Artukoğulları Beyliği (Artuklular) Tarihi, Ne Zaman ve Nerede Kurulmuştur?

2
Advertisement

Artukoğulları Beyliği (Artuklular) ne zaman ve nerede kurulmuştur? Hısn Keyfa Artukluları, Mardin Artukluları, Harput Artukluları Hakkında Bilgi.

artuklular

Artukoğulları Beyliği – Artuklular Hakkında Bilgiler

Artukoğulları Beyliği; 1101 ile 1408 yılları arasında hüküm sürmüş Anadolu Türk Beyliğidir. Kurucusu Selçuklu komutanlarından Artuk bin Eksük’tür. Çeşitli kolları Hısn-Keyfa, Amid (Diyarbakır), Mardin ve Harput’ta egemenlik kurdu. Artuklu ailesi Oğuzların Kayı boyundan gelir. Artuk Bey Alparslan’ın hizmetinde bulundu. Malazgirt Savaşı’na komutan olarak katıldı. Alparslan Artuk Bey’i Orta Anadolu’da Kızılırmak ve Yeşilırmak havzalarının fethiyle görevlendirdi. İzmit’e kadar ilerleyen Artuk Bey Melikşah ile kardeşi Kavurt arasında taht kavgası başlayınca merkeze çağrıldı ve Kavurt ayaklanmasının bastırılmasında önemli rol oynadı. Melikşah bu hizmetlerinden dolayı Artuk Bey’e Hilvan’ı ikta olarak verdi (1076).

Ertesi yıl Ahsa ve Bahreyn Karmatilerini buyruğu altına aldı. Melikşah’ın Mervanoğullarının yönetiminde bulunan Diyarbakır bölgesini ele geçirmek için gönderdiği orduda Artuk Bey de bulunuyordu. Fakat Amid (Diyarbakır) kuşatması (1084) sırasında ordu komutanı Fahruddevle ile çıkan anlaşmazlık Artuk Bey’in Melikşah’a küskünlüğüne ve askerleriyle birlikte Suriye Selçuklu Sultanı Tutuş’un hizmetine girmesine yol açtı. Tutuş da ona Kudüs ve çevresini ikta olarak verdi (1085-1086).

Anadolu Selçuklu Sultanı Süleymanşah ile Tutuş arasındaki savaşta Tutuş’ un yanında yer aldı (1086) ve sonra Kudüs’e çekilerek 1091’de burada öldü. Yerine oğulları Sökmen ve İlgazi geçti. Sökmen Tutuş’un ikta olarak verdiği Suruç’u ele geçirdi (1095). Selçuklu komutanı Kürboğa yönetiminde Haçlılara karşı gönderilen orduya Sökmen İlgazi’nin oğlu Süleyman da katıldı (1098). Aynı yıl içinde Mısır Fatımileri Kudüs’ü Artuklulardan almayı başardılar. Bundan sonra Sökmen Dımaşk’a, İlgazi de Irak’a gittiler. Selçuklu hükümdarı Mehmet Tapar 1101′ de İlgazi’yi imparatorluğun en önemli görevlerinden biri olan Bağdat şahanlığına atadı. Sökmen ise Haçlıların eline geçmiş olan Suruç’u almak istediyse de başanlı olamadı (1101).

Hısn-Keyfa Artukluları (1101-1231):

Sökmen, Musul egemeni Musa’nın desteğiyle Hısn-Keyfâ Kalesi’ni ele geçirdi ve burada Artukluların Hısn-Keyfâ ya da Sökmeniye adı verilen kolunu kurdu (1101). Sökmen, Çökürmüş ile birlikte 7 Mayıs 1104’te Harran Savaşı’nda Haçlıları ağır bir yenilgiye uğrattı. Şam’a giderken yolda öldü (Ekim 1104). Yerine oğlu İbrahim geçtiyse de, 1108’de onun da ölümü üzerine tahta çıkan oğlu Rüknettin Davut, sınırlarını genişletmek amacıyla Harput, Palu (1122-1123) ve Siirt bölgesini (1131) ülkesine kattı. Onun bu genişleme politikası Mardin Artukluları’ndan Timurtaş’ın, Şam atabeyi İmadettin Zengi ile birleşmesine neden oldu. Ölümüne kadar (22 Temmuz 1144) önemli bir etkinliğine rastlanmaz.

Advertisement

Oğlu Fahrettin Kara Arslan, 1150’de Gerger ve Harput çevresini ele geçirince, Mardin Artuklu beyi Necmettin Alpı ile arası açıldıysa da savaş çıkmadan anlaştılar (1157). Diyarbakır’a yaptığı harekât başarısızlıkla sonuçlandı (1163). Nurettin Mahmut’un 1164’te Haçlılara karşı yaptığı cihat çağrısına katıldı. 12 Temmuz 1167’de yerine geçen Nurettin Muhammet, Selahattin Eyyubi’nin korumasına girdi. Selahattin Eyyubi, 9 Mayıs 1183’de Diyarbakır’ı ele geçirerek ona verdi. Nurettin’ in oğlu Kutbettin II. Sökmen, Ayaz adlı bir kölesini kendisine veliaht atadı. Ancak Ayaz birkaç gün hüküm sürebildi; emirler kardeşi Nasırettin Mahmut’u Artuklu tahtına geçirdiler. Bazen Anadolu Selçukluları, bazen de Eyyubilerin korumasında varlığını sürdüren Nasırettin Mahmut’un ölümünden sonra (1222) başa geçen oğlu Melik Mesut döneminde Eyyubiler, önce Diyarbakır ve sonra da Hısn-Keyfa’yı ele geçirerek bu beyliğe son verdiler (1231-1232).

artuklular

Mardin Artukluları (1108-1408):

Artuk Bey’in oğlu Necmettin İlgazi tarafından kuruldu. Musul Emiri Mevdut da İlgazi’ye Harran Kenti’ni verdi. Mevdut’un Batmiler tarafından öldürülmesi (1113) üzerine yerine atanan Aksungur Porsuki ile arası açıldı; ikisi arasında yapılan savaşta İlgazi’nin oğlu Ayaz tutsak düştü, ilgazi 1115’te Aksungur ile sultanın oğlu Mesut’u yenerek oğlu Ayaz’ı kurtardı ve sultanın tehditleri karşısında Dımaşk Emiri Tuğtegin ile ittifak yaptı. 1117’de Halep’i ele geçirdi. Tell Afrin Savaşı’nda Haçlıları büyük bir yenilgiye uğrattı (28 Haziran 1119). Bunu Tell Daniş’te Kudüs Kralı II. Boudouin’e karşı kazanılan zafer izledi (14 Ağustos). Bu başarılarına ödül olarak Meyyafarikin de Selçuklu sultanı tarafından ona verildi.

Gürcülerle yaptığı savaşta yenilgiye uğradı (Ağustos 1121). Haçlılara karşı başarılı savaşlar yapmış olan İlgazi, yine onlar üzerinde bir sefer yaptıktan sonra hastalanarak öldü (19 Kasım 1122). Ölümünden sonra oğullarından Timurtaş Mardin’e, Süleyman Meyyafarikin’e egemen oldu, Halep ise yeğeni Süleyman’ın yönetiminde kaldı. Ailenin başı ise öteki yeğeni Nuruddevle Belek bin Behram idi. Belek, Harput, Palu ve Dersim’i ele geçirdikten sonra ve Malatya da onun yönetimine girdi.

1120’de Mengücükoğlu İshak ile Trabzon dükası Konstantinos Gabras’ın kuvvetlerini yendi. 1122’de Urfa kontu Josclein de Courtenay, Birecik senyörü Galeran ve Kudüs kralı E. Boudouin’i tutsak ederek üçünü de Harput Kalesi’ne hapsetti. 30 Haziran 1123’te de Halep, Belek’in egemenliğini kabul etti. Haçlılara karşı çok başarılı savaşlar yapmış olan Belek, Menbic Kalesi’ni kuşatırken öldürüldü (6 Mayıs 1124). Belek’ten sonra Mardin Artukluların başına Hüsamettin Timurtaş geçti. Halep’de hapiste bulunan II. Boudouin ile bir anlaşma yaparak onu serbest bıraktı. Bir süre sonra Halep, Aksungur’un yönetimine geçti (Ekim 1124). Musul Emiri İmadettin Zengi de Nusaybin ve Dara’yı Artuklulardan aldı.

Zengi’ye karşı koyamayacağını anlayan Timurtaş, onunla anlaşma yoluna gitti (1233). Fakat bununla yetinmeyen Zengi, 1144’te Diyarbakır bölgesine girdi ve Artuklu kentlerini ele geçirmeye başladı. Ancak 1146’da ölmesi üzerine bu tasarı gerçekleşemedi. Timurtaş’ın 19 Ocak 1154’te ölümü üzerine oğullarından Necmettin Alpı, Artuklu tahtına geçti. 1164’te Haçlılara karşı düzenlenen ortak sefere katıldı. Bu sefer sonunda Haçlılar Artah’ta ağır bir yenilgiye uğradılar (10 Ağustos). Necmettin Alpı’nın 1176’da ölümünden sonra Artuklular eski güçlerini yitirdiler. Bazen Anadolu Selçuklularının, bazen de Eyyubilerin korumasına girerek varlıklarını sürdürüyorlardı. 13. yüzyılın ortalarında Moğollar Anadolu’ya egemen olunca, Artuklular bu sefer de onların egemenliklerini tanımak zorunda kaldılar. Bunu Karakoyunlular ve Timur’un koruması izledi. İki yüzyıl kadar varlığını sürdüren Artukluların Mardin kolu, 1409’da Mardin’in Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf tarafından ele geçirilmesi üzerine tarih sahnesinden silindi.

Advertisement
Harput Artukluları (1185-1233):

1122-1125 arasında Harput, Belek’in egemenliğinde kaldı. Yine bu sülaleden Süleyman bu yıl Harput’u ele geçirdiyse de aynı yıl içinde öldü ve Harput sırasıyla Hısn-Keyfâ Emiri Davut’a, oğluna ve torununa geçti. Nurettin Muhammet’in 1185’te ölümünden sonra kardeşi İmadettin Ebu Bekir burada Artuklu sülalesinin ayrı bir kolunu kurdu. 1205’te ölümü üzerine yerine geçen İmadettin’in oğlu Nizamettin İbrahim döneminde Hısn-Keyfâ Artuklularından Mahmut, Harput’u almak istediyse de, Nizamettin, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyasettin Keyhüsrev’in yardımını sağlayarak buna engel oldu. Harput Artuklularının son emiri olan Nizamettin’in oğullarından İzzettin Ahmet ya da Hızır’dır. Harput 1233’te I. Alaattin Keykubat tarafından ele geçirilince Artukluların bu kolu da tarihe karıştı.

Artuklular, Anadolu’da kurulan Türk beyliklerinden en uzun ömürlü olanlardan biridir. Haçlılara karşı yaptıkları başarılı mücadeleleriyle ün yaptılar. Büyük Türkmen kitlelerine dayanan bir devlet olmaları nedeniyle ulusal örgüt ve geleneklerini korudular. Eski Türk hukukuna göre devletin, sülalenin ortak malı olduğu görüşünü benimsemediler ve ayn beylikler halinde saltanat sürmeyi yeğlediler. İlgazi ve Belek gibi güçlü kişiler, Artuklu Beyliği’nin politik birliğini sağladılar.

Artuklu beyleri Müslüman ve Hıristiyan halka adaletle hizmet ettiler, yönetimleri altındaki ülkelerde düzen ve güveni sağladılar. Buna koşut olarak ekonomik yaşamın gelişmesine katkıda bulundular. Bu ekonomik gelişme, Artuklu döneminde yapılan cami, medrese, kervansaray, kale ve köprü gibi mimarlık eserlerin çokluğundan da anlaşılır. Bilim ve sanat adamlarını da koruyarak bilim yaşamının da gelişmesine yardımcı oldular. Meyyafarikin, Amid, Harput ve Mardin gibi kentler birer bilim ve kültür merkezi haline geldi.


2 yorum

Leave A Reply