İslamda Yemin, Yemin Etmek ve Yemin Bozmak Hakkında Bilgi

0
Advertisement

İslamda yemin nedir? İslamda yemin nasıl edilir, yemin bozunca ne yapılır, kefareti nedir? İslamda yemin hakkında bilgi.

yeminİslamda Yemin

Yemin, İslâm hukukunda önemli yeri olan bir olay niteliğini hâiz ve dini bakımdan: bir işi ya yapmak, yahut yapmamak konusunda, görüş ve iddiasını güçlendirmek için ferdin Allah’ın adını zikrederek yaptığı bir tür akid (bağlantı, taahhüt) anlamındadır. Türkçe olarak yemin karşılığında “And içmek” deyimini kullanırız. Allah adını zikredip and içmeğe de: “Yemin billah etmek” deriz. Buna Arapçada da “Kasem suretiyle yemin” tâbir edilir. Bu gibi yeminlerde ya “va’llâhi, bi’llâhi, ta’llâhi” gibi sözler yahut Cenab-ı Hakk’ın “Esma-i Hüsnâ = En güzel isimler” ‘sından biri, genel olarak, kullanılır. Meselâ Rahman, Rahîm, Aziz, Halik vb.

Yeminde, bir haber, Allah adı anılarak kuvvetlendirilir. Zaten kelimenin anlamında “kuvvet” kavramı mevcuttur. Arapça adlarını yazmadan yeminlerin üç türde toplandığını kaydedeceğiz: Ateşe düşüren yemin; boşuna yemin ve bağlantılı yemin.

Eğer geçmiş zamanla ilgili olarak bir iş hakkında yalan söylemek amacı ile yemin edilirse, bu ilk yemin türüne girer. Böyle yeminleri yapanlar günahkâr olurlar. Nitekim Hz. Peygamber “Her kim yalan yere yemin ederse, Allah onu ateşe atar” buyurmuştur. Böyle bir yemin yüzünden tövbe ve istiğfar zorunludur. Bu yeminde ilk aranan bile bile yalan yere yemin etmektir. Eğer yanlışlıkla veya doğru sanılarak, gerçeğin tersine, yemin yapılırsa, bu da boşuna yapılmış yemin olur. Burada aranan bir kasdin var olmasıdır. Niyetin şeriatteki önemi dolayısıyla, kötü bir amaca yönelik olmayan böyle yeminler yüzünden Cenab-ı Hakk’ın, yemin sahibini bağışlaması umudu kuvvetlidir.

Nihayet son yemin türü de şöyle anlatılır: Gelecek zamana ait olarak bir işi ya yapmak, yahut yapmamak hususunda yapılan yemin olup, buna uyulursa mesele kalmaz; uyulmazsa yemin bozulur ve kefâret gerekir.

Advertisement

Yemin ancak Allahu Taâlâ üzerine olursa makbuldür. Ondan başkası üzerine yapılacak yeminlerin dini bakımdan bir önemi olduğu söylenemez. Meselâ Hz. Peygamber veya Kâ’be-i Muazzama üzerine yemin edilmez. Fakat: “Allah’a and içerim” gibi sözler söylemek yemindir. Bir adam, eğer yemin niyetiyle: “Şunu yaparsam kâfir olayım” tarzında bir cümle harcarsa, niyeti dolayısıyla bu sözler yemin yerine geçer. Hele bu gibi sözler iman bozukluğu sebebiyle söylenmiş ise, söyleyene, tövbe, istiğfar lâzım olduğu gibi, iman ve nikâh tazelemek de icabeder. Allah göstermesin: bir kişi dine, imana, kitaba küfreder, söverse yine yukarıdaki bölüme girer.

Akıl hastalarıyla erginlik yaşına gelmemiş olanların yeminleri geçerli sayılmaz. Yeminini bozana kefâret gereklidir. Eğer gücü yeterli ise on fakiri yedirmek, yahut giydirmekle yükümlüdür. Bu aynı zamanda bir fakiri on gün yedirmek suretiyle de yerine getirilebilir. Bunlara güç yetiremeyenlerin üç gün oruç tutması yeterlidir. Bu orucun ardarda olmasına dikkat etmelidir.


Leave A Reply