Türkiye’nin Coğrafi Özellikleri

0
Advertisement

Türkiye’nin konumu, komşuları, sınırları ve yurdumuzun coğrafi oluşumu ile ilgili bilgiler. Türkiye Coğrafi Bilgileri nelerdir?

Türkiye'nin Coğrafi Haritası
Ülkemiz, doğa bakımından, dünyanın en güzel köşelerinden biri olduğu gibi, tarih bakımından da birçok büyük medeniyetlerin kaynağı olmuştur. Ayrıca, Asya ile Avrupa arasında bulunması bakımından da büyük önem taşır. Bu güzel ülke, Cumhuriyet’ten bu yana büyük gelişmeler göstermiş, nüfusumuz yıldan yıla arttığı gibi, tarım, sanayi, bilim alanlarındaki çalışmalarla da dünyaya adını tanıtan bir devlet olmuştur. Türkiyemiz, zengin doğal kaynaklarıyla, bu kaynakları işleyen tarım, sanayi kollarıyla, yetiştirdiği başarılı bilim adamlarıyla, gelecekte dünyanın daha da ileri bir ülkesi olmak yolundadır.

YURDUMUZU TANIYALIM

Yurdumuzu tanımak için, önce dünya üzerindeki yerini, yani konumuunu bilmeliyiz.

Türkiye kuzey yarıküresindedir. 36 – 42 kuzey paralelleriyle 26 – 45 doğu meridyenleri arasında, Avrupa ile Asya’nın birleştiği yerde bulunur. Türkiye’nin Avrupa’daki toprakları Trakya, Asya’daki topraklan da Anadolu, ya da Küçük Asya adıyla anılır. Avrupa’daki topraklarımızın yüzölçümü —yuvarlak hesap 24.000 km2, Asya’daki topraklarının yüzölçümü de 753.000 km2‘dir. Bütün Türkiye’ nin yüzölçümü, böylece, 777.000 km2 ediyor. Bu yüzölçümlerinde dağların, tepelerin (engebelerin) inişleri, çıkışları hesaba katılmamıştır. Tam olarak alanı bu şekilde hesaplanınca 783,562 km2‘dir.

SINIRLARIMIZ, KOMŞULARIMIZ

Yurdumuz kuzeyde Karadeniz, doğuda Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ve İran, güneydoğuda Irak, güneyde Suriye ve Akdeniz, batıda Ege Denizi, kuzeybatıda da Yunanistan ve Bulgaristan’la sınırlanmıştır.

Türk-Iran sının 470 km.’dir. Rusya ile sınırımızın uzunluğu 590 km., Irak sınırımız ise 378 km.’dir. Siyasal sınırlarımız içinde en uzunu Türkiye-Suriye sınırıdır. Bu sınırımızın uzunluğu 789 km.’yi buluyor.

Advertisement

Yurdumuzun Avrupa komşuları ile sınırları ise daha kısadır. Türk-Yunan sınırı 204 km., Türk-Bulgar sınırı 200 km.’dir.

Türkiye’nin komşularıyla olan sınırlarının toplamı 2.631 km.’yi bulur.

YURDUMUZ 1,5 MİLYAR YIL ÖNCE DOĞDU

Bugün yurdumuzun bulunduğu topraklar, bundan 1.500.000.000 (1,5 milyar) yıl kadar önce meydana gelmiştir. Birinci Zaman’ın başlarında, yani bundan 2 milyar yıl kadar önce, yeryüzünde biri kuzeyde, biri güneyde olmak üzere, iki büyük anakara (kıta) vardı. Bu iki anakaranın ortasında da Tetis Denizi uzanıyordu. Bugünkü Türkiye, işte bu denizin bulunduğu alandadır. Bu denizin dibindeki tortul tabakalar, Birinci Zaman’ın sonlarına doğru, büyük dağ sıraları meydana getirdiler. Yurdumuzun büyük bir kesimi de, bu arada suların dışına çıkarak, kara haline geldi. O sıralarda bu bölgede sıcak, ıslak bir iklim vardı. Bundan dolayı da, karaların üstü büyük ormanlarla kaplanmıştı. Bu ormanlann yüksek boylu bitkileri, sığ kıyı göllerinde birikerek, bugünkü taşkömürlerini meydana getirdiler. Zonguldak kömürleri de bunlardandır.

İkinci Zaman’da yeni yeni dağ sıraları oluştu. Anadolu’nun kuzey kesimlerindeki dağ kıvrımları daha İkinci Zaman sona ermeden tamamlandı. Bütün bu yeni dağlar, Üçüncü Zaman’ın ortalarından başlayarak, aşınıp düzleştiler. Anadolu’nun iç kesimleriyle şimdiki Ege Denizi’nin bulunduğu bölge, tatlısu golleriyle örtüldü. Şimdiki Karadeniz’in yerinde ise, sığ bir göl vardı.

Yurdumuz bugünkü halini ancak Üçüncü Zaman’ın sonlarında, yani bundan aşağı yukarı 15-20 milyon yıl önce alabildi. Bu dönemde, Anadolu bir bütün olarak yükseldi; orta kesimleri ise birazıcık çukurlaştı; yer yer çukurovalar meydana geldi. Doğu ve Batı Anadolu’daki çukurovalar bu sırada oluşmuştur. Gene Üçüncü Zaman’ın sonlarına doğru, Ege Denizi’nin bulunduğu alan çökerek, deniz haline geldi, yüksek yerler de ada olarak kaldı. Ege Denizi’ ni kaplayan tuzlu sular, Boğazlar’dan, Marmara Denizi’nden geçerek, Kare-deniz’in yerinde bulunan büyük göle girdiler; orayı da bir deniz haline getirdiler.

Dördüncü Zaman’da, denize dökülen ırmakların ağzında çatalağızlar (deltalar) meydana geldi. Üçüncü Zaman’da pek şiddetli olan yanardağ püskürmeleri şimdi hafiflemişti. Bundan dolayı iklim değişiklikleri oldu. Kimi yörelerde buzullar oluştu. Bu buzulların izlerine birçok dağlarımızda bugün de rastlanır.

Advertisement


Leave A Reply