Altın Ferman Nedir?

0
Advertisement

Altın ferman nedir?Tarihte birbirinden bağımsız bir şekilde 1222 ve 1356 yıllarında yayımlanmış olan iki Altın Ferman ile ilgili ansiklopedik bilgiler.

Altın Ferman Nedir?

Altın Ferman (1222), altın yasa olarak da bilinir. Macar soylularının ve din adamları sınıfının temel hak ve ayrıcalıklarıyla kralın gücünün sınırlarını belirleyen ferman. II. Andrâs tarafından 1222’de çıkarılmıştır. Andrâs’ın zulüm ve israfına dayanamayarak harekete geçen Macar soyluları onu Altın Ferman’ı çıkarmaya zorladılar. Ferman, daha önceden verilmiş hakları pekiştiren ve yeni haklar bağışlayan 31 maddeden oluşuyordu.

Bu fermanla, krala meclisi düzenli olarak toplama zorunluluğu getirildi, soyluları yargılamadan hapse attırması yasaklandı, kilisenin ve soyluların mallarından vergi isteme hakkı elinden alındı. Soyluların, kralın ordusunda ülke dışında parasız görev yapma zorunluluğu kaldırıldı. Yabancıların taşınmaz mal sahibi olmaları, Yahudi ve Müslümanların kamu görevinde bulunmaları yasaklandı (bu son hüküm 1231’de eklendi). Bu ferman aynı zamanda soyluların kont-luklardaki yetkilerini artırdı. Buna göre, kralın kontluklardaki resmî görevlileri (fâis-pan), kötü yönetimlerinden dolayı işten uzaklaştınlabilecek ve bu mevkiler babadan oğula geçmeyecekti. Ayrıca kral ya da onun yerine geçenler, Altın Ferman’a uymadıkları zaman, soylularla piskoposlar onlara karşı çıkabilecekler (jus resistendi), bu davranışları nedeniyle de vatana ihanetle suçlanıp cezalandırılmayacaklardı. 1222’den sonra tahta çıkan bütün Macar kralları, Altın Ferman’a uyacaklarına yemin ettiler.

Altın Ferman (1356),

altın yasa olarak da bilinir, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun anayasası niteliğindeki ferman. Papanın Alman siyasetine karışmasını engellemek ve prenslerin, özellikle de elektörlerin önemini kabul ettirmek amacıyla 1356’da IV. Karl tarafından çıkarılmıştır. Adını, üstündeki altın mühürden alır.

1355’te Roma’da imparator olarak taç giyip Almanya’ya dönen IV. Karl, prensleri Nürnberg’de bir toplantıya çağırdı. Görüşmeler 10 Ocak 1356’da Altın Yasa’nın ilk 23 maddesinin yürürlüğe konmasıyla sonuçlandı. Son sekiz madde, 25 Aralık 1356’da, Metz’de prenslerle yapılan yeni görüşmeler sonunda eklendi. Amaç, imparatoru seçme hakkını yedi elektöre bırakmak ve çoğunluğun oylarıyla seçilen adayın tartışmasız kabul edilmesini sağlamaktı. Üç başpiskopos ve dört prensten oluşan elektörler kurulu 1273’te kurulmuştu; ama bu yedi kişinin arasında kimlerin olacağı her zaman açıkça belli değildi. Böylelikle Saksonya’ya ait oy Sakson hanedanının Lauenburg koluna değil, Wittenberg koluna verildi; Bavyera dükünün değil de, palatin kontunun elektör olması kabul edildi. IV. Karl’ın hüküm sürdüğü Bohemya’nın kendine özgü konumu açıkça tanındı. Kari ayrıca, unvanın en büyük çocuğa geçmesi kuralını getirdi.

Seçme hakkını belirli toprakların sahiplerine verirken, bu toprakların bölünemeyeceğini ilan etti. Çoğunluğun oyları ile seçilen adayın oy birliğiyle seçilmiş sayılması kabul edildi; ayrıca imparatorluğa seçilen aday, bütün haklarını derhal uygulamaya yetkili kılındı. Böylece papanın rakip adayları inceleme ve seçimi onaylama hakkı göz önüne alınmıyordu. İmparatorun seçilememesi halinde, Saksonya dükünün ve palatin kontun naip olması kabul edilerek, papanın imparatora vekâlet etme iddiaları tanınmamış oluyordu.

Advertisement

Bu sonuçlar ancak, elektörlere, kendi prensliklerinde para basmak ve vergi almak gibi mutlak haklar veren çeşitli ayrıcalıkların tanınmasıyla sağlanabildi. Uyrukların yasal başvuru hakkı önemli ölçüde kısıtlandı. Elektörlere karşı girişilen suikastlara karışanların vatan haini olarak cezalandırılması kabul edildi. Bundan başka, kentlerin bağımsızlaşma çabaları bastırıldı. Bu baskılar Alman orta sınıfını uzun vadede etkileyecek ciddi sonuçlar doğurdu. Kuramsal olarak yalnızca yedi elektöre tanınan ayrıcalıklar, uygulamada tüm prensler tarafından kullanıldı.


Leave A Reply