Luis Sepulveda’nın Martıya Uçmayı Öğreten Kedi isimli kitabının konusu nedir? Martıya Uçmayı Öğreten Kedi kitap özeti, hakkında bilgi.
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Bir Kedi, Bir Martı, İmkansız Bir Görev… Bir petrol sızıntısına yakalanan ölen bir martı, son yumurtasını bırakmak için karaya koşar ve Hamburg limanından büyük bir kara kedi olan Zorba ile tanıştığı bir balkona iner. Kedi, martıya yumurtaya bakacağını, civciv yumurtadan çıktıktan sonra yemeyeceğini ve – en zoru – yavru martıya uçmayı öğreteceğini vaat eder.
Zorba ve kedi arkadaşları sözü yerine getirecek ve evlat edinilen küçük martı Lucky’ye gerçek doğasını keşfetme gücü verecek mi?
Luis Sepúlveda’nın güçlü bir çevre temasına sahip, hareketli, canlandırıcı ve yaşamı zenginleştiren bir öyküsü olan bu çocuk klasiği, dünya çapında en çok satanlar listesine girmiştir ve burada ünlü illüstratör Satoshi Kitamura’nın yeni çizimleriyle birlikte sunulmuştur.
Özet;
Bir martı bir petrol tabakasına sıkışıp kaldığında, son kalan enerjisiyle oradan çıkmayı başarır ve Hamburg limanındaki bir balkona iner.
Zorba, yaklaşan uçan bir nesnenin sesini duyduğunda balkonda güneşin altında yatıyordur. Çok kirli bir martının balkonuna geldiğini görür. Martının tüyleri koyu, yapışkan, kokulu bir maddeyle kaplıdır. Bir petrol tabakasına yakalanmış ve son enerjisini Zorba’nın balkonuna uçmak için kullanmıştır. Şimdi ölmek üzereyken, Zorba’ya yardım edecek birini bulmaya gitmeden önce ona üç şey için söz vermesi için yalvarır. Birincisi, yumurtlayacağı yumurtayı yememelidir. İkincisi, yavrusu yumurtadan çıkana kadar ona bakması gerekir. Üçüncüsü, yavrusuna uçmayı öğretmelidir.
Zorba durumun çılgınlığının farkında, yine de söz verir ve martıyı kurtarmasına yardım edeceğini umduğu en iyi arkadaşları Sekreter, Albay ve Profesörü bulmaya gider. Ancak balkona geri döndüklerinde çok geç kaldıklarını keşfederler. Martı ölmüştür, ama aynen yapacağını söylediği gibi arkasında küçük, yuvarlak, mavi ve beyaz benekli bir yumurta bırakmıştır. İşte o zaman Zorba, söz verdiği gibi yumurtaya bakması ve yavruya uçması için yardım etmesi gerektiğini fark eder.
Zorba artık günlerini, yumurtayı sıcak tutup koruyarak geçirir. Diğer kediler de sıkça onları ziyaret edip civcivin çıkacağını günü beklerler. Yumurta nihayet çatladığında, yavru Zorba’nın annesi olduğuna ve ona bakacak ve uçmayı öğretecek kişinin de Zorba olduğuna inanır.
Martıya Uçmayı Öğreten Kedinin Hikayesi aşk, dostluk, bağlılık ve onur hakkında bir hikaye. Aynı zamanda kendinize inanmayı öğrenmekle de ilgilidir.
Yavru martıya Lucky (Şanslı) ismini verirler. Ancak Zorba bir martıya bakmakla ilgili hiç bir şey bilmiyordur ve kedinin arkadaşları burada devreye girer. Bir İtalyan restoranında yaşayan sıska bir kedi olan Sekreter, diğer tüm kedilerden daha yaşlı olan gizemli bir kedi olan ve dinleyecek herkese harika tavsiyeler veren Albay, sahibi Harry ve şempanze Matthew ile birlikte yaşayan akıllı ve bilgili bir kedi olan Profesör.
Hikaye, küçük civcivin gelişmesine yardım etmek ve onu sokak kedilerinden korumak için bir araya gelen kedileri konu alıyor. Albay, Profesör, Zorba ve sekreter birlik olurlar ve Şanslı’ya uçmayı öğretmek için ellerinden geleni yaparlar. Ancak her denemede Şanslı yerden biraz yükselip, yere düşüyordur.
En sonunda kediler en kadim kuralı çiğneyip, bir insandan yardım istemeye karar verirler ve Zorba mahallelerinde yaşayan şairden yardım ister. Şair onlara gece buluşmayı teklif eder. Yağmurun yağdığı o gece buluşurlar ve bir çatıya çıkarlar. Gökyüzünü ilk defa öyle gören Şanslı kendini rüzgâra bırakarak uçar.
Yazar Hakkında
Luis Sepúlveda Calfucura (4 Ekim 1949 – 16 Nisan 2020)
Başarısı memleketinden çok yurtdışında algılanan Şilili yazar, film yönetmeni, gazeteci ve siyasi aktivist. Aşk Hikayelerini Okuyan Yaşlı Adam (1992) adlı romanın yayınlanmasının ardından, dünya çapında en çok okunan Latin Amerikalı yazarlardan biri oldu.
Küçük yaşlardan itibaren Punta Arenas’tan Oslo’ya ve Barselona’dan Quito’ya çok sayıda gezi yaptı. Ayrıca Amazon ve Sahra çölünü de ziyaret etti. Pinochet diktatörlüğü sırasında hapsedildi ve daha sonra ülkeyi terk etti. Sürgün onu, romanlarının ve hikayelerinin çoğunun yayınlandığı Avrupa’ya götürdü, ülkesine geri dönmek için özel bir istek göstermedi ve bir süre karışık eleştiriler aldı. Isabel Allende gibi edebi eseri de satış başarısına paralel olarak değerlendirilmemiştir.
