Ares Kimdir? Mitolojide Savaş Tanrısı Ares Özellikleri, Hikayesi Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Savaş Tanrısı Ares Kimdir? Mitolojideki Savaş Tanrısı Ares’in özellikleri nedir, hikayesi nasıldır? Ares hakkında bilgi.

Ares

Kaynak: wikipedia.org

Ares

Ares; Yunan mitolojisinde Olympos’taki on iki büyük tanrıdan biridir. Daha sonraları Romalılar’ın Savaş Tanrısı Mars ile aynı olarak görülmeye başlanmıştır. Yunanlılar’ın nazarında Ares savaş, şiddet, gözü kapalı cesaret tanrısıydı. Sembolleri, cirit ve kılıç başta olmak üzere, meşale, köpek, atmacaydı. Halk muhayyelesi onun etrafında kötülük unsuru taşıyan bir sürü tanrı daha görüyordu. Bunların arasında Agon (döğüş), Eris (nifak), Deimos ile Phebos (dehşet ve korku), Enyo ile Keres (kanlı olaylar tanrıları) bulunur.

Efsaneye göre Ares, Tanrılar Tanrısı Zeus ile Evlilik Tanrıçası Hera’nın oğullarıydı. Bilhassa Herakles ve Athena’nın düşmanıydı. Kavgalarının gürültüsü bütün Olympos’u kaplardı. Bir gün Ares’i Aloades devleri kıskıvrak bağladılar, Ares’i Hermes kurtardı.

Ares’in en iyi anlaştığı tanrıça Aphrodite idi. Aralarındaki bu münasebet bir aşk masalının doğmasına sebep olmuştur: İki aşığın Hephaestos (Vulcanus) tarafından nasıl yakalandıkları, bir ağacın içine hapsedilerek ölümsüzlerin önünde nasıl kepaze edildikleri Omiros’un «Odysseus»un da uzun uzun anlatılır. «İlliada» da ise Ares sadece döğüş ve şiddet tanrısı olarak ele alınmıştır: Athena, ya da Athena’nın korudukları tarafından sık sık yenilgiye uğratıldığı görülür.

Ares Eski Yunanistan’da halk tarafından pek fazla tutulmamıştı. Ares üzerine kurulan efsanelerin merkezi Trakya’dır, sonradan bu efsaneler Beotia’ya yayılmıştır. Ares’in Thebai’de bir tapınağı vardı. Öteki tapınakları Lakonia, Armenia ve Terezena’da idi.

Kaynak 2

ARES, Eski Yunan mitolojisinde Savaş Tanrısı, Romalılarca Mars diye anılır. Zeus ile Hera’nın oğludur. Bir söylenceye göre de Tanrıça Hera, Athena’yı kıskanarak, Zeus’un  yardımı olmadan bir çocuk doğurmak istemiş, yeryüzüne bir çiçekten gebe kalarak Ares’i doğurmuştur. Yunanlıların pek sevmedikleri bu savaş tanrısı, Homeros’un destanlarında insanların baş belası, kaleler yıkan, olumsuz, kötü bir varlık olarak işlenmiştir. Zeus da Ares’den pek hoşlanmaz. Savaş simgesi olmaktan öteye gidemeyen Ares, akılcı Athena ile çekişme halindedir. Kendisine tapılan bir kent bulmak zordur. Yunanlılar onun anayurdunun zalim ve sert insanların ülkesi Trakya olduğunu söylerler. Ares değerli armağanlarla güzellik ve aşk tanrıçası Aphrodite’nin kalbini kazanır. Her şeyin çoğalmasına hizmet eden tanrıça ile yıkıcı tanrı Ares’in sevişmeleri doğaya uygundur. Çünkü doğada yaratıcılıkla yıkıcılık bir aradadır. Ares ile Aphrodite geceleri buluşurlar. Bir sabah Güneş, Ares ve Aphrodite’yi yakalar ve eşi Hephaistos’a haber verir. Demirci Tanrı Hephaistos öç almak için hafif ancak kuvvetli bir file yapar, ikisi bir arada yakalar, bütün tanrılara gösterir. Hiddeti geçip çiftlerin bağlarını çözünce Aphrodite, Kıbrıs Adası’na çekilir. Ares ise uyuyup Güneş’in gelişini haber vermeyen arkadaşı Alektryon’u horoza çevirir. Bundan sonra horozlar Güneş’in doğuşunu insanlara haber vermeye mahkum edilirler. Ares de Trakya’ya çekilir. Bu birleşmeden Phobos (bozgun, Deimos (korku) ve Harmonia (uyum) doğar. Kızlarından Enyo ve Eris (kavga) de çok zaman yanında bulunurlar. Heykel ve kabartmalarda Ares, sakallı, baştan aşağı silahlı, güçlü bir savaşçı olarak işlenmiştir. Daha sonraları sakalsız, genç bir erkek olarak betimlenmiş, çoğu zaman mızrak, kılıç, kalkan ve miğferle gösterilmiştir.

Advertisement

Leave A Reply