Alev Nedir? Sözlük Anlamı

1. Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule
“Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu.” – E. İ. Benice
2. Sıcaklık
“İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor.” – H. R. Gürpınar
3. Kıvılcım
4. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama
5. Aşk ateşi

1. tutuşmak, yanmaya başlamak
“Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu.” – T. Buğra
2. coşmak, heyecanlanmak, heyecana gelmek
3. öfkelenmek, kızmak
4. telaşlanmak

ateş bacayı sarmak

canlı, ışıl ışıl olmak
“Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu.” – Ö. Seyfettin

1. Vücut ısısı herhangi bir sebeple artmış bir biçimde ve bu sebeple tende kızarıklık oluşarak, alaz alaz
“Düşündükçe kapkara, korkunç bir hayalet gözlerimi kapladı, başımın içi alev alev yandı.” – E. İ. Benice
2. Aşırı bir biçimde tutuşmuş olarak
3. sıfat Aşırı bir biçimde tutuşmuş olan
“Caminin dört bir yanı alev alevdi zaten.” – A. Kulin

1. Parlak kırmızı renk, alev rengi
2. Bu renkte olan

Gaz veya benzinle çalışan, ucundan bir alev püskürterek yanan metalleri lehimlemede kullanılan bir araç, pürmüz lambası

Düşman üzerine alevli sıvılar püskürten taşınabilir alet

1. Alev kırmızısı
2. Bu renkte olan

Isıtılacak maddelere veya bunların içinde bulunduğu kaplara doğrudan doğruya yöneltilen ateş veya alev

Gelip geçici, çabuk yatışan, çabuk sona eren
“Tabii çerden çöpten, saman alevi tutkunlukları hesaba katmıyorum.” – R. H. Karay

Tandırda meşe odununun çıkardığı yakıcı ve etkili alev