olan hücrelerden oluşur ve bu gruba lenfosit ve monositler girer.

akyuvar çeşitleri

İnsanda Ne Kadar Akyuvar Bulunur?

Akyuvarların sayısı, alyuvarlara oranla çok daha azdır. Sağlıklı erişkin bir insanda bir mm3 kanda 4-10 bin akyuvar bulunur.Bu sayı yaşla değişkenlik gösterebileceği gibi, günün ilerleyen saatlerinde de değişiklikler gösterebilir. Çocuklarda ise sayı oldukça yüksektir. 1 mm3 kanda doğumdan hemen sonra 15-18 bin, süt çocuklarında 8-15 bin, daha büyük çocuklarda ise 6-12 bin akyuvar bulunur. Bu sayı yaş ilerledikçe yavaş yavaş azalarak erişkindeki sayıya iner. Öte yandan sindirim sırasında ve beden hareketlerinden sonra da fizyolojik akyuvarların sayısında artış görülür. Bu nedenle akyuvar sayımının sabah aç karnına yapılması uygundur. Akyuvar sayısı çeşitli hastalık koşullarında değişir. Bu özelliği nedeniyle bazı hastalıklarda tam amacıyla akyuvar sayımı yaptırılır.

Akyuvar büyüklükleri, çeşitli tiplerinde değişiktir. En büyük akyuvarlar 12.20 mikronlu monositlerdir. En küçük akyuvarlar 7-10 mikron büyüklüğündeki lenfositlerdir. Nötrofiller 9-12 mikron, eozinofiller 11-14 mikron, bazofiller 8-11 mikron büyüklüğündedirler. Akyuvar hücre grupları da sağlıklı bir insanda belirli oranlarda bulunur. Bütün akyuvarların % 60-70 kadarını nötrofiller, % 20-30’unu lenfositler, % 2-8’ini monositler, % 1-4′ ünü eozinofiller ve % 0.5-1’ini bazofiller oluşturur. Bu sayılardaki değişiklikler Lökosit Fromül incelemesiyle saptanır, hastalıkların tanısında kullanılır.

Advertisement

wbc

Akyuvarların Görevi

Akyuvarların görevi, vücuda giren mikroplar başta olmak üzere, tüm yabancı maddelere karşı savaşmaktır. Bütün akyuvar çeşitleri kan damarlarının duvarlarını aşarak bağ dokusu içine .geçebilirler. Buna diapedes denir. Diapedes vücutta olağan bir olaydır. Fakat iltihap gibi bazı patolojik koşullarda artar. İltihap bölgesinde özellikle nötrofil tipi akyuvarlar damarlardan çıkarak burada toplanırlar. Bu geçiş sırasında damar duvarında bir delik oluşur ve geçiş 1-2 dakikayla yarım saat kadar sürer. Geçişten sonra delik kapanır. Kan içinde yuvarlak biçimli ve pasif olarak sürüklenen akyuvarlar kan damarını çevreleyen bağ dokusu içine geçince, sert zemin üzerinde amipsi hareketlerle yer değiştirirler. Burada mikroplara karşı savaş verirler.

En güçlü diapedes ve ameboid hareket yapan akyuvar tipi nötrofiller ile monositlerdir. Ayrıca nötrofil ve monositlerin çok güçlü bakteri yutma (fagositoz) özellikleri vardır. Bu olayda hücreler, mikrobu fagosam adı verilen kofullar içine alır ve fagosomların lizozomlarla birleşmesiyle de mikrop sindirilir. Nötrofiller ani (akut) bakteri enfeksiyonlarına karşı koyma, monositler ise uzun süreli (kronik) bakteri enfeksiyonlarıyla savaşma bakımından önemlidir.

Lenfositler

Akyuvar tiplerinden lenfositlerin vücutta çeşitli hücre tiplerine dönüşme potansiyeli oluşu çok ilginçtir. Lenfosit şişerek önce bir monosite, daha sonra bağ dokusu ya da başka yerlere giderek bir makrofaja dönüşür. Lenfositler kemik iliğinde de alyuvar öncüleri ya da nötrofiller gibi tanecikli akyuvar öncüleri olarak gelişir. Dokulardaki lenfositler elastik lifler ve bağ dokusunun öteki elemanlarını salgılar. Lenfositler, bağışıklık olayında en önemli yeri tutan antikorları oluşturan ve salgılayan plazma hücrelerine de dönüşebilir. Vücutta antikorların artması birçok hastalıktan korunma açısından önemlidir. Fakat bazen vücudun kendi dokularına karşı antikorlar oluşturup, kendine zarar verebilirler. İnsanda bazı hastalıklar bu yolla oluşur.


Leave A Reply