Otoriter Yönetim Nedir? Bu Yönetim Şekli Nasıldır ve Özellikleri Nelerdir?

0
Advertisement

Otoriter yönetim nedir, nasıl bir yönetim şekli nasıldır? Otoriter yönetim şekli ile yönetilen ülkeler ve özellikleri hakkında bilgi.

Otoriter Yönetim

Otoriter Yönetim; siyasal iktidar yetkilerinin tek elde (parti, şef, yürütme vb) toplandığı, yönetenlerin yönetilenler tarafından denetlenmesine ve değiştirilmesine hukuki ya da fiili engellerin konduğu siyasal rejimdir.

Otoriter yönetim kavramı daha çok 20. yüzyıla özgü bir kategori olarak, çoğulcu ve liberal rejimlerin karşıtını anlatmak için kullanılır. Otoriter yönetimler, demokrasi karşıtlığının en uç örneğini oluşturan totalitarizm ve totaliter rejimlerden daha az katı ve daha az diktacı olmalarıyla tanımlanır. Totaliter rejimlerde devlet, ayrıntılarıyla işlenmiş belli bir ideoloji adına bireysel ve toplumsal alanın bütününe el koyar ve bunları güdümlemeye çalışır. Otoriter yönetimde ise ideolojik bütünlük ve güdümleme bu ölçüde bütünsel değildir.

Otoriter rejimler en başta serbest ve yarışmalı bir siyasal yaşamın yokluğuyla ayırt edilir. Parti sistemi ve seçimler yarışmalı değil, tek seçenekli bir temele oturur. Ayrıca yöneticiler yönetilenlerce denetlenmez, bunlara hukuken ve fiilen hesap vermez. Kamu özgürlükleri ve siyasal haklar bazen anayasalarda öngörülmüş oldukları halde güvence altında değildir, günlük yaşamda pratik bir değer ifade etmez. Bu sistemlerde siyasal ve hukuki güçler bir tek merkezde toplanmıştır. Bu odak noktası resmi ya da ayrıcalıklı bir tek parti ya da birleşik parti (bazı Afrika ülkeleri), şef ya da çevresindeki dar bir grup olabilir. Değişmeyen özellik yürütmenin üstünlüğü ve ön plana çıkmasıdır.

Adolf Hitler

20. yüzyılın otoriter yönetimleri değişik biçimler göstermiştir. Bunların bir bölümü klasik faşizmlerden ( Alman Nasyonal Sosyalizmi, italyan Faşizmi) etkilenmişlerdir. Franco İspanyası, Salazar Portekizi, Albaylar Cuntası dönemindeki Yunanistan, Pinochet yönetimindeki Şili bunların başlıca örnekleridir. SSCB tarihindeki Stalinizm dönemi daha çok totaliterlik kavramı altında ele alınır; Stalinizm sonrası ise 1980’lere değin otoriter bir yönetim olarak değerlendirilir.

Advertisement

Otoriter yönetimlerin asıl yaygın biçimlerine Üçüncü Dünya ülkelerinde rastlanmaktadır. Pek çok Üçüncü Dünya ülkesi bağımsızlığını elde ettikten ya da sömürge statüsünden kurtulduktan sonra otoriter rejimlere sahne olmuştur. Asya ve Afrika ülkelerinin çoğunda hızlı kalkınma ve ulusal birlik tezleri bu rejimlerin başlıca itici gücü olarak ortaya çıkar. Bunun gibi modernleşme hedeflerinin rehberlik ettiği otoriter rejimler de vardır. 20. yüzyılın ikinci yarısında Üçüncü Dünya ülkelerinde otoriter yönetimlerin daha çok görülen biçimi 1980’lerin ortalarına değin özellikle Latin Amerika’da yaygın olan bürokratik-askeri otoriter rejimlerdir. Sömürgecilik ertesinde Afrika’da kurulan otoriter rejimler de 1990’larda yaygın bir çözülme sürecine girmiştir. Azgelişmiş ülkelerdeki otoriter yönetim biçimlerinin bir başka geleneksel ve tarihsel modeli de İran’da İslam Devrimi öncesindeki şahlık rejimi ile Fas monarşisi ve Ortadoğu’nun ekonomileri petrole dayalı bazı ülkelerinin krallık ve emirlikleridir.


Leave A Reply