James Marcia Kimlik Statüleri

0
Advertisement

James Marcia’nın kimlik statüleri nelerdir? James Marcia’nın kimlik gelişim kuramı nedir, hakkında bilgi.

JAMES MARCİA’NIN KİMLİK GELİŞİM KURAMI

• Ergenlik döneminde yaşanılan kimlik kazanma sürecinde 4 farklı kimlik statüsü elde edilir. Kimlik statüsünün elde edilmesinde ergenin bunalım geçirme durumunda yaptığı sorgulama ve karar verme gücü en önemli faktörlerdir.

• Marcia, Erikson’un kuramından etkilenmiş ve 4 kimlik statüsü tespit etmiştir. Marcia, ergenlik döneminde ki gelişmeleri daha derinliğine irdelerken, ergen kimlik gelişiminin en temel kavramı olarak ‘kriz’ ifadesini kullanır. Kriz, ergenin kimlik gelişimi sürecinde nice alternatifler arasında seçimler yapmak zorunda olduğu sancılı yaşantıyı ifade eder. Marcia, bireyin bu krizi yaşayıp yaşamaması ve nasıl yaşadığını kıstas alarak 4 tane kimlik statüsü belirlemiştir.

Buna göre, bireyin sağlıklı kimlik gelişimi için;

• Kriz yaşaması gerekir ve

Advertisement

• Krizi sonuçlandırıp seçimler yapması; seçimi, değerlerde bir sonuca doğru yol alması gerekir.

1. Başarılı Kimlik Statüsü

Marcia’ya göre bu statüyü elde eden birey; kimlik bunalımını (kriz) başarıyla tamamlamış, geleceğe yönelik planlar yapmış, kendine has değer sistemi ve fikirler oluşturmuş, yaşam felsefesi geliştirmiş, ulaşmak istediği mesleği belirlemiş ve bir karara varıp kararlarına bağlanmış kişidir. Bu kimliği sahip bireylerin sorunlarını çözüme kavuşturduğunu söylemek mümkündür.

Marcia’ya göre başarılı kimlik statüsüne sahip olan kişiler, bir kriz (bunalım) yaşamış, ardından mesleki ve ideolojik (değer yargıları vs) arayışlarını neticelendirip, olmak istediğine karar kılmış kişilerdir. Bu kişiler ergenlikten önceki dönemlerdeki gelişim krizlerini de aştıklarından dolayı temel güven duygusuna sahip, kendi kendine karar alabilecek biçimde özerk, girişimci ve başarılı olma ihtiyacını doyurmuşlardır. Herhangi bir kararsızlık durumunda etkin karar alarak tercih yaparlar. Verdikleri kararın doğru olduğuna kabul eder ve kararlarından memnun kalırlar. Diğer insanların kendisini kabul ettiğine inanırlar.

Örneğin; meslek seçiminde gerekli araştırmayı yaptıktan sonra öğretmen olmaya karar vermesi; Evlenme çağına eriştiğini düşünüp evleneceği kişiyi belirlemesi.

2. Bağımlı (İpotekli-Erken Bağlanmış-Engellenmiş) Kimlik Statüsü

Bu statüdeki bireyler, hiçbir araştırma yapmadan (veya çok az yaparak) yakın çevresindekilerin(otoriter kişiler-anne-baba-öğretmen vs) önerdiği değerlere ve sözlerine sıkı sıkıya bağlanırlar. Bu bireyler, kimlik kazanma krizini yaşamış ve bir karara varmış görünmekle birlikte, aslında vardıkları karar kendilerinin değil ebeveynlerine aittir. Başka bir ifade ile bireylerin kimliklerine aileleri ipotek koymuştur. Yani hiç sorgulamadan veya sorgulama cesareti göstermeden anne-babanın ya da diğer yetişkinlerin kendisi için belirlediği kimliği kabul ederler. Bu yüzden birey kimlik arayışına girmez ve kendisine önerilen durumu-durumları herhangi bir değerlendirmeye tabi tutmadan benimser.

Örneğin; Birey, sevmediği halde annesinin istediği kızla evlenmesi, istemediği halde içinde bulunduğu sosyal çevrenin baskısıyla bir siyasi partiyi desteklemesi, babasının tuttuğu futbol takımını tutması, annesinin istediğini mesleği yapması gibi.

Advertisement

Çevresinin yönlendirmesine ihtiyaç duyan bu kişiler, geleneksel yaşantının hâkim olduğu ve bireyselliğin ön plana çıkmadığı yani destek görmediği birçok toplumda “uyumlu” birey olarak nitelendirirler.

Bu kimlik statüsü, genellikle özerklik ve girişimcilik dönemlerine ait krizlerin aşılamadığı bireylerde görülür.

3. Moratoryum (Gecikmiş-Askıya Alınmış-Beklemeli) Kimlik Statüsü

Moratoryum kimlik, kimlik bunalımı yaşayan ve çözüm yolu bulamayan bireylerin içine düştüğü geçici boşluk durumudur.

Moratoryum, ekonomide kullanılan bir kavramdır ve ‘borçların ertelenmesi’ anlamını taşır. Bu bağlamda moratoryum kimlik de aynı şekilde bireyin kimlik arama çabalarının ertelenmesidir, (meslek seçimini ertelemesi gibi)

Bu kimliğe sahip bireylerde bir süreliğine ‘böyle gelmiş böyle gider anlayışı hâkimdir.’ ailelerinin ve sosyal çevrelerinin tercihleri ile kendi tercihleri arasında kalmışlardır. Bu kararsızlık nedeniyle hiçbir karar almamayı ve hiçbir şey yapmamayı tercih edebilirler, başıboş dolaşırlar. Ayrıca aşırı bir sosyal baskı ve yalıtılmış hissederler. Bu durumda bireyler bu olumsuz atmosferden kurtulmak için farklı çözümler üretmeye çalışırlar. Örneğin, erkeklerin askere gitmeyi veya eğitimlerini yarıda bırakıp işe girmeyi düşünmeleri böylesi bir çabanın neticesidir.

Ergenlik döneminde görülen geçici umursamazlık, amaçsızlık, günü birlik yaşama, vurdumduymazlık, boş vermişlik ve hedefsizlik, moratoryumun başlıca belirtileridir. Bu doğrultuda ebeveyn ve öğretmenlerin bu dönemdeki bireylere uzun süreli hedefler yerine kısa süreli ve daha az çaba gerektiren hedefler koymalılar.

4. Dağınık (Kargaşalı) Kimlik

Dağınık kimlik bireyin, kimlik bunalımı (krizi) yaşamadığı, herhangi bir kimlik statüsüne bağlanmadığı durumu belirtir. Başka bir ifade ile bunalımın(krizin) önemsenmediği, bağlılığın olmadığı, ‘bazen öyle bazen böyle’ şeklinde davranıldığı kimlik durumudur. Bu statüdeki bireyler ne kriz yaşamışlardır ne de ne olacaklarına karar kılmışlardır. Kimlik edinme gibi bir dertleri-çabaları yoktur. Hatta kimlik kazanmamış olmaktan rahatsızlık duymazlar. Bunlar genellikle bireyler arası etkileşimin ve yönlendirmenin az olduğu ailelerde yetişmişlerdir.

Bu statüdeki bireyler, bir kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınırlar. Bu nedenle bir gruba, cemiyete, kişiye ve işe bağlanamazlar. Sürekli olarak karar değiştirirler, içinde bulundukları grupları sık sık değiştirirler. Çevreleriyle uzun süreli sosyal ilişkiler geliştiremezler. Yaşamdan bir beklentileri yoktur. Ancak bu durumdan da memnun değildirler.

Ters (olumsuz) kimlik:

Kimlik krizinin rahatsız edici durumundan kurtulmak isteyen bireyin, içinde yaşadığı toplumun beklentilerinin tam aksi yönde rolleri ve değerleri benimsemesidir. Toplumun kurallarına aykırı ve isyankâr davranışlar bu kimliğin temel özelliğidir.

Gölgelenmiş kimlik:

Advertisement

Bireyin çevresindeki otorite figürlerine (anne-baba-öğretmen vs) karşı benimsemiş olduğu kimliği savu-namaması ve onların seçimini kabul etmesidir. Yani kendi seçimi başkalarının seçimi tarafından gölgelenmiş olur. (Nispeten ipotekli kimliğe benzemektedir.)


Leave A Reply