Aki Kaurismaki Kimdir?

0

Aki Kaurismaki kimdir? Aki Kaurismaki hayatı, biyografisi, eserleri, filmleri ve sinema kariyeri hakkında bilgi.

Aki KaurismakiAki Kaurismaki;(4.4.1957)

Helsinki’de doğan Kaurismâki, Finlandiya’nın başkentinde edebiyat ve iletişim bilimleri okudu. Üniversiteden diplomasını alan Kaurismâki, birçok işin yanı sıra garsonluk yaptı, posta hizmetlerinde çalıştı ve hatta tabak yıkayıcılığı bile yaptı. Bu işleri yürütürken bir Fin sinema dergisi için de eleştiriler yazdı.

1983: İlk Filmi Kaurismâki’nin 1982’de yazdığı ilk senaryo The Liar Münih Sinema Akademisinde okuyan erkek kardeşi Mika tarafından aynı yıl içinde filmleştirildi. Bu filmin başrolünü de Aki üstlendi. Aki’nin ilk filmi Crime and Punishment 1983’te gerçekleştirildi. Bu yapıt, bütün sonrakiler gibi, Villealfa adını verdikleri kendi prodüksiyon şirketleri tarafından finanse edildi.

1986-89: Günlük Hayat Üçlemesi Kaurismâki 1986’da Helsinki proleter yaşamını konu alan ve üçleme olarak tasarlanan filmin ilki olan Varjoja Paratiisissa’yı (Cennette Gölgeler) çekti. Bu filmde bir çöp kamyonu şoförüyle bir süpermarkette kasiyer olarak çalışan kızın aşk öyküsü anlatılmaktadır. Mizansenin son derece kısıtlı tutulması, düşman bir çevredeki aşkı anlatan bu melodrama “hayali” bir toplumsal röportaj havasını verdi.

Kaurismâki iki yıl sonra gerçekleştirdiği Ariel adlı yapıtında da, kaybedecekleri hiçbir şeyleri kalmamış olan, kenti ve ülkeyi kaçarcasına terk etmekten başka özlemleri bulunmayan insanları anlattı. Ölen babasından kalma ufak bir arabası olan işsiz bir maden işçisi Helsinki üzerinden düşlediği ülke, Meksika’ya gitmek ister. Kendisini banka soygunculuğuna da iten macera dolu uzun bir yolculuktan sonra, öykünün kahramanı, yeni sevgilisiyle birlikte, kendilerini daha iyi bir hayata taşıyacak olan “Ariel” adlı gemiye biner. Melodram öğelerinin yanı sıra komedi öğelerini de kullanan bu yapıt, ilk kez Finlandiya dışında dikkatleri Kaurismâki üzerine çekti.

Kendisini “Finli Fassbinder” olarak üne kavuşturan, ilk Kaurismâki filmlerinin karakteristikleri arasında, sade dekorun yanında diyalogların yok denilecek kadar az olması sayılabilir. Sözcükleri çok az kullanan yönetmen, bakışlara ve jestlere önem veriyordu. Bir taraftan çok sert dekupajlarla (kesimlerle) sahneleri arka arkaya dizerek konuyu yürütürken, diğer taraftan araya soktuğu, sıkıcı derecede uzun kamera ayarlamalanyla bir yavaşlatma sağlıyordu. Fabrika işçisi bir kızın hem işyerinde, hem de aşkta çifte sömürülmesine ilişkin lakonik/acı bir film olan Das Maedchen aus der Streichholzfabrik (Kibrik Fabrikasında Çalışan İşçi Kız) ilk filmleri için seçkin bir örnektir.

1989: Memleketinden Taşınması “Kibrit Fabrikasında Çalışan İşçi Kız” filminin çekim çalışmalan bitince, Kaurismâki yurdunu bırakıp Portekiz’in Atlantik kıyısında, boş zamanlarında üzüm yetiştirdiği bir köye yerleşti. Erkek kardeşi Mika ile birlikte her yıl Sodankyla adlı Laponya köyünde düzenlediği “Midnight Sun Film Festival” (Geceyarısı Güneşi Film Şenliği) aracılığıyla Finlandiya ile bağlarının kopmamasını sağlıyor. Aynca Finlandiya’nın en büyük film dağıtım şirketinde hisseleri bulunmaktadır.

1989’dan Sonra: Finlandiya Dışı Konular Leningrad Cowboys Go America (Leningrad’lı Kovboyler Amerika’ya Giderler, 1989) adlı komik “Road-Movie” (yol filmi) ile Kaurismâki uluslararası arenada da isim yaptı. Bu filmde İskandinav folkloruyla Rock’n Roll karışımı garip bir müzik yapan, üçüncü sınıf bir çalgıcı topluluğu, kendilerini starlık mertebesine çıkartmak isteyen menejerleri tarafından hiç yorulmak bilmeksizin yüreklendirilerek, Amerika’ya doğru yola çıkar ve sonunda gerçekten başarılı olur.

I Hired a Contract Killer (Kiralık Katil Tuttum, 1990) adlı film Kaurismâki’nin yurdu Finlandiya’dan izler taşımayan ilk filmidir. Londra’da çekilen bu film, kendisini öldürmesi için kiralık bir katil tutan yapayalnız bir adamın öyküsüdür. Ne var ki, bu yalnız adam bir kadına âşık olunca parasını ödediği kiralık katilden saklanmak zorunda kalır.

İki yıl sonra Kaurismâki, Henri Murger’nin bir romanından sinemaya uyarladığı La vie de Bohâme (Bohem Hayatı) adlı filmle ilk defa edebi bir yapıtı filmleştirmeye cesaret etti. O güne kadar gerçekleştirdiği yapıtların aksine, bu film günümüzde değil, 19. yüzyılın Paris kentinde geçer. Bu yapıtta, sanatçı olarak başarılı olamamaktan korkan ve kendi gerçeklerinden kurtulmak için boşuna çaba gösteren, üç bohem insanın yaşamını konu alır.

1993’te Leningrad kovboylarının devamı olan Leningrad Cowboys go to Moscow adlı film gösterime girdi fakat daha önceki “kovboylar”a kalite açısından ulaşamadı. Take care of your scarf, Tatjana (1994), Leningrad Cowboys meet Moses (1994), Kansas Pilvet Karkaavat (1996) ve Juha (1999) yönetmenin 90’lı yıllarda çevirdiği diğer filmlerdir.

Aki Kaurismaki, en çok, pek çok ödül almış, 2002 yapımı filmi Geçmişi Olmayan Adam’la tanınır.


Leave A Reply