Soğuk Savaş Dönemi’nde Türkiye’de Yaşanan Gelişmeler

0
Advertisement

Soğuk savaş döneminde Türkiye’de yaşanan gelişmeler nelerdir? Soğuk Savaş dönemi süresince Türkiye ve yaşananlar hakkında bilgi.

Soğuk Savaş Dönemi’nde Türkiye’de Yaşanan Gelişmeler

II. Dünya Savaşı’na fiili olarak katılmayan Türkiye, savaşın dışında kalmayı başarmasına rağmen savaşın olumsuz sonuçlarının etkisi altında kalmaktan kurtulamamıştır. II. Dünya Savaşı sonunda ABD ve Sovyet Rusya arasında başlayan Soğuk Savaş döneminde Türkiye Sovyet Rusya’nın boğazlar üzerindeki yayılmacı politikasına karşı koyabilmek için ABD ve onun tarafından oluşturulan kuruluşlara katılmıştır.

Türkiye’nin Nato’ya Katılması

1945 – 1946 yıllarında Sovyetlerin bir yandan Türkiye’nin Doğu Anadolu topraklarını resmen istemesi ve öte yandan ve boğazlara yerleşmek hususundaki isteklerini resmen açıklaması, Türkiye Cumhuriyeti’ni, Milli Mücadeleden beri en kritik safhaya sokmakta idi. Egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşı yönelen bu tehlike karşısında Türkiye; Sovyet Rusya karşısında gerçekten bir denge unsuru olabilecek bir kuvvete dayanmak ve böyle bir kuvvetin ittifakını elde etmek zorunda kalmıştır. Özellikle Sovyet Rusya’ya karşı ABD tarafından NATO’nun kurulması Türkiye’yi rahatlatmıştır. Başlangıçta Türkiye’nin NATO’ya katılmasına İngiltere gibi devletler karşı çıkmışlardır. Ancak 1950’de başlayan KORE SAVAŞI’NDA bölgeye gönderilen Türk askerlerinin başarıları üzerine Türkiye NATO’ya davet edilmiş ve bu davet sonunda TBMM Türkiye’nin NATO’ya katılmasına karar vermiştir.

► Balkan İttifakı (1954):

Sovyet Rusya’nın Türkiye üzerindeki yayılmacı politikasına karşı Türkiye’nin ABD tarafından oluşturulan Kuzey Atlantik Savunma Paktı’na (NATO) üye oluşu Sovyet Rusya tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bu tepkiden dolayı Türk – Sovyet ilişkilerinin gerginleşmesi üzerine Türkiye bulunduğu bölgede yeni savunma ittifakları kurmaya yönelmiştir. Bu politika uyarınca Türkiye, kendisi gibi Sovyet tehdidini hisseden Yunanistan ve Yugoslovya ile 1954’te Balkan İttifakı’nı kurmuşlardır.

Herhangi bir saldırı karşısında kollektif bir savunma amacına yönelik olan Balkan İttifakı Yugoslavya’nın Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin yumuşaması üzerine sona ermiştir.

Advertisement

► Bağdat Paktı (1955):

Sovyet Rusya’nın Ortadoğu’ya sızmasını önlemek amacı ile Ortadoğu ülkeleri arasında bir ittifak kurma fikri, esasında Amerika’dan gelmiş, fakat fikir Türkiye tarafından gerçekleştirilerek, 1956 Şubatında Türkiye ile Irak arasında Bağdat’ta bir ittifak antlaşması imzalanmıştır. Nisan 1954’te İngiltere, Eylül 1955’de Pakistan ve Kasım 1955’de İran Bağdat Paktı’na katılarak ittifak genişletilmiştir.

► II. Dünya Savaşı’nın bitimiyle Türkiye’de demokratik gelişmeler artmaya başlamıştır, ilk gelişme 23 yıldır tek başına ülkeyi yöneten CHP’de başlamıştır. CHP 1947 kurultayında aldığı kararlarla; Parti Genel Başkanı’nın seçimle işbaşına gelmesine ve valilerin parti il başkanı olma uygulamasına son verme esaslarını kabul etmiştir.

► Sendikaların kurulmasına imkan tanıması, basın organlarının ancak mahkeme kararı ile kapatabili-neceğinin kabul edilmesi ve polisin göz altı süresine sınırlamalar getirilmesi bu dönemde demokrasinin gelişmesine yardımcı olan diğer uygulamalardır.

► II. Dünya Savaşı sonucu oluşan yeni dünya düzeni Türkiye’de çok partili hayata geçişi kolaylaştırmıştır. 1945’te işadamı Nuri Demirağ’ın Türkiye’de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan sonra kurduğu Türkiye’nin üçüncü muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi (MKP) taban bulmakta zorlanmıştır.

UYARI

MKP ekonomide liberalizmi savunmuş, İslamcı bir anlayışla kaynaşmış milliyetçiliği savunmuştur.

Advertisement

► MKP’den sonra Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü ile CHP’den ayrılan siyasetçiler tarafından 1946’da Demokrat Parti kurulmuştur. Ekonomide devletçiliğe karşı olan DP, 1946 seçimlerinde 66 milletvekilini meclise sokmayı başarmış, 1950 yılında da tekbaşına iktidara gelmiştir. 1960 askeri darbesinin ardından ordu yönetimine el koymuş ve parti yöneticileri Yassıada’da yargılanmıştır.

UYARI

27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye’deki demokratikleşme süreci kesintiye uğramıştır.

► 1960 askeri darbesinin ardından halkoylaması ile hazırlanan 1961 Anayasası ile;

***İlk kez güçler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir. (Yasama, yargı ve yürütme işleri birbirinden ayrılmıştır.)

***Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

***Üniversite ve TRT gibi kurumlar özelleşmiştir.

***Meclisin yanında seçkinlerden oluşan bir Senato kurulmuştur. (İki meclisli yasama sistemine geçildiğinin kanıtıdır.)

Yapılan bu düzenlemelerle hükümet karşısında kuvvet oluşturulabilecek kurumlar oluşturuldu ve seçilmişlerin yani siyasetçilerin güçleri sınırlandırılmak istendi.

Advertisement


Leave A Reply