Şair Eşref (Mehmet Eşref) Kimdir?

0
Advertisement

Mehmet Eşref kimdir? Mehmet Eşref hayatı, biyografisi, şiirleri, hicivleri, eserleri hakkında bilgi.

Mehmet Eşref Mehmet Eşref; (1847-1911 )

Ünlü bir hiciv şairidir. Manisa’ya bağlı Gelenbe’nin Yayaköy’ ünde doğdu. Medreseyi bitiremedi. Bununla beraber Arapça ve Farsça öğrendi. Yirmi beş yaşına kadar zeybek kılığında dolaştı. Bundan sonra kâtip sınıfına girdi, çeşitli mal-müdürlüklerinde memur olarak çalıştı.

Eşref 1878’de İstanbul’a geldi. Kaymakamlık sınavını kazandı. İlk olarak Fatsa kaymakamlığına atandı. Çeşitli kaymakamlıklarda dolaştı. Kendisinden daha değersiz kimselerin el üstünde tutulması hayattan çok şey bekleyen bu kabiliyetli genci üzüyordu. Değerinin bilinmeyişinin acısını iğneli diliyle, yarı yırtık manzumelerle gidermeye, hükümet aleyhine yazdığı hicivlerle belirtmeye çalıştı.

Eşrefin hicivleri hükümeti kızdırmıştı. Şair, Gördes kaymakamlığı sırasında tevkif edildi, iki yıl hapse mahkum edilerek İstanbul’da hapse atıldı. Cezasını bitirdikten sonra, “ikamete memur” olarak, İzmir’e gönderildi. Eşref gene dilini tutmuyordu. Bilhassa II. Abdülhamit aleyhine çok ağır hicivler, küfürlerle dolu kıtalar yazıyordu. Başına belâ geleceğini kestirince, 1901’de Mısır’a kaçtı. Orada, padişah aleyhindeki hicivlerini “Deccal” adlı bir eserde topladı. Hükümet, buna karşı, memleketindeki mallara el koyma kararını aldı. Fakat şairde mal-mülk yoktu.

Eşref bir ara Mısır’dan Kıbrıs’a, oradan da Avrupa’ya gitti. Güç şartlar altında gurbet diyarlarında dolaştı. Çektiği mihnetler yüzünden, daha elli üç yaşındayken, ihtiyarlamış, çökmüştü. 1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edilince İstanbul’a döndü. «Eşref» adiyle haftalık bir mizah gazetesi çıkardı. Yeni hükümetçe Adana Vali yardımcılığına atandıysa da gidemedi. Çünkü bu görev sonradan lağvedilmişti. Şair hastalanmıştı da. Emekliliğini istedi. Memleketi olan Manisa’ nın Kırkağaç ilçesine çekildi, orada öldü.

Advertisement

Eşrefin hicivleri, Divan şiiri tarzının son hiciv örneklerindendir. Keskin zekasının dışında hicivlerinin sanat değeri pek yoktur. Dili aksak ve bozuktur. Çoğu defa hicivlerini yüz kızarmadan okumak da kabil değildir. Bununla beraber, kendine göre istibdatla çarpışmış, zamanında geniş bir şöhret kazanmıştı.

EŞREF’İN HİCİVLERİNDEN

Halep Valisine

Etme bahtından şikâyet, işte valisin bugün
Bir zaman Binbirdirek üstünde bir berber idin
Validen lûtfeylemiş hakkında yoksa ey teres
Sen babandan olmuş olsaydın bugün ester idin.

Rütbe Teklif Edilince

Mümkün oldukça çalıştım mihneti zevk etmeye
Ömrümü demle geçirdim gamla meşgul olmadım,
Haps-ü tazyikin dahi envamı gördümse de
Hamdü billâh kendi vicdanımda mesul olmadım.

Advertisement

Abdülhamit Devrine Ait

Bindeki san’atı taklit edemez Avrupalı
Sanma aheng-i umumiye bu heyet kapılır!
Milletin ağzı açıldıkça kilit vurmak için
Babıâlide ne sanatlı anahtar yapılır!

Bahriye Nazırı Hakkında

Bizdeki nazır-ı Bahriyye Hasan Paşayı
Böyle tarif ediyor vak’anüvisan-ı ümem
Gelecek olduğunu bilse idi neslinden
Almadan Hazreti Havvayı boşardı Âdem.

Lazımsa
………..
Maariften eser yok cehilde geçtik Ebu Cehli,
Mütehayyız cehaletçün eğer üstad lazımsa

Külahı kapmasınlar yoksa bir kerre kaparlarsa..
Dolaş Temyiz ü İstinafa istirdat lâzımsa…

Memalikte bulursun ümmet-i merhumedir ancak
Menamında görür hürriyeti efrad lazımsa…

İlâhî kavm-ı Luta şimdi hacet yok mücazata
Yeter Osmanlılar kavm-ı Semudu âd lâzımsa..

Emanettir vatan Allaha hürriyet ne lâzımdır,
Hemen icray-ı zulm et durma istibdad lâzımsa…

…………..

Advertisement


Leave A Reply