Mono Gölü, İçinden Masalsı Kulelerin Yükseldiği Gizemli Tuz Gölü

0
Advertisement

Mono Gölü, Kaliforniya’nın karla kaplı dağları ile çevrelenmiş büyük ve tuzlu gölünden yükselen masalsı kuleler gizemli bir görüntü oluşturur.

Mono Gölü

Mono Gölü

Kayalann tuhaf zirveleri, ağırbaşlı dağlarla sarılmış bir kum düzlüğü içinde mücevher gibi parlayan Mono Gölü’nün parlak mavi suları üzerinde yüzen hayaletler gibidir. 19. yüzyıl Amerikan tabiatçılarından John Muir bu bölge için “Harikulade zıtlıkların, karla kaplanmış dağlarla sınırlanan sıcak çöllerin ülkesi” demiştir.

Adını, tuzlu su sinekleri için Amerikan yerlilerinin kullandığı sözcükten alan Mono Gölü (milyonlarca kişi bunu desteklemiştir) denizden yaklaşık üç kat daha tuzludur.

Balıklar için bu tuz çok fazladır. Sinek larvası yiyen yerliler, Shoshone dilinde Monachi veya sinek yiyenler olarak bilinirler. Su sabunluymuş gibidir ve içinde yüzmek için kaldırma kuvveti çok fazladır.

Mark Twain 19. yüzyılda Mono Gölü’nü ziyaret ettikten sonra “su öyle güçlü alkaliye sahip ki ümitsizce kirlenmiş bir giysi bile temizlenebilir” demiştir.

Advertisement

Dönemin ünlü dağcısı Kaptan Joseph Walker liderliğindeki bir grup kürk avcısı gölü anlatan ilk Avrupalılardı. Dağlara gitmek için Wyoming’ten batıya yönelmişler ve daha sonra Zenas Leonard’a göre, Ekim 1833’te gelen bir grup yüksek sırt üstünde durarak Sierra’ların “ürkütücü azametini” inceleyebilmişlerdi.

Altlarında, çölün tam ortasında duran geniş mavi bir su kasesi vardı; daha yakından incelemek için aşağıya indiler ve suyun acı olduğunu gördüler. Suyun içinde hareket eden milyonlarca kurt-solucan benzeri yaratık ile kıyıda yığılmış sineklerden başka hiçbir hayat belirtisi yoktu. Katı ve süngersi bir yapıya sahip kaya öbekleri yüzeydeydi. Suyun hemen altında ve üstünde ise İsviçre peynirine benzeyen farklı yumuşak kayalardan oluşan garip sütunlar vardı.

Sıcak su kaynakları

Kıyı boyunca sıcak su kaynakları yükselmişti ve güneye doğru volkanik etkinlik sonucu siyahlaşıp çukur çukur olmuş kayalar vardı.

Mono Gölü

155 km2’lik bir yüzölçümüne sahip olan Mono Gölü 700,000 yıldan daha yaşlıdır. Havzası, Sierra Nevada Dağları’nı oluşturan volkanik faaliyetler sırasında yer hareketleriyle oluşmuştur. Dışarı sızan buhar ve havzasında bulunan sıcak su kaynakları bir takım volkanik faaliyetlerin hala devam ettiğini gösterir. Gölün ortasındaki Paoha Adası yaklaşık 200 yıl önce meydana gelen bir volkanik faaliyet sonucu oluşmuştur.

Tatlı su kaynakları ve eriyen karlar gölün suyunu besler. Doğal bir çıkışı da yoktur. Tuzluluk oranı binlerce yıldır içinde yıkandığı tuz ve minerallerden kaynaklanmaktadır. Sudan çıkan sivri tepeli kuleler bir çeşit kalker olan tüftür. Gölün tabanında bulunan taze su kaynaklarının üstünde, kaynak suyundaki kalsiyum ve alkali göl suyundaki karbonatların birleşmesi sonucu ağır ağır oluşur. Tüf kolonlarının büyümesi su seviyesi düştüğünde durur ve etkilere açık hale gelirler.

Advertisement

ÇIKAR ÇATIŞMASI

1941’den beri, gölün su seviyesi yaklaşık 12 m düştü. Bu durum, dağlardan gelen yedi adet erimiş su deresinden dördünün, 443 km güneydeki Los Angeles’a su vermesi için yönünün değiştirilmesinden ileri gelmektedir. Mono Gölü’nün su kaynaklarının yarıdan fazlası çalınmış oldu. Bu nedenle çekilerek daha tuzlu bir duruma geldi ve çevresindeki kirli, tozlu alkali düzlükler genişledi.

Mono Gölü

Bilim adamlan, daha fazla su çekmenin göle ve vahşi hayata zarar vereceğinden korkmaktadırlar. Ortam tuzlu su sineklerinin yam sıra tuzlu su karideslerine de yaşam sağlamaktadır, fakat yükselen tuz oranı onları öldürebilir. Hem sinekler hem de karidesler, burada yetişen ve kış aylarında çiçek açtıklarında suyu maviden yeşile dönüştüren su yosunları (mikroskobik bitkiler) ile beslenirler. Sinek ve karidesler ile beslenerek (göçmen kuşlar gibi) buraya yuva yapan Kaliforniya martıları ve beyaz yağmur kuşları, koruma altındaki dalgıç kuşları, Wilson kum kuşları ve kızıl boyunlu kum kuşları ile birlikte hepsi hepsi 80 türdür.

1863 yılında, Mono Gölü’nde bir fırtınada neredeyse boğulacak olan Mark Twain, bundan hiç etkilenmemişti. Bunu, Kalifornia’nın Ölü Denizi isimli eserinde (Dead Sea of California) dile getirdi ve şöyle yazdı: “Bu vakur, sessiz, gezilmeyen deniz, yeryüzünün en yalnız noktasının yalnız kiracısı, resim konusu olmaya değdiği halde biraz ihanete uğramıştır.” Gölü gören pek az kişi bu görüşü paylaşmıştır. Pek çoğu, hayranlık verici görüntüsü ve akıldan çıkmayan güzelliği ile büyülenmiştir.


Leave A Reply