Eski Uygarlık ve Dönemlerde Evler Nasıldı? Geçmişten Günümüze Evler

0
Advertisement

Eski kadim uygarlıklarda ve eski dönemlerde evlerin özellikleri nelerdir, eski evler hakkında bilgi ve günümüz evleri hakkında da kısa bilgi.

Eski Mısırlılarda Ev :

Eski Mısır Evleri

M.Ö. 3000 yılı sıralarında Mısırlılar medeniyette en ileri durumda olan milletlerden biriydi. Bu, Nil nehrinin her yıl taşıp civarına zengin topraklar yığmasından, böylece çiftçilik imkanları sağlamasından dolayı olmuştu. Mısır halkının fakirleri çok basit evlerde otururlar, hali vakti yerinde olanlar büyük evler yaptırırlardı. Genel olarak, Mısır’da evler çamurdan, kilden yapılır, üzerileri palmiye dallarıyla örtülürdü. Pencereler, hem güneşin içeri girmesine engel olsun, hem de sıcak havayı dışarı vererek serinlik sağlasın diye duvarların tavana yakın bölümünde açılırdı. Evlerin dışındaki bir merdivenle dama çıkılırdı. O bölgenin şiddetli sıcağından dolayı ev halkı geceleri damda uyurdu. Her evin bahçesi bulunurdu; yemek orada pişirilirdi. Zenginlerin evleri taştan yapılır, çok büyük olur, değerli eşyalarla süslenirdi.

Babil ve Asur Evleri:

Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunan vadi, gerek tahta, gerek taş bakımından fakir bir yöreydi. Bu yüzden kullanılabilen tek yapı malzemesi, güneşte kurutularak yapılan tuğlalardı. Burada evler çoğunlukla dikdörtgen biçiminde, iki katlı, düz damlı, küçük pencereli, dışarıdan merdivenli olarak yapılırdı.

Ege ve Yunan Evleri:

Çeşitli imkanlar bakımından çok ileri olan Ege ve Yunan medeniyeti sayesinde bu yörede yaşayan insanlar başkalarından çok mükemmel binalar yapabilmişler, en çok güneşte kurutulmuş tuğlalar, sağlam taşlar kullanmışlardır. Son kazılardan anlaşıldığına gore bu insanlar evlerine, kanalizasyon tertibatı, kilden yapılmış borularla su tesisatı bile yapmışlardı. Çoğunlukla iki katlı olan bu evlerin merdiveni içeridendi. Pencereler çok genişti, cam yerine parşömenle kaplanırdı.

Sanat bakımından da çok ileri olan bu insanların evleri aynı zamanda büyük bir zevkle yapılmıştı. Tapınaklarda olduğu gibi evlerde de sütunlara rastlanıyor. Yalnız, Yunanlılar çoğu zamanlarını dışarıda geçirdiklerinden başka yapılara verdikleri önem ve özen evlerinde pek görülmez. Bunlar nispeten sade, küçük yapılardır, bir taşlığın çevresine toplanmış odalardan meydana gelmiştir.

Advertisement

Roma Evleri:

roma-evleri

Eski insanların yaptıkları binalardan en çok Romalılar’ın evleri hakkında bilgi edinmiş bulunuyoruz. Çünkü en çok onların yaptığı eserlerin kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Bu eserlerden anlaşıldığına göre Romalılar mühendislikte çok ileriydiler, yaptıkları su yolları ile, evlerinin su ihtiyacını bile sağlamışlardı. Roma halkının sınıfları arasında gelir bakımından evleri de ona göre çok değişikti. Zenginler büyük köşklerde otururken fakirler tahtadan yapılmış çok katlı binalarda birkaç aile bir arada yaşarlardı.

Bir Roma evi, çoğunlukla, bir taşlığı çevreleyen birkaç odadan meydana gelirdi. Bu taşlığın bazı evlerde üzeri açık, yani avlu halinde oturdu. Yağmur yağdığı zaman buradan giren sular yerin altında bir sarnıçta toplanır, böylece su ihtiyacı karşılanmış olurdu. Büyük evlerde bazan ikinci bir taşlık daha bulunurdu. Bu taşlık sütunlarla çevrilir, ortasına bir çeşme yapılır, çeşitli heykellerle, çiçeklerle süslenirdi. Roma evlerinin iç duvarları renk renk boyanırdı. Işığı gaz lambalariyle sağlarlardı. Romalılar, tarihte ilk defa, pencerelerde cam kullanmışlardır.

İlk Avrupa Evleri:

Avrupa’ya yerleşen ilk kavimler duvarları kalastan, sivri damlı, tek katlı evler yaptılar. Duvarı meydana getiren kalasların arasını kille doldururlardı. Sivri damlar kuzey bölgelerde daha çok kullanılırdı, çünkü kışları çok sert olan bu bölgelerde karlar dik damlarda daha az toplanıyor, eriyince de daha kolay akıyordu. Evler büyük bir taşlığın çevresine sıralanan odalardan meydana geliyordu. Pencereler çoğunlukla damda açılırdı. Düşmandan korunmak için de evlerin çevresine hendekler kazarlardı.

Orta Çağ Evleri

Ortaçağ Evleri:

Avrupa’da şatoların yapılması Ortaçağ’da başlamıştır. Bu şatolarda, genel olarak, duvarla çevrili geniş, büyük bir avlu, yüksek bir kule, uzun bir taşlık, bu taşlığa açılan küçük, dar, birçok oda bulunurdu. Şato sahipleri, düşmanlarından korunmak için, yapının çevresine kazdıkları hendekleri suyla doldururlardı. Açılır-kapanır bir köprü bu hendekleri aşmaya yarardı. 1300 yılından sonra şatolarda ocak yapmak adet oldu.

Advertisement

Şehirlerin kurulması üzerine, şatoların yerini daha küçük evler almaya başladı. Bunlar ya taştan, ya da tuğladan yapılmış bir taban üzerine dikine konulan kalaslardan, bunların arasına yerleştirilen latalardan meydana geliyordu. Tavanlar çok yüksekti. Halkın geliri arttıkça bu çeşit evlere karşı rağbet de artıyordu. 1500 yıllarında bu evler iki, üç katlı olarak yapılmaya başladı.

Rönesans Devri:

Rönesans devrinde, Avrupa mimarlığında eski Roma tarzının etkisi görülmeye başlandı. Bu etkinin en büyük özelliği bakışım (simetri) anlayışıydı. Bir binanın iki yanı birbirinin aynı olarak yapılıyordu. Hatta bir yana yapılan merdiven mutlaka öbür yana da yapılıyordu. Zamanla buna o kadar önem verilmeye başlandı ki evin kullanışlı, zevkli olması artık göz önünde bulundurulmuyordu. 1730 yıllarından sonra bu aşırı özen yavaş yavaş bırakılmaya başlandı. Gene o yıllarda odaların duvarlarını süslü kağıtlarla kaplamak moda oldu. Zarif ve rahat eşyalar kullanmak, pencerelere perde asmak, evin iç süslemesi bakımından en önemli yeniliklerdi.

Endüstri çağının başlaması Avrupa evlerinin 1750’den sonra büyük değişikliklere uğramasına yol açtı, çünkü yapı malzemesi çok ucuzlamıştı. Ocağın yerini sobalar aldı, mum yerine gaz lambaları kullanıldı.

şehir

Kaynak: pixabay.com

Bugünkü Evler

Ev yapımında inşaat bakımından en büyük ve önemli ilerlemeler, XIX. yüzyılda makine gücü sayesinde mümkün olmuştur. Makineler yapı malzemelerinin istendiği şekilde ve miktarda elde edilmesini, ulaşımını kolaylaştırmış, yapı usullerinin de gelişmesine yol açmıştı. Suyla, buharla işleyen bıçkı makineleriyle kereste yapımı ucuzladı; çivi, demir çubuk gibi madeni malzeme fabrikalarda bol bol yapıldı; kanallar, buharla işleyen gemiler, trenler bu malzemelerin istenilen yere kolayca ulaştırılmasını sağladı.

Bugünkü evlerin yapılışında dış görünüşten çok, iç bölüm önemidir. Bu bölümün mümkün olduğu kadar kullanışlı olmasına dikkat edilir. Modern evlerin yapımında birçok yeni mimarlık tekniklerinden faydalanılmaktadır.

Cam tuğlalar, kırılmaz camlar, çelik, alüminyum pencere çerçeveleri, plastik, mantar yer kaplamaları, plastik duvar kağıtları en son yapı malzemelerindendir.

Bugün nüfus gittikçe arttığından, şehirler kalabalıklaştığından eskiden olduğu gibi boş arsalar bulmak kolay değildir. Bundan dolayı, nüfusun çok olduğu büyük şehirlerde, özellikle iş yerlerinde çok katlı, çok daireli apartmanlar yapılıyor. Böylece, belli bir arazi bölümünde bir aile yerine beş, on, bazen yüz aile birden barınabiliyor.

Çağımızın teknoloji bakımından ileri olan ülkelerinde evlerin su, ışık, ısı ihtiyacı, ileri teknik imkanlar sayesinde mükemmel bir şekilde halledilmiştir. Bu arada, evlere, apartmanlara sıcak su tertibatı, kalorifer, soğuk hava tesisatı konuluyor.

Bu çeşit evlere, özellikle, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda ihtiyaç duyulmuştur. Bombardıman edilmiş bölgelerin halkına bu sayede kısa zamanda barınak sağlanabilmiştir.

Böylece, bugünün insanları hayatın başlıca üç ihtiyacından biri olan barınma meselesini teknik gücüne dayanarak, başarılı bir şekilde çözebilmiştir.

Günümüz teknolojisi ile çok yüksek binalar oldukça değişik şekillerde yapılabilmektedir. Günümüzün en uzun ve teknolojik binaları, Amerika, Singapur ve özellikle son dönemde petrol zengini Dubai’de bulunmaktadır.

Advertisement


Leave A Reply