Anaokuluna Uyum Süreci ve Anaokulu Seçimi Bilinmesi Gerekenler

0
Advertisement

Çocuğun anaokulunu veya kreşini seçerken nelere dikkat edilmeli? Ana okullarından neler beklenmelidir, uyum süreci hakkında makale

Anaokulu

Kaynak : pixabay.com

Anaokuluna Uyum Süreci ve Anaokulu Seçimi

Çocuğunuzun elden geldiğince iyi bir okul öncesi eğitimi başlangıcı yapmasını sağlayacak bir kuruma karar vermeniz, hele mutlaka evinizin yakınında bulunan birini istediğiniz durumlarda, çok kafa yorucu olabilir, ilk “araştırmayı”yaparken, hem kendinizin, hem de çocuğunuzun gereksinmelerini göz önünde bulundurmanız önem taşır.

Çocuğunuzu başkalarının ellerine teslim etmenin düşüncesi bile, kaygılara kapılmanıza yol açabilir; bir yandan onun için en iyi olanı yapmak isterken, bir yandan da günün büyük bölümünde ondan ayrı kalmaya kazanamayacağınızı hissedebilirsiniz. Oysa, okul yaşına gelinceye kadar günün belirli saatlerini ayrı geçirmeniz, her ikiniz için de olumlu bir deneyim olabilir.

KOŞULLAR

Çocuğunuzu bir çocuk yuvasına ya da anaokuluna verip vermeme kararı, özel koşullarınıza bağlıdır. Eskiden çalışan bir anneyseniz ve bebeğiniz biraz büyüdüğü için bütün gün ya da yarım gün yeniden çalışmak niyetindeyseniz, küçük çocuğunuzun sizin çalışacağınız saatlerde bakımı, mutlaka kesin çözüme bağlanması gereken bir sorun haline gelir. Ama çalışmıyorsanız, çocuğunuzun hangi yuvaya ya da anaokuluna gideceği, kaç yaşında başlayacağı ve her gün ne kadar zamanını orada geçireceği konusunda seçim yapmakta, daha özgür durumda olursunuz.

OLUMLU BİR DENEYİM

İşe, kendi gereksinmelerinizi, çocuğunuzun gereksinmelerini ve bu deneyimden her ikinizin neler kazanacağınızı düşünmekle başlayın. Başka çocuklarla birlikte vakit geçirmek, çocuğunuzun, özellikle de küçük kardeşleri ya da yakınınızda yaşıtı arkadaşları yoksa, oynarken paylaşmayı ve başka çocuklarla uyumlu davranmayı öğrenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca çocuğunuza, yeni büyüklerle karşılaşma olanağını da sağlar. Sizden her gün birkaç saat ayrılması, bağımsızlık duygusunu artırır. Aynı zamanda, ona evde sağlayabileceğinizden daha karmaşık ve geniş alanlar isteyen oyuncaklar ve donanımlarla oynama olanağını da sağlar.

Bu arada çocuğunuz, daha sonraki okul öğrenimi için temel oluşturabilecek bazı şeyleri öğrenmek ve yeni beceriler edinmek fırsatını da bulur. Onu, bir “büyükler okulu”nda olup biteceklere yavaş yavaş hazırlayan, ortalığı toplamak ya da bir şeyler öğrenmek gibi her gün yinelenen belirli işlerle tanıştırır.

Advertisement

Sizin açınızdansa, küçük bir çocuğun bakımı, hele çocuğunuz çok hareketliyse, büyük bir çaba ve dikkat isteyen bir şey olabilir. Kendinize birkaç saat ayırmanız, iyi bir “soluk alma” fırsatı oluşturabilir ve “akünüzü” yeniden doldurmanıza olanak sağlayabilir. Çocuğunuzun bakımıyla, günlük ev işleriyle uğraşmaktan çok hoşlanıyor bile olsanız, eskiden çalışan bir anneyseniz, yeniden çalışma yaşamına dönmek, aynı zamanda kendinize güveninizi yeniden artırabilir ve yaşamınıza ev dışında yeni bir boyut katarken, ekonomik açıdan da daha bağımsız olmanızı sağlar.

Anaokulu

Kaynak : pixabay.com

Kuşkusuz, çocuğunuzu okul çağına kadar evde tutmaya da karar verebilirsiniz, ilk yıllarının çoğunu sizinle birlikte geçirmesini istemenizden kaynaklanan bu kararı alırsanız, ona çevrenizde arkadaşlar bulmanız, yuva ya da anaokulunda kazanacağı bazı becerileri ya da geçireceği deneyimleri, gözünüz üstündeyken edinmesini sağlar.

ZOR DÖNEMLER

Çocuğunuz, pek sağlıklı olmadığı ya da aile içindeki bir sürtüşme gibi herhangi bir nedenle kendini huzursuz hissettiği bir dönemdeyse, bu dönemi atlatıncaya ve kendini daha rahat hissedinceye kadar onu evde tutmanız daha doğru olabilir.

Aynı biçimde çocuğunuzu, kardeşinin doğumundan hemen sonra yuvaya ya da anaokuluna başlatmak da iyi bir fikir olmayabilir. Çocuğunuzun, yeni bebeğe gösterdiğiniz ilgi yüzünden kıskançlık duyması doğaldır; onu hiç değilse günün bir bölümünde ayakaltından uzaklaştırmanız, kıskançlığını daha da artırmaktan başka şeye yaramaz. Bu yüzden, günlük yaşamına bu büyük değişikliği getirmeden önce, onun eve yeni gelen “yabancıya” alışmasını beklemeniz daha doğru olur.

Çalışmayan bir anneyseniz, çocuğunuz dört yaşına yaklaştığı sırada ona bir yuva bulmayı düşünmeye başlayabilirsiniz.

anaokulu

Kaynak : pixabay.com

ELDEKİ OLANAKLAR

Anaokulları temelde dört-beş yaşındaki çocuklar içindirler ve bazıları yarım gün, bazıla-rıysa tam gün eğitim verir.

Advertisement

Anaokullarında temel amaç, çocukları bir arada oynamaya ve becerilerini geliştirmeye teşvik ederken, bazı temel bilgileri de vererek, ilköğretime hazırlamaktır.

YUVALAR

Yuvaların çoğu iki-beş yaş arasındaki çocuklar içindirler ve çalışan anneler için ideal bir çözüm oluştururlar. Yıl boyunca, haftanın bütün günleri açıktırlar (ama bazıları, yaz mevsiminde birkaç hafta kapanabilirler).

Çocuğunuzu ister bir yuvaya ister bir anaokuluna verecek olun, yörenizdeki kuruluşları tek tek incelemeniz ve bu konuda deneyimli yakınlarınıza, komşularınıza danışmanız gerekir. Çevreden soruşturmak, çoğunlukla bir kurum konusunda bilgi edinmenin en başarılı yoludur.

KARAR VERMEK

Çevrenizdeki en iyi yuva ya da anaokulu konusunda bilgi edindikten sonra, son kararı vermeniz için en iyisi, gidip söz konusu kurumu kendi gözlerinizle görmenizdir. Bunu yapmadan önce de, eşinizle oturup bu konuda konuşmanız, ayrıca, kendinizi çocuğunuzun yerine koymaya çalışmanız iyi olur: Bu olay, onun küçük yaşamını acaba nasıl değiştirecektir? Evden uzaklaştığında kendisini nasıl hissedecek, bu konuda ne düşünecektir?

Gerçekten de, yuvaya ya da anaokuluna başlamak, çocuğunuzun yaşamında çok önemli bir aşamadır. Birçok bakımdan, “büyük” dünyaya ilk adımını oluşturacak, orada, siz elinden tutmadan, sizin korumanız olmadan, paylaşmayı, geçimli olmayı, bir topluluğun bir parçası olmayı öğrenecektir. Eskiden sizin olmadığınız saatlerde ona evde bir yakınınız ya da bir bakıcı bakmış olsa bile, gene de ev ortamında bulunmuştur. Şimdiyse, oturma odanızdan ya da salonunuzdan en az iki kat büyük bir “tarafsız bölgeye” ve belirli saatlerde belirli şeylerin şaşmadan yapıldığı bir düzene alışması gerekecektir.

Sizin açınızdan da, yetişmesinde her şeyden çok sürekliliği, yuva ya da anaokulu ortamının evin bir uzantısı olmasını istiyor olabilirsiniz. Sözgelimi, çocuğunuz çok sıcak bir ortama alışkınsa, evde onun isteklerini bir sürü öpücükle karşılıyorsanız, bir yuva ya da anaokulu seçerken, benzer bir ortamın bulunmasını arayabilirsiniz. Ya da tersine, günde birkaç saatlik düzenli etkinliklerin ve biraz daha fazla disiplinin, onun için çok iyi olacağını da düşünebilirsiniz.

Temel kaygınızı, çocuğunuzun öğrenim konusunda iyi bir başlangıç yapması ve okuma yazma becerilerinin biraz teşvik edilmesi oluşturuyorsa, özel ya da resmi bir ilkokulun ana sınıfı en iyi seçeneği oluşturur. Böyle bir sınıf, çocuğunuz ilköğretime aynı kurumda başlayacaksa, “büyük okul”a geçişi olabildiğince yumuşak kılacak, çocuğunuz okulla ve sınıf arkadaşlarından bazılarıyla, önceden tanışmış olacaktır.

Anaokulu

Kaynak : pixabay.com

SON SEÇİM

Çocuğunuzu vereceğiniz kurumu önce kendiniz -ya da eşinizle, bir arkadaşınızla birlikte— görseniz de, son seçimi yapmadan önce, bir kez de çocuğunuzla birlikte gidin. Ne de olsa, evden uzakta saatleri orada geçirecek olan odur. Tepkilerini gözlemlemek, farklı seçenekler arasından bir seçme yapmanıza yardımcı olabilir. Bu ilk ziyaret ayrıca, çocuğunuzun gelecekteki çevresinde yabancılık hissetmemesi yolunda ilk adımı oluşturur.

Kurumu gözden geçirirken, yalnızca sağduyunuza başvurun. Çok derlenmiş toplanmış her şeyin aşırı düzenli olduğu bir yerse, çocuğunuzun serbestçe oynamasına izin verilmeyebilir. Öte yandan, genel sağlık koruma kuralları konusunda sizi kaygılandıran bir şey varsa, çocuğunuzun sağlığı tehlike altında olabilir. Ayrıca, personelin öbür çocuklara nasıl davrandıklarına dikkat edin: Davranış biçimlerinin çocuğunuza uygun olup olmadığını bu gözlemden anlayabilirsiniz.

Gözden geçirmeniz gereken iç etkinlikler, lego oyunları ve yapı blokları gibi oyuncakları, kitapları, resim yapma gereçlerini, bahçedeki oyun etkinliklerini, vb. içerir. Kurumun bahçesi ve oyun donanımları, çocuğun serbestçe koşmasına, binmesine, tırmanmasına elverişli olmalıdır. Ayrıca öbür çocukların temiz, karınları iyi doymuş ve iyi bir gözetim altında olup olmadıklarını inceleyin. Bahçenin, çocuğunuz için güvenli ve gözle görünür tehlikelerden uzak olup olmadığını kontrol edin.

Son olarak, yöneticiden en alt düzey çalışanlarına kadar her biriyle ayrı ayrı konuşun. Böylece, çocuk bakımında aynı görüşleri taşıyıp taşımadığınızı, çocuğun gerek kurumda, gerek ev yaşantısında karşılaşabileceği sorunlar konusunda anne-babalarla konuşmaya önem verip vermediklerini anlarsınız.

Advertisement

ÇOCUĞUNUZU RAHATLATMA

Çocuğunuzu hangi kuruma vereceğiniz konusunda kesin seçiminizi yaptıktan sonra, onun belirli saatler için de olsa sizden ve evden uzaklaşma düşüncesine alışması, her ikiniz açısından da önem taşır. Ona birlikte gidip gördüğünüz yerden söz edin; karşılaşacağı yeni düzen, özellikle de yemek saatleri ya da topluluk etkinlikleri konusunda bilgiler vererek, yaşamında belirli değişiklikler olacağı düşüncesine alıştırın: Kendisini nelerin bekleyeceğini bilirse, yeni düzene uyması çok daha kolay olacaktır. Olanak varsa, ilk birkaç gün, onunla birlikte kalın. Buna olanak yoksa, çok sevdiği bir oyuncağı yanına almasını sağlayın.

Her şeyden önemlisi de, mutlaka eve döneceği konusunda içinin rahat olmasını sağlayın; onu ne zaman gelip alacağınızı söyleyin. Bu yeni ortamda kendini güvende hissetmesi ve onu sürekli olarak “terketmediğinizi” kavraması için, birazcık zamana gereksinme duyabilir. Ama bir kez alışınca da, kendisini yeni ve arkadaş dolu bir ortamda hissetmekten büyük keyif alır.


Leave A Reply