Otopsi Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır? Otopsinin Türleri, Amaçları Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Otopsi nedir ne demektir? Otopsi neden ve nasıl yapılır? Otopsi neden gerekli olur, amacı ve çeşitleri nelerdir? Otopsi hakkında bilgi.

Otopsi Nedir?

Otopsi, ölüm nedenini, ölmeden önce geçirilen hastalıkların vücut üzerindeki etkilerini belirlemek, böylece hastalık süreçlerinin ayrıntılarını ortaya çıkarmak amacıyla ölünün vücudunu belirli bir teknikle keserek yapılan inceleme. Yunancada “ölüyü görme” anlamına gelen nekropsi terimi sıklıkla otopsiyle eşanlamlı olarak kullanılmaktadır.

Tarihi

Eski Mısır’da ölünün bazı organlarının gömülmeden önce çıkarılıp saklanması geleneğinin olmasına karşın bu uygulama hastalık ve ölüm nedeninin anlaşılması amacıyla uygulanmıyordu. Eski Yunanlılar ve Hintliler ölülerini bu yönde hiçbir işlemden geçirmeden yakardı; Eski Roma, Çin ve islam kültürlerinde tabu sayılan diseksiyon (ölünün kesilerek incelenmesi) ortaçağda da yasaktı.

Hastalıkların araştırılmasına yönelik ilk diseksiyonu İÖ 300 civarında İskenderiyeli Herophilos ve Erasistratos gerçekleştirdi. Bununla birlikte, hastanın yakınmaları ve hastalık belirtileriyle ölünün incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular arasındaki bağlantıyı ilk kez kuran Eski Yunanlı hekim Galenos, tıpta ilerlemenin önünü kesen çok eski bir engeli ortadan kaldırmış oldu.

13. yüzyılda Kutsal Roma-Germen imparatoru II. Friedrich idam edilen suçluların cesetlerinin, bütün hekimlerin katılmak zorunda olduğu anatomi derslerinde kullanılmak üzere tıp okullarına verilmesini emretti. Ölümde suç unsurunun araştırıldığı ilk adli otopsinin 1302’de Bologna’da yapıldığı bilinmektedir. Rönesans’ta anatominin yeniden doğuşu, Andreas Vesajius’un De humani corporis fabrica (1543; İnsan Gövdesinin Yapısı Üzerine) adlı yapıtından da anlaşıldığı gibi yapı bozukluklarının anatomisinin normal anatomiden ayrılmasını kolaylaştırdı. 15. yüzyılda Floransalı hekim Antonio Benivieni ölüm nedenini belirlemek için 15 otopsi yapmış ve bazı bulgularla ölümden önceki belirtiler arasında anlamlı bir ilişki kurmuştur.

Advertisement

Çağdaş patolojinin kurucusu olarak kabul edilen ve otopsinin geliştirilmesine öncülük eden Giovanni Battista Morgagni 1761’de, ölünün vücudunda çıplak gözle görülebilen patolojik değişiklikleri tanımladığı bir yapıtında 700 kaçlar ölünün vücudundaki yapı özellikleriyle ölümden önce saptanan belirtileri karşılaştırdı. Hastalık nedeninin anlaşılması için hücrelerdeki değişimlerin saptanması gerektiğini ilk kez vurgulayarak bu öğretiyi patoloji ve otopsi uygulamalarına sokan 19. yüzyılda Alman patoloji bilgini Rudolf Virchow oldu.

Günümüzde otopsi çağdaş temel bilimlerin bilgi ve araçlarından yararlanılarak uygulanır; elektron mikroskopunun geliştirilmesiyle doku organlar molekül düzeyinde incelenmeye başlamıştır.

Otopsi tekniği

Farklı ülkelerde farklı tekniklerin uygulanmasına karşın, otopsinin temeli vücuttaki üç boşluğun (baş, göğüs, karın) açılıp incelenmesine dayanır. İlk adım vücudun dışardan çıplak gözle incelenip organların görünümünün ayrıntılı olarak betimlenmesidir.

Ölü muayenesi sırasında ölünün dış görünüm özellikleri, cinsiyeti, yaklaşık olarak yaşı, boyu ve ağırlığı saptanır. Ölümden sonra ortaya çıkan katılaşma, soğuma ve lekelenme gibi değişimlerin yardımıyla ölüm zamanı belirlenir. Cesedin üzerindeki yara, bere, kurşun deliği gibi travma izleri tanımlanır. Bunun ardından vücudun ön yüzünde, koltuk altlarından başlayıp göğüs kemiğinin alt ucunda birleşecek biçimde bir kesi yapılır; kesi orta çizgiden aşağıya doğru, bacakların birleştiği bölgeye kadar uzatılır. Bu kesi çizgisinin altındaki deri, derialtı dokusu, kaslar ve örtüler kesildikten sonra iç organlar dışarı çıkarılır. Genellikle göğüs ve karın organları birbiriyle bağlantıları koparılmadan iki ayrı kütle olarak incelenir. Vücuttaki belli başlı kan damarları, kaslar, bağdokular ve sinirler yerinden çıkarılmadan incelenir. Kafatasında kemik testeresi yardımıyla bir kapak açıldıktan sonra beyin önce yerinde incelenir, sonra bağlantıları kesilerek dışarı çıkarılır.

Her organın dış yüzü, kesiti, kan ve lenf damarları, sinirleri incelendikten sonra mikrobiyolojik kültür, kimyasal analiz ve başka araştırmalar yapılması için örnekler alınır. Bu işlem sona erdikten sonra organlar vücudun içine kendi yerlerine yerleştirilir, kesilen bütün dokular özenle dikilir. Otopsiden sonra vücudun mümkün olduğunca eski durumuna gelmesine, herhangi bir iz kalmamasına dikkat edilir.

Advertisement

Otopside elde edilen bütün bulguların karşılaştırılıp patolojik olanların saptanması ve alınan örneklerin incelenmesiyle elde edilen sonuçların bu bulgularla bağlantılı olarak değerlendirilmesiyle kesin ölüm nedeni saptanır.

Adli otopsi

Adli patolojide yalnız ölüm nedeni değil, herhangi bir davaya konu olabilecek bütün etkenlerin ortaya çıkarılması amaçlanır. Ölüm nedeni genellikle otopside kendiliğinden ortaya çıkmaz; ölümün oluş biçimi yoruma açık olabilir. Bu nedenle yalnız vücuttaki değişikliklerin değil, ölümün ortaya çıktığı koşullar ve ölüm ortamının da ayrıntılı olarak tanımlanması, ölçülüp belgelenmesi (örn. fotoğrafla) gerekir. Örneğin, boynundan iple asılı bulunan bir kişinin ölüm nedeni ve ölüm biçimi oldukça belirgin görünürse de, vücudunda darp izlerinin bulunması, iç organlardan alınan örneklerde zehirli bir madde saptanması olayın farklı bir boyutta incelenmesine neden olabilir. Otopside iç ve dış üreme organlarının incelenmesi ırza geçme suçunun bulunup bulunmadığını belirlemesi açısından özellikle önem taşır.

Türkiye’de hukuki açıdan bir bilirkişi incelemesi niteliği taşıyan adli otopsi, yargıç ya da savcının hazır bulunmasıyla, biri adli tabip olmak üzere iki hekim tarafından yapılır. Zorunlu olduğu durumlarda bir hekim de yeterlidir. Ölen kişiyi en son tedavi eden hekimin otopsiyi yapması yasaktır; bununla birlikte otopsiye yardımcı olmak amacıyla bilgisine başvurulabilir.

Hukuki nedenlerle bir süre önce gömülmüş ölüye otopsi yapılması gerekirse cesedin mezardan çıkarılmasına hazırlık soruşturmasında savcı, son soruşturmada mahkeme karar verir. Adam öldürme olaylarında belirlenen ölüm nedeninin soruşturma ve mahkeme sırasında değişmesi olasılığı bulunduğundan kural olarak otopsi yapılması gerekir.

Amaçları

Otopsi, istatistiksel verilerden çok, bireye özgü hastalıkların belirlenmesini amaçlar. Her otopsi yanlışları bulma, yeni hastalıkları belirleme ve gelecekteki çalışmaları yönlendirme açısından önem taşır. Ölümle ilgili istatistikler ancak özenli otopsileri temel aldıkları zaman değer taşır. Tıp öğreniminde de önemli yeri olan otopsi ayrıca uzmanların bilgisini değerlendirme ve uygulamayı geliştirmesinin odak noktasını oluşturur. Adli otopside birincil amaç ölüm nedeninin belirlenmesi olmakla birlikte, bilimsel otopsilerin çoğunun amacı hastalık ve ölüme ilişkin daha fazla bilgi edinmektir.


Leave A Reply