Öjenik Nedir? Kökenleri Eski Çağda Olan Garip Bir Kuram ve Felsefe

0
Advertisement

Öjenik nedir? Ne anlama gelir? Öjenik bilim felsefesi ya da kuramının kökenleri ve yakın çağlarda yapılan uygulamaları hakkında genel bilgiler.

Öjenik Nedir? Kökenleri Eski Çağda Olan Garip Bir Kuram ve Felsefe

Öjenik, insan soyunun genetik yardımıyla geliştirilmesini amaçlayan bilim dalı. İnsanın istenmeyen niteliklerinin düzeltilmesi için yapılan araştırmalar eski çağlara dayanır. Platon Politeia (Devlet, 1942, 1988) adlı yapıtında insanlann soyun gelişmesi amacıyla seçilerek çiftleştirildiği bir toplum önermiştir. İlk kapsamlı öjenik araştırmasını istatistik uygulamalarının öncüsü İngiliz bilim adamı Francis Galton yapmıştır. İlk kez 1883’te öjenik terimini kullanan Galton Hereditary Genius (1869; Kalıtsal Deha) adlı yapıtında seçkin erkeklerle zengin kadınların evlenmesi sonucunda üstün niteliklere sahip bir ırkın ortaya çıkacağını ileri sürdü.

1926’da kurulan Amerikan Öjenik Derneği toplumun üst tabakalarının üstün genetik yapılan nedeniyle, sahip oldukları servet ve toplumsal konuma hak kazandığını ileri süren savı destekledi.

ABD’li öjenikçiler İtalya, Yunanistan ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi küçük gördükleri toplumlardan gelen göçmen sayısını sınırlamayı da destekliyor, ABD vatandaşı olan akıl hastaları, geri zekâlılar ve saralıların kısırlaştırılması gerektiğini ileri sürüyordu. Bu çabalar sonucunda ABD’deki eyaletlerin yarısından çoğunda kısırlaştırma yasaları çıkarıldı; 1970’lere değin çok ender de olsa, istek dışı kısırlaştırmanın uygulandığı biliniyordu. Öjenikçilerin düşünceleri 1930’lardan bu yana şiddetli eleştirilere hedef oldu; Almanya’da Nazilerin Yahudiler, Siyahlar ve eşcinsellerin ortadan kaldırılmasında öjenikten destek almasından sonra bu görüşler tümüyle gözden düştü.

1950’lerde öjenik alanı yeniden ilgi toplamaya başladı. Hemofili ve fenilketonüri gibi bazı hastalıkların kalıtımla kuşaktan kuşağa geçtiği bilindiğinden, çocuk sahibi olmak isteyen pek çok çift genlerinin incelenmesini, doğacak çocuklarının kendi genlerindeki bir kusurdan etkilenmesi olasılığını azaltmak istedi. Çocuklarına kalıtsal bir hastalık ya da bozukluk geçirme olasılığı taşıyan çiftler çocuk sahibi olmamayı ya da evlat edinmeyi seçebiliyordu. Dahası, günümüzde, anne karnındaki dölütte bazı genetik bozukluklar da saptanabilmekte, bu yöntemle genetik bozukluğu olduğu anlaşılan embriyon ya da dölüt cerrahi girişimle alınabilmektedir.

Bu gelişmeler sonucunda öjeniğin amacı istenmeyen genetik özelliklerin saptanması ve yok edilmesi olarak yeniden belirlendi. Ne var ki, tıpta kalıtsal hastalıkların birçoğunda hastanın görece normal bir yaşam sürmesini sağlayan gelişmeler de olmaktadır. Zararlı genlerin doğrudan girişimle değiştirilmesini amaçlayan genetik cerrahi konusunda araştırmalar yapılmaktadır; bu tekniklerin mükemmelleştirilmesi, zararlı genleri taşıyan bireylerin aralarında çiftleşip üremelerini sınırlamak konusunda yeni tartışmaların ortaya çıkmasına engel olabilir. Çelişkiler içeren bu yenilikler öjenik alanındaki tartışmaları daha da karmaşıklaştırmaktadır. Dahası, genetik açıdan üstün bireyler için sperma bankalarının kurulmasından insanların klonlanmasına kadar uzanan öjenik programlan toplumun şiddetli tepkisi ve direnciyle karşılaşmıştır. Toplum bu tür programlan sıklıkla, doğal süreçlere istenmeyen bir müdahale ya da otoriter rejimlerin yetkeyi kötüye kullanma fırsatı olarak değerlendirmektedir.

Advertisement

Leave A Reply