Eklembacaklı Hayvanların Biyolojik Özellikleri ve Çeşitleri Nelerdir?

0
Advertisement

Eklembacaklılar hangi hayvanlardır? Eklembacaklıların özellikleri, yaşam koşulları, üremeleri, beslenmeleri hakkında bilgi.

Eklembacaklılar; (Lat. Arthropoda).

Hayvanlar aleminin, en geniş dalıdır. En belirgin özellikleri, bölütlere ayrılmış eklemli gövdeleri ve boynuzsu dış iskeletleridir. Gövdeleri baş, göğüs (toraks) ve karın (abdomen) olmak üzere üç bölgeye ayrılır. Göğüs ve karın bölümünde bölüt sayısı çok değişik olabilir. Buna karşın tümünde baş, birbiriyle kaynaşmış ilk altı bölütten oluşur, deri, hem hayvanı korumak hem de kasların içten bağlanması için sağlam bir çerçeve oluşturmak üzere dışa doğru bir dış deri (kütikül) salar. Kitin ve sklerotin adlı boynuzsu maddelerden oluşmuş kütikül, bölütlerin birbirine eklemlendiği yerde yumuşaktır.

Eklembacaklılara Örnekler

Eklembacaklılara Örnekler

Bazen komşu bölütlerin kütikülleri kaynaşarak vücudu daha büyük bölümlere ayırırlar.

Bazı eklembacaklılarda, örneğin kabuklularda kireç tortusuyla daha da sertleşe-rek bir zırha dönüşür. İlkel türlerde her bölütten iki uzantı (ekstremite) çıkar. Bu uzantıların kafada bulunanları anten, ağız parçalan ve palp (dokunma boynuzu) oluşturmak üzere çeşitli biçimlerde değişikliğe uğramışlardır.

Öteki uzantılar ise eklemli bacakları oluştururlar. Gelişmiş türlerde ayak sayısı azalmışsa da hiçbir zaman altıdan az olmaz. Hepsi de böcekler sınıfından olan uçan eklembacaklıların ikinci ve üçüncü göğüs bölütlerine, bacaklara ek olarak birer çift de kanat bağlanmıştır. Kanatlar bölütlerin yanlarından çıkarlar. Böceklerin kimi takımlarında kanatların bir çifti değişikliğe uğramış ya da eksik gelişmiş olabilir.

Yusufçuk

Yusufçuk

Eklembacaklıların çoğu yumurtlayarak ürerler. Ancak bazılarında yumurtalar vücut içinde olgunlaşıp açılır. Çoğu kez aynı türün erkeğiyle dişisi arasında biçimde, büyüklükte ve yaşama biçiminde önemli ayrımla görülür. Birçoğunda tek bir çiftleşme erkeğin ölümüne, dişisinin ise ömrü boyunca yumurtlamasına yol açar. Bunun yanı sıra çiftleşme olmaksızın, yumurtanın döllenmeden geliştiği durumlar da görülür.

Kütikül tam olarak oluştuktan sonra genişleyemez. Bu nedenle, zaman zaman değiştirilerek yenisi oluşturulur. Büyümenin hızlı olduğu ilk evrelerde gövde kimi zaman çıplaktır. Bu yavrular, çoğunlukla biçim bakımından da erginlerden tümüyle ayrıdır. Bu deri değiştirme işlemine başkalaşım (metamorphosis) denir. Tırtıl ve kelebekte yakından izlenebilen bu olay, deniz eklembacaklılarında da görülür. Özellikle asalak türler ve mağaralarda yaşayanlar başta olmak üzere bazıları kördür.

Advertisement

Örümcek gibilerin ise sayısı ve düzenleniş biçimi ayrı ayrı olan basit gözleri vardır. Böceklerin gözleri, çok sayıda merceğin birleşmesinden oluşmuş bileşik gözlerdir. Kabukluların bileşik gözleri bazen bir sap üzerine oturtulmuştur. Böceklerde bileşik gözlerden başka, genellikle başın tepesinde bulunan basit gözler de vardır. Bileşik gözlerde yer alan mercek sayısı çok fazla olabilir. Örneğin yusufçukların bazı türlerinin gözlerinden 30 bin kadar mercek sayılmıştır. Küçük eklembacaklıların, özellikle de asalak türlerin iç yapıları çok basittir Bunların ne solunum, ne de dolaşım aygıtları vardır.

Solunum dış deri aracılığıyla yapılır.

Kan, gövde boşluklarında ağır ağır yer değiştirerek dolaşır. Gelişmiş eklembacaklılarda solunum, kabuklulardaki gibi solungaçlarla, örümceklerdeki gibi kitap trakeler ya da böceklerde olduğu gibi boru trakelerle sağlanır. Trakeler, “stigma” adı verilen deliklerle dışarıya açılan küçük tüplerdir. Hava, gövdeye buralardan yayılır. Kanın dolaşımı hayvanın sırtı boyunca uzanan bir boru aracılığıyla sürdürülür. “Kalp” işini gören ve taze kanın sindirim sisteminden kafadaki boşluklara serbestçe ulaştırılmasını sağlayan bu borunun iki ucu açık olup bazen yanlarında da delikler bulunur. Sindirim sistemleri genellikle ön, orta ve arka bölümlere ayrılmış bir borudan oluşur.

Her bölüm ve bölümün parçalarının özellikleri sınıftan sınıfa, bir bireyin gelişmemin değişik aşamalarında bile büyük ayrımlar gösterir. Sinir sistemi, gövdenin karın kesiminde boydan boya uzanan bir çift zincirden oluşur. Bu sinir zincirleri üzerinde, her bir bölütte birer sinir düğümü vardır. Kısa sinirlerle birbirine merdiven basamağı gibi bağlanmış bu düğümlerden ayaklara ve organlara daha küçük sinirler ayrılır. Baştaki sinir düğümü, bir beyin oluşturmak üzere büyümüştür.

çöl çekirgesi

Kaynak: commons.wikimedia.org

Eklembacaklılarda kafada bulunan uzantılar, ağız organları ve duyu organları biçiminde ayrılmışlardır.

Duyu organı işlevini gören antenler, dokunma, koku ve tat alma sinirleri ve işlevleri henüz tam olarak bilinmeyen bazı duyarlı hücrelerle donatılmışlardır. Böceklerin, çıyanların ve kırkayakların iki, kabukluların dört anteni vardır, örümceklerinse hiç yoktur. Ağız organları üstdudak, üstçene, altçene ve altdudaktan oluşur. Bu organların sayıları, yapısı ve işlevi yaşam biçimine ve besin tipine göre birçok ayrılıklar gösterir.

Göğüs bölgesinde bölütlerde bulunan uzantılar genellikle hareketle ilgilidir, ancak biçim ve sayıca ayrılıklar gösterirler. Böceklerin üç çift, örümceklerin dört çift, kabukluların beş çift ayağı vardır.

Eklembacaklılar, İlkeleklembacaklılar ve Gerçekeklembacakıllar olmak üzere iki alt dala ayrılır. İlkeleklembacaklıların Onikoforlar ve Taridigratlar olmak üzere iki sınıfı vardır. Gerçekeklembacaklılar da Kabuklular, Örümceğimsiler, Çokbacaklılar ve Böcekler olmak üzere dört sınıfa ayrılır.

Advertisement


Leave A Reply