Pierre Auguste Renoir Kimdir? Empresyonizm Akımının Öncüsü Fransız Ressamın Hayatı

0
Advertisement

Pierre Auguste Renoir kimdir? Emresyonist Fransız ressam olan Pierre Auguste Renoir’in hayatı, sanat anlayışı ve başlıca eserleri hakkında bilgiler içeren yazımız.

Pierre Auguste Renoir

Kaynak: wikipedia.org

Pierre Auguste Renoir ( 25 Şubat 1841, Limoges, Fransa – 3 Aralık 1919, Cagnes-sur-Mer, Fransa) .Ünlü bir Fransız ressamıdır. Empresyonizm akımının öncülerindendir. Limoges’da doğdu. Bir terzinin oğluydu. Daha çok küçükken bir çömlekçinin yanında, porselen tabaklar üzerine çiçek demetleri yapmakla resim öğrenimine başladı. Sonra, aynı titizlikle, yelpazeler, perdeler üzerine süslemeler yaptı. İçinde gerçek bir sanat sevgisi yaşadığı için, eline geçen paraları biriktiriyordu. 1862’de, İsviçreli ressam Gleyre’in atelyesine yazıldı. Gleyre bu atelyeyi Güzel Sanatlar Okulu’ndan yetişenleri geliştirmek için açmıştı. Geleceğin empresyonist ressamlarından Monet, Bazille, Sisley de burada çalışıyorlardı.

Renoir, ertesi yıl, arkadaşları ile birlikte, doğadan resim yapmak için Fontainebleau Korusu’nda çalışmaya başladı. O sıralarda Courbet’nin etkisi altındaydı. 1868’de yaptığı «Sisley Ailesi» adındaki tablo bu etkiyi açıkça gösterir. Claude Monet’yle kurduğu arkadaşlık Renoir’ı, bazı eserlerinde, renkleri küçük tuşlar halinde bölmeye sevk etti. 1874’te, empresyonist ressamların açtıkları ilk sergiye Renoir da katıldı. «Locada» adında ki tablosu ile büyük bir ün kazandı. Çünkü bütün eleştirmeciler bu eserin aleyhinde bulundular. O devre, Renoir’ın en şaşırtıcı güzellikte eserler verdiği devredir. «Moulin de la Galette» gibi en güzel tabloları hep bu sıralarda yapılmıştır. Işığın gölgelikler arasındaki süzülüşlerini büyük bir başarı ile belirtebiliyordu.

Renoir’ın gerçekten empresyonist olan devresi gayet kısa sürdü. 1880’de, değişik eserler vermeye başladı. Empresyonist gruptan en önce ayrılan da o oldu. Arkadaşlarının içine düşmek üzere bulundukları belli bir sistemdeki kolaylık, reçete üzerine resim yapmak onu çok korkutuyordu. 1881’de İtalya’ya giderek, klasik resmi inceledi. 1895’ten sonra gerçek şaheserlerini vermeye başladı. Şimdi biçimden çok öze önem veriyordu. «Bence bir resim hoşa gitmeli, güzel olmalı. Hayatta o kadar can sıkıcı şey var ki, insan bir resme bakarken içi açılmalı» diyordu. Resmi bu işte yetersiz bulunca, heykeli denediyse de, romatizması, ellerini bu konuda kullanmasına engel oluyordu. Ömrünün son yıllarında, resim yapabilmek için, fırçalarını bileğine bağlatmak zorunda kaldı.

Renoir’ın eserleri, başta Louvre Müzesi olmak üzere, dünyanın hemen bütün müzelerine, özel koleksiyonlarına dağılmıştır. Ayrıca, çağındaki pek çok kadının portrelerini de yaptığı için, Fransa’da, özel koleksiyonlarda da eserleri bol miktarda bulunmaktadır.


Kaynak – 2

Pierre Auguste Renoir;Fransız ressamı ve heykelcisidir (Limoges 1841-Cagnes-sur-Mer 1919). 1862’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne (Ecole des Beaux-Arts) girdi. Ancak çok geçmeden akademik öğretiyle sıkıcı kuru buldu. Yakın arkadaşları arasında Alfred Sisly, Frederick Basille, Claud Monet gibi sanatçılar vardı. Oluşturdukları Barbizon adlı grup, basit sahneler, kırlardan ya da tarlalardan alınan görüntüleri yeğliyordu. Dönemin sanatçılarını tanıtmak amacıyla düzenlenen Salon sergilerine altı kez kabul edilerek, akademik başarısını kanıtladı. Devletin desteklediği tutucu sanat anlayışı yüzünden, Salon sergilerinin kalitesi zamanla bozuldu.

Advertisement

Masalımsı ve aşırı duygusal bir anlatımın egemen olması, Barbizon grubunu yeniden biraraya getirerek yeni bir seçenek aramaya yöneltti. Böylece izlenimci (empresyonist) akım gündeme geldi. 1866’da Emile Zola gibi aydınların da katıldığı tartışmaları başlatan sanatçı Monet idi. Sisley, Pisareo, Degas ve Cezanne gibi sanatçıların oluşturduğu izlenimcilik, Renoir’i derinden etkiledi. 1868’den sonra etkin bir çalışma dönemine girdi. Mademoiselle Romaine Lacoux (1864; Sanat Müzesi Cleveland) en erken eseri sayılır. Diana (1867; Ulusal Sanat Galerisi Washington). 1870 Fransız-Prusya Savaş’na alındıysa da, savaşa etkin olarak katılmadı. 1874’de altı eseriyle, büyük tepki görerek sanat dünyasından dışlanan ilk izlenimci sergiye katıldı. 1876’dan sonra üslubunu sergileyen büyük ölçekli, karmaşık eserler üzerine çalıştı. 1881’de Aline Charigot ile evlendi. Balayı için gittikleri İtalya’da Pompesi ve Venedik’ten etkilendi, kanalları ve San Marco Bazilikası’nı eserlerine yansıttı.

1883’de sanat anlayışını kökten değiştirdiğini açıkladı. Bundan sonra, çizim ve kompozisyon üzerine yoğunlaşarak 1888′ de beliren hastalığı yüzünden, 1912’de tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına karşın resim yapmayı dirençle sürdürdü. Daha sıcak renkler kullandı; altın, çilek kırmızısı gibi tonların yanı sıra, gölgeleri belirginleştirdi. 1913’de galerici Ambroise Vollard’ın önerisiyle heykele yöneldi. 1915’de eşinin ölümünden sonra 1886’da yaptığı Bayan Charpentier’in Tablosu Louvre Müzesi’nde sergilendi. Manzara resmi yapan çağdaşlarına karşın, Renoir yaşamı boyunca hep insanların resmini yaptı. Tablolarında her sınıftan çeşitli insanları, hizmetçileri, tiyatro sanatçılarını, yüksek sosyete hanımlarını, neşeli işçileri ya da kendi dostlarını betimledi.

Başlıca eserleri: Matmazel Romaine Lacaux (1864; Cleveland Museum Art), Anthony Ana’nın Hanı (1866; Ulusal Müze, Stockholm), Diana (1867; National Galery of Art, Washington), Ressam Sisley ve Karısı (1868; Wallraf-Richarts Müzesi, Köln) Seine Üzerinde Sandallar (1869; National Galery Art Washington), Loca (1864; Courtauld Enstitüsü Galerisi, Londra), Salıncak (1876; Jeu de Paume Müzesi, Paris), Moulin de la Galette (1876: Louvre Müzesi, Paris), Deniz Kıyısında Çocuklar (1881; Güzel Sanatlar Müzesi, Boston), Kayıkçıların Öğle Yemeği (Özel Koleksiyon, Washington), Bouvigal’de Dans (1883; Güzel Sanatlar Müzesi, Boston), Kırda Dans, Kasabada Dans, Yıkananlar (1884-1887; Sanat Müzesi; Philadelphia), Elinde Çember Tutan Jean Renoir (1898; Sanat Müzesi, Sao Paolo), Bacağını Kurulayan Kadın (1905; ay.y.), Paris’in Seçimi (1914), Yıkananlar (1918; Jeu de Paume Müzesi, Paris).


Leave A Reply