Anadolu Selçuklu Devleti Konu Özeti

0
Advertisement

Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu, gelişmesi , büyümesi, yaptığı savaşlar, haçlı seferleri ve yıkılışı ile ilgili genel bilgiler ve konuların kısa özetleri

Anadolu Selçuklu Devleti Haritası

Selçukluların Anadolu’yu almasından sonra, burada Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu. Bu devlet 1077’den 1308’e kadar 231 yıl sürmüştür.

1074 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan’ın oğlu Melikşah, amcasının oğlu Kutalmışoğlu Süleyman Bey’i, Anadolu’da Kızılırmak’ın batısında kalan toprakları almakla görevlendirmişti. Süleyman Bey, ordusunu toplayarak, Kızılırmak’ın batısına geçti; Kayseri dolaylarında karşılaştığı Bizans ordusunu yendi. Bu parlak başarı üzerine, daha batıya doğru yürüdü. Buradan Marmara Bölgesi’ne kadar uzandı; İznik şehrini alarak, kendisine başkent yaptı. Sonra, İznik üzerinden Üsküdar’a, Boğaziçi kıyılarına kadar ilerledi.

O sıralarda, Büyük Selçuklu Devleti hayli yıpranmış bir durumdaydı. Birliği korumakta büyük güçlükler çekiliyordu. Bundan dolayı, Melikşah da, Anadolu Sultanlığı’nı Süleyman Bey’e verdi (1077). Böylece, Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş oldu.

Kutalmışoğlu Süleyman Bey, 1077 – 1086 yılları arasında dokuz yıl devlet başkanlığı etti. Bu arada, Tarsus, Anazarba, Misis, Urfa şehirlerini ülkesine kattı. Ancak, Halep önlerinde yaptığı bir savaşta öldü. Ölümü üzerine, Anadolu’da birtakım karışıklıklar başgösterdi. Ancak, Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in o sıralarda İsfahan’da bulunan oğlu I. Kılıç Arslan, Anadolu’ya gelip babasının ülkesine sahip olunca, her şey düzene girdi.

Advertisement

KILIÇ ARSLAN HAÇLILAR’A KARŞI

I. Kılıç Arslan önce durumunu sağlamlaştırdı. Sonra, Bizans üzerine yürüdü. Bu arada, bir de donanma kurmayı başarmıştı. Anadolu Selçukluları’nın güçlenmesinden ürken Bizans İmparatoru, Papa’ya başvurarak, yardım istedi. Bu sırada, Türkler’e karşı bir Haçlı Seferi de hazırlanıyordu. Bizans İmparatoru’ndan gelen haber üzerine, bu hazırlıklar büsbütün hızlandırıldı.

I. Kılıç Arslan, bunu haber almış, ordusuyla birlikte, Yalova dolaylarında Haçlılar’ı bekliyordu. Yalova’ya çıkan Haçlı öncüleri üzerine akın etti, onları kılıçtan geçirdi. Ancak, arkadan gelen büyük Haçlı kuvvetleri karşısında, İznik’i bırakmak zorunda kaldı (1097). Ordusunu da dörtbir yana dağıtarak, Birinci Haçlı Seferi ordularının ardına düştü. Haçlı orduları Anadolu’nun içerlerine doğru ilerliyorlardı. Toroslar’ı aşarak, Kudüs’e ulaşmayı başardılar.

I. Kılıç Arslan, bir yandan Haçlı Ordusu ile uğraşırken, öte yandan da Kayseri’yi, Ankara’yı aldı. Doğu Anadolu’ya sefere çıkıp, Büyük Selçuklu beyleriyle çarpışmak üzereyken, Habur Irmağı’n da boğularak öldü (1107). Yerine Sultan I. Mesut geçti.

SULTAN MESUT KRALLARLA ÇARPIŞIYOR

Kılıç Arslan’ın ölümü üzerine, Anadolu yeni baştan karıştı. Doğuda alınan ülkeler birer birer elden çıkmaya başladı. Ancak, I. Mesut (1096- 1155), bir yandan Bizanslılar’la, öte yandan da Danişmentliler’le çarpışarak, ülkede egemenlik kurmayı başardı. I. Mesut, zamanında, Anadolu’ya ikinci bir Haçlı seferi daha yapıldı. I. Mesut, Alman İmparatoru III. Konrad’la, sonra da Fransız Kralı VII. Louis ile çarpışmak zorunda kaldı. I. Mesut’un ölümünden sonra, yerine oğlu II. Kılıç Arslan geçti.

Advertisement

HAÇLILAR’A KARŞI MİRYOKEFALON SAVAŞI

II. Kılıç Arslan’da (1156- 1192) babası gibi, Bizanslılar’la, Danişmentliler’le çarpıştı. İki düşmanla birden uğraşmamak için, Bizanslılar’la barış yaptı; Bizans’a bile giderek, törenle karşılandı. Ne var ki, Bizans İmparatoru Manuel Komnenos, Haçlı Seferleri’nin Anadolu Selçuklularını sarsmasını fırsat bilerek, Anadolu’ya saldırmakta gecikmedi. Bunun üzerine, II. Kılıç Arslan, Bizanslılar’ı Denizli yakınlarında Miryokefalon (bugünkü Düzbel) geçidinde korkunç bir bozguna uğrattı (1176).

Gene II. Kılıç Arslan zamanında, III. Haçlı Seferi başladı. Haçlı Ordusu komutanlarından Almanya İmparatoru Friedrich Barbarossa Konya’yı almıştı. II. Kılıç Arslan orduları Haçlı ordularını gene bozguna uğrattılar. Haçlılar Suriye’ye doğru kaçtılar.

Haçlı tehlikesi atlatıldıktan sonra, II. Kılıç Arslan, eski bir Türk geleneğine uyarak, ülkesini 11 oğlu arasında bölüştürdü. Yalnız, oğulları taht kavgasına düşünce, buna pişman oldu. Karışıklıklar çok uzun sürdü, ülke parçalanmak tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Bu karışık durum en sonunda, ancak I. Gıyasettin Keyhüsrev sultan olduktan sonra yatışabildi (1204).

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ’NİN YÜKSELME DEVRİ

I. Gıyasettin Keyhüsrev zamanında, (1204- 1211) devletin sınırları Akdeniz’e kadar ulaştı. Bu sıralarda Bizans imparatorluğu IV. Haçlı Ordusu’nun eline geçmiş, İstanbul’da da bir Latin imparatorluğu kurulmuştu. I. Gıyasettin Keyhüsrev, Antalya’yı aldıktan sonra Haçlılar üzerine yürüdü; imparator Laskaris ile Alaşehir’de yaptığı savaşı kazandı. Ancak, bir Bizans askeri kendisini bıçaklayarak öldürdü. Yerine oğlu I. İzzettin Keykâvus geçti.

Anadolu gene karışmış, taht kavgaları başlamıştı. Çünkü, kardeşleri yeni hükümdarı tanımak istemiyorlardı, İzzettin Keykâvus çok geçmeden bütün kardeşlerini yenmeyi başardı; sonra da Sinop Kalesi ile Kastamonu yaylasını ele geçirdi. I. İzzettin Keykâvus 1211 -1219 yılları arasında hüküm sürdükten sonra öldü; yerine kardeşi I. Alâettin Keykubat geçti (1219).

Alâettin Keykubat bilgin, haksever bir hükümdardı. Onun zamanında Anadolu Selçuklu Devleti en parlak çağını yaşadı. Mengüçler, Saltuklar beyliklerine son verildi; öte yandan, Ermeniler’in elinde bulunan Kandelor Kalesi ele geçirildi. Alâettin Keykubat bu şehre kendi adını vererek, «Alâiye» dedi (şimdiki Alanya). Sonradan, burada bir de tersane yaptırdı.

MOĞOLLAR’LA SAVAŞ

Alâettin Keykubat, ölmeden önce, küçük oğlunu veliaht ilân etmişti. Ancak, büyük oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev, buna karşı çıkarak, zorla tahta oturdu (1237).

II. Gıyasettin Keyhüsrev, babasının tersine, kötü bir devlet adamıydı. Çok geçmeden, yer yer karışıklıklar başgösterdi; devlet zayıflamaya başladı. Baba İshak adında bir Türkmen şeyhi Doğu Anadolu’da ayaklanma çıkardı. Moğollar da bundan yararlanarak, Anadolu üzerine yürüdüler. Selçuklu ordusu ile Moğol ordusu 1243’te Sivas yakınlarında, Kösedağ eteklerinde savaşa tutuştular. II. Gıyasettin Keyhüsrev, askerleriyle birlikte kaçarak, Ankara Kalesi’ne sığınmak zorunda kaldı. Bunun üzerine, Moğollar da Kayseri’ye girerek, bütün erkekleri kılıçtan geçirdiler; kadınları, çocukları da sürdüler (1243). II. Gıyasettin Keyhüsrev, ancak Moğollar’a armağanlar vermeyi, vergiye bağlanmayı kabul ederek, bu ağır durumdan kurtulabildi. Çok geçmeden de öldü (1246).

Advertisement

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ’NİN PARÇALANMASI

Anadolu’da Moğollar’ın baskısı gittikçe artıyordu. Öte yandan, taht kavgaları da sürüp gidiyordu. II. Gıyasettin Keyhüsrev ölünce, Moğollar Anadolu Selçuklularının işine bir kez daha karıştılar; II. Keyhüsrev’in üç oğlundan bir olan Kılıç Arslan’ı hükümdar seçtirmek istediler. Devlet büyükleri, buna bir çare olmak üzere, ülkeyi ikiye ayırdılar; Doğu Sultanlığı’nı IV. Kılıç Arslan’a, Batı Sultanlığı’nı da kardeşi II. İzzettin Keykâvus’a verdiler. Ancak, bu kez de, iki kardeş birbirine düştü; Aksaray’da savaşa tutuştular. Savaş sonunda, İzzettin kardeşini yendiyse de, bağışladı. Sonra, onu da, küçük kardeşi Keykubat’ı da sultanlığa ortak yaptı.

Bu sırada, Moğol imparatoru Kiyuk Kağan ölmüş, yerine Mengu geçmişti. Mengu Kağan, kardeşi Hülâgu Han’ı Batı Sultanlığı’nın ilhanlığına getirdi. Hülâgu Han Anadolu’ya geldikten sonra da, Anadolu Selçukluları sürekli bir Moğol baskısı altında yaşamaya başladılar (1256).

TÜRK MEMLÛK SULTANLIĞI

O sıralarda, Mısır’da da Türk Memlûk Sultanlığı kurulmuştu. Memlûklar Moğollar’la sürekli çarpışma halindeydiler. Yer yer ayaklanmalar patlak veriyordu. Hülâgu Han’ın yerine hükümdar olan Abaka Han bu ayaklanmaları bastırmak için Anadolu’ya kuvvetler gönderiyordu. En sonunda, Memlûk hükümdarı Baybars, Anadolu’yu Moğollar’dan kurtarmak için savaşmaya karar verdi; Moğol ordusunu bozarak, Kayseri’ye girmeyi başardı. Sonra da, kendisini «Anadolu Sultanı» ilan etti. Ancak, Anadolu beylikleri, Moğollar’ın korkusundan, kendisine yardım edemedikleri için, yurduna dönmek zorunda kaldı. Artık Moğollar’ın astığı astık, kestiği kestikti. Ayaklanmalar birbirini kovalıyordu. Bu durum 1308 yılına kadar sürdü. Son Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Mesut’un ölmesi üzerine de, Anadolu Selçuklu Devleti büsbütün ortadan kalktı.


Leave A Reply