6 Yaşındaki Kaybolan Çocuğun Annesinin 40 Yıl Sonra Duyduğu Şok İtiraf

0
Advertisement

ÇOK ESRARENGİZ! 6 yaşındaki çocuk 40 yıl önce ortadan kayboldu! Kaybolduğu gün, bir arkadaşıyla birlikte okuldan eve dönmesi bekleniyordu fakat annesinin onu beklediği eve hiç bir zaman ulaşmadı.

Anne yıllarca oğlunu bulmak için her şeyi yaptı ama nafile. Polis en kötüsünün olabileceğinden endişeliydi ve anneyi teselli etmek mümkün değildi.

Ama kırk yıl sonra, şok edici bir itiraf içeren gizemli bir telefon aldı. “Bunu önceden bilseydim buraya asla taşınmazdım,” dedi anne.

Telefon çaldığında çocuğun annesi Abby kulaklarına inanamadı. Gözyaşlarına boğuldu. Oğlu Lucas o kadar uzun zamandır kayıptı ki kadın tüm umudunu kaybetmişti.

2 Yıldır Oğlu Kayıp Olan Baba Gardırobun Arkasına Bakar ve...

Kaynak : pixabay.com

Oğlu hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmadan yaklaşık bir yıl önce, Abby ve Lucas yeni bir mahalleye taşınmışlardı. Burası, New York City’nin dışındaki iyi mahallelerden biriydi.

Bir sürü okul ve genç ailelerle dolu olan güzel bir yerdi burası. Sessiz ve güvenliydi, ya da Abby öyle olduğunu düşünmüştü… Çünkü kısa sürede, bekar anne ve oğlu için bu mahallenin hiç de güvenli olmadığı ortaya çıkacaktı…

Advertisement

Lucas kısa sürede okulda bir sürü arkadaş edindi, öğretmeninin dediğine göre sınıfın parlayan yıldızıydı. Hareketli bir çocuktu ve sık sık teneffüslerde kısa süreli olarak ortadan kaybolurdu ama öğretmeninin onun için uzun süre endişelenmesini gerektirecek hiç bir şey olmamıştı.

Çünkü genelde bir arkadaşıyla çalıların arkasından koşarak çıkardı. Çoğunlukla topraktan kaleler yapmakla meşgul olduğu için de üstü başı çamur içinde çıkıp gelirdi.

Ancak Lucas’ın okuldaki 6. ayında yabancı bir ziyaretçi onu görmeye geldi…

Ziyaretler önceleri haftada bir kereydi, fakat bir süre sonra bu yabancı kadın Lucas’ı daha sık ziyaret etmeye başladı.

Kendisini teyzesi olarak tanıtmıştı ve teneffüslerde okulun bahçesine gelip beklemeyi alışkanlık haline getirmişti. “Lucas’ı neden bu kadar sık ziyarete geldiğini ona sürekli soruyordum. Fakat her defasında yeğeni için endişelendiğini söylüyordu,” diye anlattı Lucas’ın öğretmeni.

“Tuhaf bir davranış ama bir süre sonra kanıksıyor ve bunu artık kafanıza takmıyorsunuz” diye devam etti. Fakat 25 Mayıs 1979’da her şey bir anda değişti.

Lucas’ın sözde ‘teyzesi’ defalarca okulun bahçesinde görülmüştü. Lucas’a yaklaşmıyordu ama bakışlarının ona odaklandığı açıkça belliydi. Okul zili çaldığında öğretmen onu yine gördü.

Advertisement

Lucas o gün eve sınıftan arkadaşıyla dönecekti, öğretmeni Lucas’ın okuldan kiminle çıktığına bakmaya niyetlendiğinde öğrencilerinden birinin sorduğu bir soruyla dikkati dağıldığı için onu izleyemedi…

Kafasını kaldırdığında, ortalıkta ne Lucas ne de gizemli kadın vardı.

Bir dakika bile tereddüt etmeden telefona koştu. Telefonun bağlanması biraz sürdü ama Lucas’ın annesi en sonunda hattın diğer ucundan cevap verdi.

Öğretmen durumu açıkladı ve Abby’e bu gizemli kadından bahsetti. Şüphelerinin yersiz çıkmasını umuyordu. Kadın belki de gerçekten onun teyzesiydi…

Ancak Abby’nin telefondaki çığlıklarını duyduğunda, kaygı veren şüphelerinde haklı olduğunu anladı. Yabancı kadın Lucas’ın peşindeydi ve eline geçen şansı değerlendirmişti… Şimdi ne olacaktı?!

Polis hemen büyük çaplı bir soruşturma başlattı. 6 yaşındaki çocuğu bir yıl boyunca her yerde aradılar. Ama çabaları sonuç vermedi.

Görünüşe göre Lucas sırra kadem basmıştı.

Lucas’ın annesi Abby’i teselli etmek mümkün değildi, kadıncağız oğlunu bir daha hiç göremeyeceğini düşünmeye başlamıştı.

Aradan geçen 40 yıl sonra, şok edici bir itiraf içeren tuhaf bir telefon almıştı… Hattın diğer ucundan yaşlı bir kadının titreyen sesi duyuluyordu.

Başta Abby kadının kurduğu cümleleri anlamakta zorluk çekti fakat bir süre sonra mesaj daha net ve anlaşılır hale geldi. “Ben Lucas’ı 40 yıl önce okul bahçesinden alan kadınım. Bencildim, tek düşündüğüm ona sahip olmaktı!”

Mesaj Abby’e bir tokat gibi çarpmıştı ve kimliği belli olmayan bu kadının hikayesini gözyaşları içinde dinlerken çok zorlanmıştı. Fakat kadın henüz itirafını bitirmemişti…

Kadın, Lucas’ı görmek için yalnızca okul bahçesine gitmemişti. Bir süredir onu gözlemliyordu, hatta alışverişe çıktığı bir vakit Abby’nin evine bile gitmişti.

Kadın Abby’nin evine birçok defa gittiğini söyledi. Lucas başta ondan korkmuştu fakat zamanla kadın onun için tanıdık biri haline gelmişti. Bazen Abby’nin evinde bile kalıyordu! “Lucas’ın gerçeği öğrenmeye hakkı var diye düşündüm,” dedi yabancı kadın.

Advertisement
“YETER! KİMSİN SEN?!” diye bağırdı Abby.

Kadın cevap vermeden önce derin bir nefes aldı, “İsmim Susan, Lucas’ın biyolojik annesiyim.” Abby, Lucas’ı doğduktan hemen sonra evlat edinmişti. Lucas küçük olduğu için ona bu gerçeği henüz anlatmamıştı.

Susan çok gençti ve bebeğine bakabilecek durumda değildi. Lucas’ı evlatlık vererek iyi bir şey yaptığını düşünmüş ama sonradan pişman olmuştu. “Nerede yaşadığınızı öğrendim ve Lucas’ı takip etmeye karar verdim.”

Ardından Susan en can alıcı şeyi söyledi… “Oğlun Lucas yaşıyor ve seninle tanışmak istiyor. Bunca yıldır onu senden alıkoyduğum için üzgünüm. Umarım bir gün beni affedebilirsin.”

“NEREDE O? OĞLUM NEREDE!?” diye sordu Abby sert bir sesle.

Şu an karısı ve iki çocuğuyla Avustralya’da yaşıyor ama seninle tanışmayı çok istiyor. Abby telefonu kapadı, şok olmuştu ama sakinleşmek için fırsat bulamadı. Çünkü birkaç dakika sonra telefon yeniden çaldı. Bilinmeyen numaraydı…

Abby titreyerek telefonu açtı, hattın diğer ucundan bir erkeğin sıcak sesi duyuluyordu. Bildik birinin konuşmasıydı ama 75 yaşındaki yaşlı kadın için yine de bu sesi tanımak kolay değildi. “Merhaba Anne… Ben oğlun Lucas.”

Abby gözyaşlarına boğuldu ve dizlerinin üzerine çöktü. “Gerçekten sen misin? Sen olduğunu söyle.” Şimdi 46 yaşında olan Lucas üvey annesinin şüphelerini gidererek onu rahatlattı ve uzun süredir onun yaşamış olduğu acıdan dolayı kendisini ne kadar kötü hissettiğini söyledi. Ancak hayatıyla ilgili gerçeği o da yeni öğrenmişti.

“Seni görmek için Amerika’ya gelmek istiyorum, benimle görüşmek ister misin?” “Tabi ki isterim,” dedi Abby yarı ağlamaklı bir ses tonuyla. Telefonu kapattılar ve görüşme tarihini ayarladılar.

25 Mayıs 2019’da görüşeceklerdi. Ortadan kayboluşundan bu yana geçen 40 yılın ardından Lucas tekrar onun hayatının bir parçası olacaktı. O güneşli Pazar günü, uçağın kapıları açıldığında Abby ve ailesi havaalanında bekliyorlardı. Lucas koşarak geldi ve üvey annesinin kollarına atıldı.

Harika bir an! Bir sonraki kısmın daha dokunaklı olmasını sağlayan o harika an…

Abby ve Lucas o hafta her günü birlikte geçirdiler. Aradan geçen zamanı telafi etmek için çok vakitleri oldu. Ne yazık ki Lucas haftanın sonu Avustralya’ya ve ailesine dönmek zorundaydı. Fakat Abby onun gitmesine izin vermedi.

Bu yüzden onunla gitmeye karar verdi. Bir ay sonra, uçağı sıcak kıtaya gitmek için havalandı ve oğluyla tekrar bir araya geldi. Bundan sonra hep onunla birlikte yaşadı ve hayatının son yılını çok sevdiği oğluyla birlikte mutluluk içerisinde geçirdi.

28 Nisan 2020’de Abby ne yazık ki hayata gözlerini yumdu. Ancak uzun ve güzel bir hayat yaşamıştı ve kuşkusuz daha iyi bir son hayal edemezdi.

Advertisement


Leave A Reply