Disk Balığı Özellikleri ve Bakımı

0
Advertisement

Disk Balığı nasıl bir balıktır? Disk Balığı türleri, üretimi, yaşam koşulları, beslenmesi, bakımı ve özellikleri hakkında bilgi.

DİSK BALIĞI (SYMPHYSODON AEOUİFASCİATA)

Bu isimle tanınan ve akvaryumlarda yaygın olarak bulunan, üretilmesi diğer üç üyesine oranla daha kolay olan türdür. Yeşil Disk ve Mavi Disk Balıklarının dışında, aileye adını veren esas tür ise Symphysodon Discusdur. Oldukça nadir olarak bulunur. Doğada boyu 20 santimi bulur.

Anavatanı Rio Negro ve Amazon ırmağı kıyıları olan bu balık 1840 Alman doğa bilgini Dr. Heckel tarafından bulunmuş ve adlandırılmıştır. Akvaryumlara giriş yılı ise 1933 dür. Bizim değineceğimiz Altın Disk Balığının büyüklüğü doğada 12-15 santimi bulursa da akvaryumlarda daha küçük boyda kalırlar. Oldukça ürkek ve kendi cinsiyle birlikte yaşadığında sakin bir balıktır. Ancak ayrı akvaryumda yetiştirilmesini öneririz.

Yuvarlak ve yassı gövdeli olan bu balığın renkleri seyrine doyulmayacak güzelliktedir. Temel rengi altın sarısı olup dokuz tane koyu renk bant gövdeyi dikine keser. Balığın dörtte üçlük kısmını yüzgeçler çevreler ki bunların kenarları çarpıcı kırmızı olup üstü mavi lekelerle bezenmiştir. Bir seri parlak mavi çizgi başını, gövdesinin alt ve üst kısımlarını enlemesine renklendirerek tam bir renk cümbüşü yaratır

Erkekle dişi arasındaki en önemli fark, dişinin renginin daha açık olması ve mavi lekelerin daha az bulunmasıdır. Akvaryum suyunun PH 6,4, DH 4 ilâ 5 ve ısısının 28°C olması ideal şartlardır. Bu balığa sahip olmak, yani akvaryumunuzda gerçek bir kral ailesi barındırmak istiyorsanız tüm ön hazırlıklarınızı ona göre yapmalısınız. Önce bu balığın oldukça pahalı bir balık olduğunu belirtelim. Bu nedenle yurdumuzda pek sık rastlayamıyoruz ona. Bundan başka son derece iyi havalandırma tertibatı olan standart akvaryumların dışında çok büyük akvaryuma ihtiyaç gösterirler.

Advertisement

Beslenmeleri konusunda da sizi uğraştıracaklardır. Verdiğiniz yemi beğenmezlerse açlık grevine kalkışacaklarından hiç şüpheniz olmasın. Özellikle canlı yemleri severler. En iştahla yedikleri su kurtlarıdır. Ancak bu yetersizdir. Dengeli bir besin sistemi uygulamanız için su piresi, lepistes yavrularıyla takviye etmeniz gerekecektir.

Üretimi:

Üretime gelince Skalarya’ya büyük bir benzerlik gösterirse de özellikleri nedeniyle daha büyük bir ihtimam gerektirirler.

Üretimin yapılacağı akvaryum ebatları 150 cmx50 cm.x60 cm. den küçük olmamalıdır. Akvaryum Dev Cryptocoryne ve Dev Vallisnerialarla iyice bitkilendirilmelidir. Bir köşeye dişinin yumurta dökümünde tercihen kullanacağı dezenfekte edilmiş bir cam veya mermer parçasının yerleştirilmesi unutulmamalıdır. Bunun boyu 35-40 cm. eni 10 cm. olabilir.

Çift yavrulama akvaryumuna tercihen gece karanlığında konulmalı ve herhangi bir şekilde huzurları kaçırılmamalıdır. Dişi yavrulama için yer seçiminde gayet titiz davranır. Bütün akvaryumu dolaşır. Otları ve koyduğunuz taşı dikkatle inceler. Seçimini yaptıktan sonra onu ve tüm çevresini güzelce temizler. Sonunda yumurta dökme işlemine girişir.

Yumurtaların bırakılışı Skalarya’da olduğuncadır. Dişi yumurtaları bırakacağı yeri ağzı ile temizler ve karnı ile adeta ovarak arıtır. Defalarca aşağıdan yukarı doğru yumurta bırakmaksızın gidip gelmelerinden sonra yumurtalarını bırakmaya başlar. Erkek onu dikkatle izler. Dişi bir seri yumurtayı bıraktıktan sonra erkek dişinin bıraktığı iz üzerinden geçerek yumurtaların tümünü döller. Bu böylece sürer gider.

Advertisement

Yumurta dökümünün tamamen bitiminden sonra anne ve baba yumurtalara büyük özen gösterir, onları yüzgeçleriyle havalandırır ve yerinden düşen yumurtaları tekrar yerlerine yerleştirirler. Dört gün sonra ebeveynin yumurtalara yaptığı bekçilik sona erer. Yumurtalar çatlayarak yavrular aileye katılır Çift yavrularını büyük bir özenle kâh temizledikleri geniş yapraklı bitkilerin kucağına kâh bir başka yere yerleştirir. Artık çift yumurtalara gösterdikleri özenin çok daha fazlasını yavrulara göstermeye başlamışlardır. Yavruların ilk üç gündeki tüm hareketleri anne babasının onları taşıyıp götürdüğü kadardır. Ancak bu taşıma günde iki üç kez tekrarlanır.

Yavrular gıda torbalarındaki yumurta sarısını tamamen bitirdikten sonra aç kalırlar ve kendilerine bir besin kaynağı ararlar. Bunu da kendi ebeveyinlerinde bulurlar. Anne babanın gövdesine adeta sıvanmış bir şekilde yerleşmiş bulunan tek hücreli yaratıklara saldırırlar ve onları yiyerek dışarıdan ilk besinlerini alırlar. Yavrular on günlük olduktan sonra ince su piresi ile beslenebilirler. Bu devrede yavruların o muhteşem balığın yavrusu olduğuna inanmak zordur. Daha çok su piresini hatırlatırlar.

Yavrular altı haftalık olduktan sonra 2,5-3 santim olurlar ve yavaş yavaş, ileride anne ve babaları gibi göz kamaştıracaklarına bizi inandırmaya başlarlar. Artık bundan sonra her türlü canlı yemle kolayca beslenebilirler.

Unutulmamalıdır ki çok duyarlı bir yapıya sahip olan yavrular kolayca hastalanabilirler. Onları anne ve babalarından iki aylık oluncaya dek ayırmayıp havalandırma, beslenme, suların temizliği ve ısısına özen gösterin. Yeni bir akvaryuma geçme çağı gelince içinde yaşadıkları ortamın tüm nitelik ve gereklerini aynen sağlayın.


Leave A Reply