Çatalhöyük, Neolitik Döneme Ait 9 Bin Yıllık Yerleşim Yeri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Çatalhöyük nerededir? Neolitik döneme ait Çatalhöyük’ün tarihçesi, özellikleri, arkeolojik önemi hakkında bilgiler.

Çatalhöyük, Konya’nın Çumra İlçesi’nde höyüktür. İlçenin 11 km kuzeyinde yer alır. Biri doğuda neolitik, öteki kalkolitik evreye ait olan iki höyükten oluşur. 1961-1965 arasında İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından kazıldı. 123.750 metrekarelik büyük bir alanı kaplar; kültür toprağı dolgusu 19 m’den fazladır. Yapılan kazılarda ana toprağa varılamamıştır.

Çatalhöyük

Çatalhöyük

Konya Ovası’ nın tarih öncesi çağlarına ait en büyük yerleşme merkezlerinden biri olan Doğu Çatalhöyük’te saptanan 14 tabakadan 13’ü kazıldı. Yukarıdan aşağıya bu tabakalar 0-XII olarak numaralandı. VI. tabaka iki (VI A ve VI B) evrelidir. Çatalhöyük kültürü günümüzden önce yaklaşık 8. binin ilk yarısı boyunca Çumra Ovası’na egemendir. Tüm yapı katları yangın geçirmiştir. Duvarlar kerpiçtendir, temellerde taş kullanılmıştır. Duvarları sağlamlaştırmak amacıyla kerpiç dizileri arasına, birbirleriyle bağlantılı dikme ve kirişlerden oluşan ağaç kasnaklar konulmuştur. Duvar ve ev tabanları beyaz kil sıvayla kaplanmış, ağaç bölümleri üzerine kırmızı renkte aşı boyası sürülmüştür.

Her tabakada yerleşme, girişi olmayan kalın bir duvarla çevrilidir.

Odalar genel olarak 25-27 metrekare büyüklüktedir. 11 metrekarelik odaların yanı sıra 48 dörtgen tasarımlı bu odalar birbirlerine bitişik olarak yapılmıştır. Yapılar, içlerindeki buluntulara göre tapınak ya da ev olarak adlandırılır. Evler ve tapınaklar iç düzen ve tasarım bakımından birbirlerinden ayrılmaz. Her yapı bir asıl oda ve dar bir ya da birkaç depo odasından oluşur. Bitişik durumda mahalleler oluşturan yapı kümeleri arasında büyük avlular yer alır. Avlulardan evlere ya da tapınaklara girişi sağlayan kapı aralıkları yoktur.

Bir iki ara geçit dışında mahalleler arasında sokaklar da yoktur. Evlere girişin damdaki açıklıktan bir merdiven yardımıyla olduğu sanılmaktadır. Odaların içinde kerpiç sekiler vardır. Ocak ve fırınlar güney duvarında, merdivenin yanına yerleştirilmiştir. Ocaklar dikdörtgen biçimlidir, bazen kubbeli yuvarlak fırınlar da yapılmıştır. Yapıları sağlamlaştırmak için kullanılan ağaç kasnaklar duvarları yatay ve düşey panolara bölmüştür. Evlerdeki bu panolar kırmızı aşı boyasıyla boyanmış, tapınaklar ise çok renkli boyanmış duvar resimleri ya da kabartmalarla bezenmiştir. Bilinçli olarak pencerelerden giren ışığın bu panoların üzerine düşmesi sağlanmıştır.

Çatalhöyük

Advertisement
II-X. tabaka arasında 103 ev, 63 tapınak bulunmuştur.

Tapınakların bazıları daha büyük ve daha özenle yapılmıştır. Tapınak duvarlarında kırmızı, yeşil, sarı ve siyah boyalarla geometrik desenli kilimleri andıran bezekler, el resimleri, geyik, sığır, domuz gibi hayvanların avlandığı sahneler, dans eden avcıların yer aldığı törensel sahneler, ellerini havaya kaldırmış insan figürleri, kafası kopmuş insan yüzleri yer alır. Bir duvar resminde Çatalhöyük yerleşmesiyle yakınındaki volkanik Hasan Dağı gösterilmek istenmiştir.

Kabartmalarda Ana Tanrıça, yaban kedileri, panter, dağ keçisi ya da geyik gibi hayvanlar üstleri boyanarak işlenmiştir. Tapınaklarda, duvarlarda olduğu gibi, kerpiç yükseltiler, sekiler ve payelerin kenarlarına kilden plastik olarak biçimlendirilmiş öküz ve koçların boynuzları bu başların iki yanına sokulmuştur. Mellaart, bu hayvan başlarının, Ana Tanrıça’nın oğlu ya da kocası olan Tanrıları simgelediğini ileriye sürer. Bu başların altında zemin üstüne bırakılmış ve aşı boyasıyla renklendirilmiş insan kafatasları bulunmuştur. Göz yerlerinde yeşil renkli boya kullanılan bu kafatasları ölü kültüyle ilgilidir.

Boyları 30 santimetreyi geçmeyen, üstleri boyalı ya da oyma bezekli, tapınak ve evlerde bulunan heykelcikler pişmiş toprak ve çeşitli taşlardan yapılmıştır. Pişmiş topraktan yapılmış iki yanında panterler bulunan oturur durumda doğuran bir tanrıça ile kucağında panter yavruları tutan bir başka tanrıça heykelciği ilginçtir. Bir taş kabartmada kucaklaşan bir Tanrı çifti ve çocuğunu tutan bir Tanrıça işlenmiştir. Ev ve tapınaklarda kerpiç sekillerin altından 500’e yakın mezar çıkarılmıştır.

Çatalhöyük

Gömülenlerin çoğu kadın ve çocuklardır.

Bazıları bez ya da hasıra sarılarak büzülmüş durumda, sol tarafı yatırılmış ve gömülmüştür. Ötekilerinde ise cesetlerin yumuşak bölümleri yok olduktan sonra kalan iskelet parçaları toplanarak taban altına gömülmüştür. Ortalama bir evde 8-30 arasında değişen mezar vardır. Erkek mezarlarına ölü armağanı olarak çakmaktaşı kamalar, ok, mızrak, mermer topuz başları, doğal camdan bıçaklar gibi araç ve silah; kadın mezarlarına ise boya paletleri obsidyenden aynalar, kemik iğneler, bakır bilezikler, çeşitli taşlardan yapılmış boncuklar gibi süs eşyaları konulmuştur. Kadın ve erkek mezarlarına tahta kaplar da bırakılmıştır. Yangın geçiren mezarlarda kürk, deri ve kumaş parçalarına rastlanmıştır.

Çatalhöyük’te çanak çömlek XIII. tabakadan başlayarak kullanılmıştır. XI-II-VIII tabakaları arasında krem renkli açkılı ve bazıları boya bezekli olan çanak çömlek örneklerinin yerini VIII. tabakadan sonra ince, koyu yüzlü açkılı çanak çömlek grubu alır. Tahta taş, kemik ve boynuzdan kaplar da vardır. Yontma taş araçlar çakmaktaşı ve doğal camdan oluşur. Çakmak taşından kemik saplı kama ya da bıçaklar yontma taş işçiliğinin güzel örnekleridir. Maden buluntuları arasında bakırdan boncuk ve gerdançeler, kurşun boncuklar, bakır iğne ve bızlar önemlidir. Duvar resimlerindeki boyalar için aruzit, hematit, malakit gibi mineraller kullanılmıştır.

Advertisement
Çatalhöyük insanı dolikosefalik ve brakisefalik bir öncü Akdeniz ırkının karışımından oluşmuştur.

Çocukların daha çok sıtmadan öldüğü, kadınların 28-30, erkeklerin ise 33 yaşına kadar yaşadıkları, yapılan incelemelerden anlaşılmaktadır.

Besin ekonomisi, üreticilikten çok avcılığa bağlı olan Çatalhöyük’te köpek ve sığır evcilleştirilmiştir. VI. tabakadan başlayan Einkorn ve Emmer buğdayının yanı sıra ekmeklik buğday ve arpa tarıma alınmıştır. Günümüzden önce, yaklaşık 8.000-7.500 yıllarına tarihlenen ve erişkin bir Neolitik kültürü simgeleyen Çatalhöyük’te, nüfusu yaklaşık 10 bin bulan ve temel uğraşısı avcılık olmakla birlikte hayvanları ve bitkileri üretmeye başlayan bir topluluk yaşamıştır. Çatalhöyük buluntuları Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

Erken Kalkolitik Çatalhöyük, 400 metre çapında ve 7.5 m yüksekliğindedir. 1961’de Mellaart’ın yaptığı kazılarda yaklaşık 3 metre derinliğe inildi. Mimarlık kalıntıları çok azdır. Keramik incelemelerine dayanarak Batı Çatalhöyük Erken Kalkolitik çanak çömleği krem renk açkılı, kahverengi, kırmızı ve siyah renk boya bezeklidir. Günümüzden önce yaklaşık 6. binin ikinci yarışma tarihlenir.

1961-1965 arasında yürütülen ilk kazıların ardından, Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Ian Hodder, başkanlığındaki bir heyet 1993’te yeniden kazılara başladı.25 yıl sürmesi planlanan kazılar sonucunda açığa çıkarılacak buluntular, kazı alanında yapılacak bir müzede sergilenecek.


Leave A Reply