Henri Bergson Kimdir? Henri Bergson Felsefesi

0
Advertisement

Henri Bergson kimdir? Henri Bergson hayatı, biyografisi, eserlerinin kısa özetleri, felsefesi, Bergsonculuk hakkında bilgi.

Henri Bergson
Henri Bergson; 
Fransız filozofudur (Paris 1859-ay.y. 1941).

Ecolé Normale Supériure’de okudu, 1881’de felsefe doktoru oldu. Çeşitli okullarda ve College de France’da öğretmenlik yaptı, Fransız Akademisi’ne üye seçildi. 20. yüzyılın en büyük filozofları arasında sayılan Bergson’un felsefesi sezgicilik temeline dayanır. Gerçeğe, mutlak bilgiye akılla değil duyuşla, sevgiyle varılacağını öne süren filozofa göre sezginin kavrayabileceği en temel gerçek “saf süre”dir. Madde, zaman ve hareket ise aslında sürenin algılanma biçimleridir. “Her şey tek bir nokta halinde saf sürede toplanır. Ne var ki yine Bergson’a göre, “bu o kadar katıksız bir küçük noktadır ki hiçbir düşünür onu anlatamaz”. Kendisinin de bu yüzden ömrü boyunca anlaşılamadığını belirten filozof, Matière et Mémoire (Madde ve Bellek) 1896, l’Evolution Créatice (Yaratıcı Evrim) 1907, Durée et Simultanéité (Süre ve Eşanlılık) 1922, gibi eserlerinde süre içinde bilincin işlevini inceledi. “Ona göre, bilinç, geçmişin şimdiki zaman içinde saklanmasıyla geleceğin taklit edilmesinden oluşan bir bellektir.” Dolayısıyla bilincin işlevi eylemi belirleyen bir “seçme”, “karar verme” edimidir. Bergson bu savdan kalkarak “yaşam atılımı” olarak adlandırdığı ve bitkiden hayvana hayvandan insana yükselen, insanda yapıcı ve yaratıcı bir irade olarak ortaya çıkan bir olgunun varlığına işaret eder. “Yaratıcı evrim” ise, filozofa göre, işte bu evrensel süreçtir ve felsefenin görevi bu süreci aydınlatmaktır. Bunu da ancak dış görünüşü kavrayabilen akıl değil asıl gerçeğe uzanabilen sezgi gerçekleştirir. Düşünceci (idealist) felsefeye yeni bir güç katan Bergson; Fransız Sorel, İngiliz Whitehead, Alman Heidegger, İspanyol Unamuno gibi birçok önde gelen filozofu, başta Proust olmak üzere çok sayıda edebiyatçıyı; Belçikalı Dwels-hauress gibi psikologları etkiledi. 1927’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Başlıca eserleri: Essai sur les Données immédiates de la Conscience (Bilincin Doğrudan Verileri Üzerinde Deneme) 1889; Le Rire, Essai sur la Signification du Comique (Gülme, Gülüncün Anlamı Üzerine Deneme) 1900; l’Energie Spirituelle (Zihinsel Enerji) 1919; les Deux Sources de la Morale et de la Réligion (Ahlak ve Dinin İki Kaynağı) 1932; la Pensée el le Mouvant (Düşünce ve Devingen) 1934.

Başlıca eserinin özeti:

Ahlak ve Dinin İki Kaynağı, eserde toplumsallık eğiliminin, insanın yaşama zorunluluğunun bir sonucu olduğu savunulur. Toplumun, insanı ahlaka ve dine zorlayan birtakım gerekleri vardır. İnsan varlığının en önemli yanı olan toplumsallık, insan ödevini yerine getirmeye çağırır. Bu, ahlak ve dinin ilk kaynağıdır. Ödevseverlik, insanın kendini koruma yolu olduğu kadar yaşama zorunluluğuna da uymasıdır. Kişiye itici gelen bu kaynağın sonucu olan din ve ahlak inşam korur. Yaşamı ilerleten içi gücün kaynağını Tanrı’da bulan Bergson, zekâ ve sezginin, ahlak ve dinin iki kaynağını oluşturduğunu, zekânın oluşturduğu ahlakın kapalı toplum ahlakı olduğunu belirtir. Burada özgürlükten değil, yasaların egemenliğinden söz edilebilir. Bu ilk kaynaktan gelen din ve ahlak, dürağan, tutucu, toplumsal ve eskimiştir. İkinci kaynak ise, kişiyi çeken, çağıran insan heyecanıdır. Bu heyecanın yarattığı örnek alma ve taklit etmeciliğin kaynağında, insanların yaratma içgüdüsü bulunur İnsanın yaratma gereksinimini karşılayan ahlak ve din buradan kaynaklanır. Çünkü, sezgiden kaynaklanan bu açık toplum ahlakının içinde, sevgi ve özgürlük egemendir. Buradan gelen ahlak ve din; bireysel, ileriye yönelik ve süreklidir. Kitabın ikinci bölümünde, ölüm korkusundan söz eden Bergson, dinle insan zekâsının ölümü kaçınılmazlık biçiminde algılamasına karşı, doğanın savunucu bir tepkisi olduğunu vurgular.

Advertisement

Bergsonculuk. Fransa dışında önemli etkiler yaratan ve gerçekliğin durağan olmadığı, sürekli değiştiği görüşüyle, bilginin deneysel olması ilkesine dayanan Bergson felsefesi ile pragmacılık arasında önemli benzerlikler vardır. İki görüşü birleştiren bir ortak nokta da insana, kişiliğe önem ve değer vermeleridir. Bergsonculuğun bilgide kuramsal olan sezgiye, pragmacılığın da pratik olana dayanmasına karşın iki görüş, koşutlukları nedeniyle, birlikte anılırlar. Bergson felsefesine tümüyle bağlı kalarak onu işleyen “Bilimin Eleştirisi” adlı eserin yazarı J. Segond, Bergsoncu; Maurice Paradine, Edouard le Roy, Maurice Blondel, Dilthey, J. Dewey ve Croce ise Bergsoncu-Pragmatist çizgide düşünürlerdir.


Leave A Reply