Perde Nedir? Sözlük Anlamı

0
Advertisement

Perde ne anlama gelir? Perde kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?

1. Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
“Durmadan pencere kapatıyor, perde çekiyorum.” – A. Ağaoğlu
2. Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
“Sinema perdesi. Karagöz perdesi.”
3. İki yeri birbirinden ayıran bölme
4. Seste pes perde
“Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı.” – A. Midhat
5. Doğruyu görmeye engel olan şey
“Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi.”
6. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
7. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
8. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
9. Katarakt
“Gözlerine perde inmiş.”
10. Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri
“Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti.” – M. Ş. Esendal
1. bir şeyin önüne perde germek
2. gizlemek, örtmek
1. gözde katarakt olmak
2. gizlemek, örtmek
3. bir tiyatro oyunu bitmek
Karagöz oyununa başlamak
yeni mevsimde temsillerine başlamak
“Tiyatro topluluğu ‘Kaos’ adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı.” – A. Cemal
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller (Göster)
tiyatro tamamen kapanmak
Bir şeyin görünürde olmayan gizli yanı
“Bir gün gelecek, işlerin aslını, perde arkasını bilenler…” – T. Buğra
Kaz, ördek, martı gibi suda yüzen ve parmakları arasında perde bulunan kuşlar takımı
Yapıda statik ve dinamik yüklere karşı direnç sağlamak üzere kolonların devamı olan duvarlarda duvar yerine konulan, özel beton duvar
Yavaş yavaş
“Güvertenin bir yanından bir horultu yükseldi, iskeleden de perde perde horultular gelmeye başladı.” – A. Erhat
Perdesi yırtık
Utanmaz, arlanmaz (kimse), perdesi sıyrık
Âşık sazındaki sap üzerinde olan en sonuncu perde
1. Göstericiden çıkan görüntülerin üzerinde yansıdığı, sinema filminin oynatıldığı yüzey
2. Sinema
“Beyaz perde yıldızı.”
1- Sahne ile izleyicilerin bulunduğu salonu yangın tehlikesinde birbirinden ayıran, demirden yapılmış perde

2- İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde, batılı ülkelerin kendilerini Doğu Bloku ülkelerinden ayıran sınıra ve bu ülkelere taktıkları ad

Alçak ve kalın ses
“Köpek gözlerinin akını çıkararak yan yan baktıktan sonra pes perdeden hırladı.” – B. Felek
İki yeri birbirinden ayıran tahta duvar
“Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı.” – H. E. Adıvar
Yüksekten
“Ama bu kez bir ricada bulunmaktan ziyade icazet verircesine üst perdeden çıkmıştı sesi.” – E. Şafak
Teknedeki bölmeleri enine ve boyuna birbirinden ayıran su geçirmez perde
Burun boşluğunu ikiye ayıran bölme
Bir şeyin anlaşılmasını güçleştiren engel
Rüzgâr ve soğuktan korunmak için kalın kumaştan veya deriden yapılmış örtü, perde
“Ahşap evlerde ne yapılsa ısıtmak, hayatta rüzgâr cereyanlarından korumak mümkün olmadığından odalara kapı perdeleri asılırdı.” – R. H. Karay
Herhangi bir müzik ölçüsüne girmeyen, insanın iç dünyasını karartan ve bıkkınlık veren bir ses tonu
“O kadar zembereği olmayan ve hususi bir kesel perdesi olan bir sesti.” – H. E. Adıvar
Klasik Türk müziğinde orta sekizlinin yirmi ikinci perdesi
Sesin alçak veya yüksek olması durumu
Film görüntüsünün yansıtıldığı bez veya plastik maddeden yapılmış beyaz satıh
1. Ordunun hareketlerini düşmandan saklamak için istenilen bir yerde oluşturulan perde görünümünde sis
2. Herhangi bir olayın gizli ve karanlık olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz
İçeriden görülmeksizin dışarıyı görmeyi sağlayan, şerit biçiminde metal veya plastik levhalardan yapılmış bir tür pencere kapama düzeni, jaluzi


Leave A Reply