Vallabhbhai Chaverbhai Patel Kimdir?

0
Advertisement

Vallabhbhai Chaverbhai Patel kimdir ve ne yapmıştır? Vallabhbhai Chaverbhai Patel hayatı, biyografisi ve siyasi kariyeri hakkında bilgi.

Vallabhbhai Chaverbhai Patel

Vallabhbhai Chaverbhai Patel; lakabı serdar (Hintçede “Önder”) Patel (d. 31 Ekim 1875, Nadiad, Gucerat – ö. 15 Aralık 1950, Bombay, Hindistan), Hintli hukukçu ve devlet adamıdır. Bağımsızlık mücadelesi sırasında Hindistan Ulusal Kongresi’nin (INC; Kongre Partisi) önderleri arasında yer almış, bağımsızlığın ilanını (1947) izleyen üç yıl içinde başbakan yardımcılığıyla içişleri, enformasyon ve eyaletler bakanlığı yapmıştır.

Leva Patidar kastından, toprak sahibi orta halli bir ailenin oğluydu. Hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra 1900’de Godhra’da avukatlık bürosu açtı. Ağustos 1910’da Middle Temple’da (İngiltere’de hukuk staj kurumu) öğrenim görmek üzere Londra’ya gitti. Öğrenimini başarıyla tamamlayarak Şubat 1913’te ülkesine döndü. Ahmed-âbad’a yerleşti ve kısa sürede baronun en başarılı ceza avukatı olarak kendini gösterdi. Mahatma Gandhi‘nin etkisiyle birçok başka Hintli gibi 1917’den sonra siyasetle ilgilenmeye başladı. İngilizlere karşı yürütülen bağımsızlık mücadelesinde etkili bir yöntem olarak gördüğü, Gandhi’nin satyagraha (şiddete başvurmaksızın direnme) ilkesini desteklemekle birlikte Gandhi’nin ahlaksal inanç ve ülkülerini benimsemedi. 1917-24 arasında Ahmedâbad belediye meclisinde görev alarak meclisin ilk Hintli üyesi oldu. 1924’te Ahmedâbad belediye başkanlığına seçildi ve bu görevi 1928’e değin sürdürdü. 1928’de Bardoli’deki toprak sahiplerinin vergilerin artırılmasına karşı başlattıkları direnişe önderlik etti. Direniş sırasında oynadığı önemli rol nedeniyle “serdar” unvanıyla anılmaya ve Hindistan’ ın ulusal önderlerinden biri olarak kabul görmeye başladı. Kongre Partisi’nin hedefleri konusunda 1928-31 arasında yürütülen tartışmalarda partinin amacının bağımsızlık değil, İngiliz Uluslar Topluluğu içinde dominyon statüsünün kazanılması olduğunu savundu. Bu görüşüyle Gandhi ve Motilal Nehru’nun yanında, Cavaharlal Nehru ve Subhas Çandra Bose’nin karşısında yer aldı. Bağımsızlık mücadelesinde şiddete göz yumulabileceğini savunan Cavaharlal Nehru’ nun tersine, baskıların daha da artmasına neden olacağı gerekçesiyle silahlı eylemlere karşı çıktı. Öte yandan Hindu-Müslüman birliğinin bağımsızlık için bir önkoşul olmadığını savunarak Gandhi’yle görüş ayrılığına düştü.

Patel, Kongre Partisi’nin 1929’daki Lahor toplantısında Gandhi’den sonra partinin ikinci başkan adayıydı. Ama Gandhi’nin bağımsızlık kararının alınmasını engellemek amacıyla adaylıktan çekilmesi ve Müslümanlara karşı uzlaşmaz tutumunu bildiği Patel’i de adaylıktan çekilmeye zorlaması, Cavaharlal Nehru’nun başkan seçilmesiyle sonuçlandı. Patel 1930’da tuz vergisine karşı başlatılan, şiddete başvurmaksızın direnme kampanyası sırasında üç ay hapis yattı. Mart 1931’de Kongre Partisi’nin Karaçi toplantısına başkanlık etti. Ocak 1932’de yeniden tutuklandı ve Temmuz 1934’e değin hapis yattı. Partinin 1937-38 dönemi başkanlığı için ilk sıradan aday olduysa da Gandhi’nin baskıları karşısında bir kez daha adaylıktan çekilmek zorunda kaldı ve başkanlığa yeniden Cavaharlal Nehru seçildi. Ekim 1940’ta Kongre Partisi’nin öbür önderleriyle birlikte hapse atıldı ve Ağustos 1941’e değin hapiste kaldı. Bunu Ağustos 1942-Haziran 1945 arasındaki yeni bir tutukluluk dönemi izledi.

II. Dünya Savaşı sırasında, Japonların istila tehdidi altındaki Hindistan’da şiddete başvurmama politikasının artık geçerli olamayacağını ileri sürerek Gandhi’ye karşı çıktı. Ayrıca ülkenin Hindistan ve Pakistan olarak ikiye bölünmesinin kaçınılmaz olduğunu, bunun da Hindistan’ın yararına olacağını savundu.

Advertisement

Patel 1945-46 döneminde Kongre Partisi’ nin başkanlığına ilk sıradan aday olduysa da, Gandhi’nin ağırlığını koymasıyla bu göreve bir kez daha Nehru seçildi. Bağımsızlığın ilk üç yılında başbakan yardımcılığı, içişleri, enformasyon ve eyaletler bakanlığı yapan Patel, Hint prensliklerinin barışçıl yollarla Hindistan Birliği çatısı altında toplanmasında ve Hindistan’ın siyasal birliğinin sağlanmasında önemli rol oynadı.


Leave A Reply