Advertisement
İçinde küçük kelimesi geçen atasözleri, deyimler nelerdir? Bu atasözlerinin ve deyimlerin anlamları, açıklamaları. Küçük hakkında.
Küçük İle İlgili Atasözleri ve Anlamları
- ***borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)
borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar. - ***büyük balık küçük balığı yutar
güçlüler, güçsüzleri ezer. - ***delik büyük, yama küçük
eldeki imkânlar gerekenden çok az. - ***dilin cirmi küçük, cürmü büyük
dil küçük bir nesnedir ama söylediği kötü sözlerle kişinin başını belaya sokarak büyük suç işler. - ***sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış
yapılacak iş için gerekli gücün elde edilebilmesi için sabahleyin karın doyurulmalıdır, çocukların anne, baba ihtiyarlamadan yetiştirilebilmeleri için de evlenmeleri geciktirilmemelidir. - ***sinek küçüktür ama mide bulandırır
önemsiz, küçük gibi görünen bir şey kötü ve olumsuz bir izlenim yaratır. - ***su küçüğün, söz (sofra, yemek) büyüğün
1) temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar; 2) her şeyin bir sırası vardır; kişiler bu sıralamada yaşlarına, kültürlerine vb. özelliklerine göre yer alırlar. - ***şahin küçük ama payını ele vermez
küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır. - ***şahin küçüktür ama koca turnayı havadan indirir
küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır. - ***yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar
bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur. - ***yılanın başı küçükken ezilir
büyüyeceği belli olan her tehlike daha en başta önlenmeli, düşman güçlenip büyük zarar verecek duruma gelmeden tedbir alınmalıdır.
Deyimler
- ***beğenmeyen kızını (küçük kızını) vermesin
bir durumun beğenilmemesi karşısında, beğenmeyenin umursanmadığını anlatan bir söz. - ***büyükle büyük, küçükle küçük olmak
her yaş ve durumdaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak. - ***büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek
saygı ve sevgi göstermek: “Buralara kadar zahmet ettiniz, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.” -H. Taner. - ***küçük abdesti gelmek
idrar yapma ihtiyacı duymak. - ***küçük dağları ben yarattım demek
çok böbürlenmek, kibirlenmek: “Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet … varken … o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar.” -H. Taner. - ***küçük dilini yutmak
şaşırmak, donakalmak: “Kadıncağız beni bu hâlde görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı.” -Y. K. Karaosmanoğlu. - ***küçük düşmek
değeri veya onuru sarsılmak: “Kimsenin yanında küçük düşmeni istemem.” -R. N. Güntekin. - ***küçük düşürmek
değerini veya şerefini sarsmak: “Handan’ı küçük düşürdüğünü, asıl suçun da bu olduğunu kabul etmişti.” -T. Buğra. - ***küçük görmek
değer, önem vermemek: “Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu.” -A. Ş. Hisar. - ***küçük köyün büyük ağası
büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz. - ***küçük oynamak
kumarda az para ile oynamak. - ***küçükle küçük, büyükle büyük olmak
1) her yaştaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak; 2) her makam ve durumdaki kişilere karşı dostça ve anlayış göstererek davranmak: “Protokol kaidelerini, çok zaman, bir yana atıp küçükle küçük, büyükle büyük olmasını biliyordu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
“Dar Gelmek”
sıkıntı ve huzursuzluk vermek
Dar Gelmek Anlamı – İle İlgili Cümleler
- ***Onların evi bana dar geliyor, duramıyorum.
- ***Aldığı elbise dar gelince, değiştirmeye gitti.
- ***Hiçbir yerlere sığamıyorum, bugün bana her yer dar geliyor.
- ***O kadar mutsuz ve tatminsiz bir insandı ki, dünya bile ona dar geliyordu.
- ***Bunca yaptıklarımdan sonra evimizin ona dar gelmesine inanamıyorum.
- ***Kimi zaman daraldığınız için sıkıntı yaparsınız ve genleşirsiniz, içiniz şişer, yeriniz dar gelmeye başlar.
- ***O kadar kilo almışım ki tüm kıyafetlerim dar gelmeye başladı.
- ***Patronuyla yaşadığı sorunlardan sonra iş yeri ona dar gelmeye başladı.
- ***Çocuk büyünce bu pantolon da dar geldi.
- ***İçimin sıkıntısından her yer bana dar geliyor.
- *** Koca malikane dar geldi de kendini sokaklara attı.