Altın Ordu (Altın Orda) Devleti Tarihi, Kültürü ve Yıkılışı Hakkında Bilgiler

0
Advertisement

Altın Ordu (Altın Orda) Devleti ne zaman ve nerede kurulmuştur? Altın Ordu Devleti’nin tarihi, kültürü ve yıkılışı ile ilgili bilgi.

Altın Orda Devleti

Altın Orda Devleti Haritası

ALTIN ORDU DEVLETİ, Doğu Avrupa ile İdil (Volga) boyunda XIII. yüzyıl ortalarından XVI, yüzyıl başına kadar devam etmiş bir Turk-Moğol devletidir.

Cengiz Han, Irtiş Irmağı ve Balkaş Gölü’nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han’a vermişti. Cuci Han’ın ikinci oğlu Batu tarafından 1236 batı seferinde alınan ülkeler de buraya eklenerek Cuci Ulusu adını aldı. Bu ulus az sonra ikiye bölündü. Balkaş ve Aral gölleri arasındaki alan ile Irtiş Irmağı’nın güneyindeki yerler Batu’nun ağabeysi Ordu’ya, geri kalan bölge de Batu Han’a verildi. Ordu’ya verilen yerler Ak Ordu; Batu’ya verilen yerler Gök Ordu adını aldı. Batu’nun ülkesi bir müddet sonra Altın Ordu diye anılmaya başlandı.

Batu, kendisine ait geniş ülkeyi yönetmek için 1241 de Aşağı İdil boyunu merkez olarak seçti. Az sonra kurulan Saray şehrini de yeni devletin başkenti yaptı,

Altın Ordu Devleti, hukuki bakımdan Karakurum’da «Kağan» sıfatıyla bulunan Moğol imparatoruna bağlı olmakla beraber, iş alanında tamamıyla bağımsızdı. Batu Han, devletini, Moğol İmparatorluğu’ndaki esaslara göre başarı ile düzenledi. Kendisi «Sayın Han» diye anılmaya başlandı.

Batu Han zamanında, Altın Ordu Devleti, çok genişledi. Kıpçak bozkırlarını, Orta ve Aşağı İdil bölgesini, Harzem ve Azerbaycan’a kadar Kafkaslar’ı sınırları içine aldı. Rusya’nın bazı bölgeleri ile Lehistan ve Litvanya’nın batı bölgeleri de Batu Han’a aitti.

Advertisement

1275’te tahta geçen Berke Han zamanında Müslümanlık kabul edildi. Yayılarak hakim bir din oldu. Özbek ve Canibek Han zamanlarında Altın Ordu çok kuvvetlendi. Siyaset, ekonomi ve hatta kültür bakımından Doğu Avrupa’nın en büyük devleti haline geldi.

Altın Ordu’nun yıkılışı

Berdibek Han’ın (1357-1359) ölümünden sonra karışıklıklar başgösterdi. Hanlar ve prensler arasında kanlı boğuşmalar başladı. Toktamış Han, Aksak Timur’un yardımıyla, Altın Ordu’nun başına geçerek devletin birliğini yeniden kurdu. Fakat Timur’un 1391 ve 1395 yıllarında Toktamış’a karşı yaptığı seferler sonunda Altın Ordu temelinden sarsıldı ve yaşama gücünü kaybetti. Cengiz Han yasasına göre, Osmanlılar’da yapılanın aksine olarak kardeşler öldürülmediği için, pek çok olan prenslerin egemenlik iddiasında bulunmayı kendileri için hak saymaları yüzünden birçok rakip aileler taç ve taht mücadelesine giriştiler. Seyit Ahmet Han (1445-1481) öldükten sonra Altın Ordu’da kişilik sahibi bir han tahta çıkmadı. Hanın oğullan arasında boğuşmalar devam etti. 1502’den sonra Altın Ordu bir devlet olmaktan çıktı. Devlete ait bölgede beş ayrı hanlık meydana geldi.

Altın Orda ordusu 1262'de Terek savaşında İlhanlı'yı yendi . Hülagü'nün adamlarının çoğu geri çekilirken Terek Nehri'nde boğuldu.

Altın Orda ordusu 1262’de Terek savaşında İlhanlı’yı yendi . Hülagü’nün adamlarının çoğu geri çekilirken Terek Nehri’nde boğuldu. (Kaynak: wikipedia.org)

Altın Ordu’da yaşayış

Altın Ordu Devletinde, Cengiz zamanında saptanan ve tamamıyla askeri nitelikte olan bölümler muhafaza edilmişti. Buna göre tümen (10.000), bin, yüz ve on beylikleri bulunuyordu. Böylece, bir derebeylik devleti olan Altın Ordu’da, derebeylerin memleket işlerini bir karara bağlamak üzere yaptıkları büyük toplantılara «Kurultay» denirdi. Diğer Türk-Moğol imparatorluklarında olduğu gibi, Altın Ordu’da da derebeyliklere has bir ekonomik düzen vardı. Bu düzen, kendisine has bir ekonomisi olan aileye dayanırdı. Aileler, bağlı oldukları derebeyi tarafından gösterilmiş olan otlağın dışına çıkmaz, beye vermekle ödevli olduklarını ödedikten sonra, geri kalan mallarını şehir pazarında satabilirlerdi.

Şehir hayatı tam anlamıyla gelişmişti. Genel olarak hükümdarların «Saray» denilen konutlarının bulunduğu birtakım şehirler vardı. Bunların çoğu, bilhassa başkentler, coğrafya durumu bakımından ekonomik önemi çok iyi ve ticaret yolları üzerinde bulunan Aşağı İdil (Volga) çevresinde kurulmuştu. Bu da göstermektedir ki Altın Ordu, göçebelerin teşkil ettiği bir istep imparatorluğu değildi.

Adı geçen yerde kurulmuş olan iki saraydan birisi Batu’ya ait Eski Saray, öteki de Berke’ye ait Yeni Saray idi. İmparatorluğun en çok geliştiği XIV. yüzyılda Yeni Saray 100.000 den fazla nüfusu barındıran bir şehirdi. Taht İli de denen bu şehir, 1395’te Timur tarafından yıkılıncaya kadar, dünyanın her tarafından gelen tüccarların bir buluşma yeri idi.

Daha önceki Türk devletlerinde olduğu gibi, hükümdar ailesinden gelen kadınların da siyasi hakları vardı. Devlet yönetiminde rolleri olup, kabul törenlerine hanla birlikte katılırlardı. Altın Ordu’da tam bir dini hoşgörürlük vardı. Memlekette Müslümanlığın kabulünden önce Moğol hukuku uygulanıyordu. Fakat Müslümanlığın kabulünden sonra şeriat hükümleri de yer aldı.

Advertisement

Büyük bir devlet olarak 250 yıldan fazla yaşıyan Altın Ordu’nun, gerek Rus tarihinde, gerekse Hazar Denizi ve Karadeniz ülkeleri tarihinde önemli etkileri görülmüştür. Moskova Rusya’sının yükselişinde ve kendine has bir Moskova devlet yönetimi düzeninin kuruluşunda, Altın Ordu hanlarının rolleri büyük olmuştur. Rus para, vergi sistemleri, ordu şekilleri Altın Ordu’yu taklit etmek suretiyle meydana getirilmişti. Aynı zamanda Rus diline, XIV. yüzyılda Altın Ordu’nun edebi ve resmi bir dili olan Türkçe’den birtakım kelimeler geçmişti.


Leave A Reply