Ayers Kayalıkları (Uluru), Avustralya Aborjinlerinin Büyülü Kutsal Mekanı

0
Advertisement

Avustralya’nın güneşten kavrulmuş, çorak ve kumlu düzlüklerinin orta yerindeki görkemli ıssızlık içinde kırmızı kumtaşından masif bir tepe yükselir.

Ayers Kayalıkları (Uluru)

Avustralya’nın neredeyse tam ortasında yer alan Kuzey Toprakları’nın çorak ve dümdüz ovalarında ansızın yükselen Ayers Kayalıkları, rüzgarın savurduğu kumların oyduğu kocaman, kubbemsi bir kütledir. Bu çok yaşlı kızıl kaya kütlesi Aborjinler için her zaman kutsal bir anlam taşıyan, mistik bir yer olmuştu. Şimdiyse bir ulusal sembol haline gelmiş bulunuyor.

Ayers Kayalıkları

Güneş gökyüzündeki rotasında ilerlerken Ayers Kayalıkları da sürekli olarak değişen renklere bürünür. Şafak sökerken bakarsanız, gündoğumunun turuncusuyla parlar. Sabahın ilk ışıkları akında ise daha koyu, paslı bir renk alır. Gidin öğle saatlerinde bakın, kayalıkların kehribar rengiyle parıldadığım görürsünüz. Günbatımında ise kor halindeki dev bir kömür parçası gibi olağanüstü güzellikte bir kızıllık çıkar karşınıza.

Ayer Kayalıkları, isminin ilk anda akla getirdiği gibi, dev bir kaya parçası değil aslında. 500 milyon önceki yeryüzü hareketleri sırasında yukarı doğru itilmiş bir kumtaşı tepe; büyük bir bölümü de etrafı kuşatan kum tepelerinin altında gömülü durumda bulunuyor. Yukarıda ise küflenin yalnızca 348 m yükseklikteki yassılaşmış tepe ucu, ‘inselberg’ ya da “ada dağ’ olarak bilinen oluşum kalmıştır. Yaklaşık 3 km uzunluğundaki kaya yüzeyi çok ince paralel oluklarla kaplıdır. Çevresi 10 kilometreyi bulan taban kısmındaysa aşınma sonucu tuhaf biçimler almış mağara ve oyuklar bulunur. Kayalığın kuzey doğu tarafında 150 m yüksekliğindeki ayrılmış bir dilim, Kanguru Kuyruğu ismiyle bilinir.

Günbatımı kayalığı dev bir kömür parçası gibi parlayan kızıl bir kütleye dönüştürür

Ayers Kayalıkları

Advertisement

Çok nadir rastlanmakla birlikte yağışlar burada çok şiddetli olabiliyor. Böyle yağmur fırtınalarından sonra, kayalığın kimi yerlerde dimdik yükselen yamaçlarından aşağı ardında siyah yol çizgileri bırakan şelaleler dökülür. Kayalık üzerindeki çatlaklarda göletler oluşmakla birlikte yağmur suları genellikle olduğu gibi aşağıdaki platoya inerek etrafı kuşatan kum tepeleri üzerindeki otlar ve çöl meşelerini olduğu kadar mavi-gri sandal ağacı, bir okaliptüs türü olan bakkam ağacı ve yine bir akasya türü olan mülga ağacı korularına güç verir. Meşelerin iğneye benzeyen yaprakları yağmur suyu kaybını önlediği gibi kalın mantarımsı kabukları da sıcağa karşı koruyucudur. Kayalığın güney cephesinde, Maggie Kaynakları olarak da bilinen büyük Mutitjulu göletlerinde en kurak sezonların dışında hemen her zaman su bulunur. Diğer göletler ise birkaç hafta ya da ay direndikten sonra sıcağa teslim olur ve hızlı bir biçimde buharlaşır.

Ve Aborjinler

Aborjinler bu havuzlarda yaşayan su yılanlarının göletlerin bekçisi olduğuna inanır. Bu sularda aynı zamanda boylan 1.8 m’ye kadar uzayabilen ve son derece zehirli olan kahverengi yılanlar da bulunmaktadır. Kum tepelerinde yaşayan kurbağalar, kertenkeleler, keseli köstebekler ve fareler ise bu yılanlar için kolay bir avdır. Avustralya’ya özgü bir vahşi köpek türü olan Dingolar da, kamp ve piknik alanlarında yiyecek ararken bu canlıları avlar.

Bölgeye ara sıra uğrayan kırmızı kangurularla, daha ürkek, daha küçük bir tür olan ve kayalıklarda yaşayan vallabiler ise günlerini kaya kovuklarında geçirirler. Yaklaşık olarak 150 kuş türü de burada yaşamayı başaran hayvanlar arasında yer alıyor. Bunlar arasında kocaman kanatsız emular, çivi kuyruklu kartallar ve balyiyici olarak bilinen türler bulunmaktadır. Bu bölgede yaşayan bir Aborjin kabilesi olan Anangu halkı, Ayers Kayalıklarına ‘Uluru’ ismini vermiş. Binlerce yıldır yaşamlarının merkezinde yer alan bu bölge onlardan büyük bir saygı görüyor ve ‘Çukurpa’ ismini verdikleri yaşam ilkelerinin de bir parçasını oluşturuyor.

Çukurpa, bu topraklara özen gösterilmesi ilkesini de içeriyor. Zaten Ayers Kayalıkları da 1985 yılından bu yana 1300 kilometre kare genişliğindeki Uluru Ulusal Parkı’nın bir parçası olmuş; bu parka sahip çıkılması ve yönetilmesi işlerini Ananu halkı üstlenmiş. Onlar için Uluru bölgesi birçok atadan kalma izin birleşme noktası, yani Iwara’. Kayalığın her bölümü, her uçurumu, her kovuk ve mağarasının onlar için kutsal bir önemi var ve çoğunluğu Mutitjulu ve Kantju koyaklarında bulunan bazı mağaralar, aşıboyası, kül ve odun kömürüyle yapılmış Aborjin resimleriyle süslenmiş

Ayers Kayalıkları

TURİSTLERİN BULUŞMA NOKTASI

Ayers Kayalıkları, 1870 yılının başlarında Ernest Giles ve William C. Gosse isimli iki kaşif tarafından keşfedilinceye kadar hiçbir Avrupalı tarafından görülmemişti. Daha sonraları Güney Avustralya Başbakanı olan Sir Henry Ayers’in ismini bu kayalıklara veren de onlar.

Advertisement

Bugünse Ayers Kayalıklarını her yü 50 bini aşkın kişi ziyaret ediyor. Zaten 18 km kuzeydeki Yulara Resort’ta da bir turist merkezi var. Kayalığın etrafında yapılacak bir yürüyüş yaklaşık 4 saat alıyor, ama daha hızlı tur atmak isterseniz aynı yolculuğu bir motosiklet arkasında da yapabiliyorsunuz. Liru Yolu’nu izleyen kısa yürüyüş turları ise size aynı zamanda kendi kültürlerini anlatarak ‘mülga elması’ – küçük eşekarısı mazıları- gibi bazı yemeklerini de gösteren Aborjinlerin rehberliğinde yapılıyor.


Ayers Kayalıkları Hakkında Ansiklopedik Bilgi

Ayers Kayası ya da yerli dilinde Uluru, Avustralya’da Kuzey Toprakları’nın güneybatısındaki torlardan (aşınmış tekil kayaç kütleleri) birini oluşturan dev monolite verilen isimdir.
Ayers Kayası (Uluru)
Öteki torlar Amadeus Gölü yakınlarındaki Olga Kayaları ve Conner Dağıdır. Yerlilerin Uluru dediği Ayers Kayası güneşe göre renk değiştiren çakılkayadan oluşmuştur. Çevresini saran çölden (denizden 866 metre yükseklikte) 348 metre daha yüksektir.

Uzunluğu 2,5 km, genişliği 1,6 km olan monolit, oval biçimlidir. Alt yamaçlarında, zayıf kayaç katmanlarının aşınmasıyla oluşmuş yivler, tepesinde ise ender görülen sağanaklardan sonra dev çağlayanlar oluşturan sel hendekleri ve tekneler bulunur.

Taban yüzeyinde bulunan mağaralar Uluru Ulusal Parkı’nın (ilk kez 1950’de Ayers Kayası Olga Dağı Ulusal Parkı olarak kuruldu) sınırları içindedir. Duvarlarında kazıma ve boyama bulunan bu mağaralar bazı Yerli kabilelerince kutsal sayılır. Ernest Giles’ın 1872’de bulduğu monolit, adını Güney Avustralya eyaletinin eski başbakanı Sir Henry Ayers’den almıştır. Ayers Kayası’na 448 km kuzeydoğusundaki Alice Springs üzerinden gidilir.


Leave A Reply