Divan Edebiyatı Nedir? Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Özellikleri ve Dönemleri

0
Advertisement

Divan edebiyatı nedir? Divan edebiyatının kaynağı ve maddeler halinde özellikleri, şairleri, şiirleri ve dönemlerine göre özellikleri…

Türkler, X. yüzyılda İslamiyeti kabul ederek Araplar ve Farslarla ortak bir kültür meydana getirmeye başladılar. XIII-XIX. yüzyıllar arasında kaynağını ve örneğini daha çok İran edebiyatından alan, İslam kültürünün bütün kollarından beslenen , Türk ruhunun bütün özelliklerini aksettiren ve mahalli çizgileri veren bu edebiyata Divan edebiyatı diyoruz.

Bu ismi almasının sebebi bu edebiyatın daha çok manzum eserlerden meydana gelmesi ve şiirlerin “divan” isimli kitaplarda toplanmış olmalarından dolayıdır. Divan şiiri, kendine has bir sanat anlayışı ve estetiği, belli bir şiir dünyası, sınırlı bir duygu, benzetme ve hayal alemi ile mazmunlar dünyasından oluşan halk dilinden uzak hususi bir dile dayanan bir görüşü benimsemiştir.

Belli ilkeleri ve belli şekilleri olan bu edebiyat geniş bir coğrafyada altı yüzyıl devam ederek milyonlarca kültür eserleri bırakmış büyük bir edebiyattır.

Her edebiyatın, kendi kültürel kaynakları vardır.

Divan edebiyatı da Kuran-ı Kerim, hadisler, islami ilimler, tasavvuf, peygamber kıssaları, mucizeler, çağın ilimleri, İran mitolojisi ve halli özelliklerden beslenir. Divan edebiyatı, halk edebiyatına paralel olarak devam eden ve daha ziyade şehirlerde kültürlü insanlara hitap eden bir edebiyattır.

Devrin yöneticileri olan padişahlar, büyük devlet adamları sanatı ve edebiyatı sevdiği için, hatta bir çoğu şair olduğundan, sanatçıları korumuşlardır. Sanatçıların eserlerini değerine göre ödüllendirmişlerdir. Bu da sanat ve edebiyat adamlarını yüreklendirmiştir. Bir anlamda eserlere telif ücreti ödenmiştir.

Advertisement

Divan edebiyatı, XIII. ve XIV. yüzyıllarda hazırlık dönemini tamamlamıştır. Bu dönem, daha ziyade İran şairlerinin taklit edildiği bir dönemdir.

XV. yüzyılda Divan edebiyatı, özellikle Necati, Şeyhi ve Ahmet Paşa ile kuruluşunu tamamlamıştır. Bu dönemde artık şairlerimiz, nazım tekniği bakımından ve Türk toplumunun duygularını ve düşüncelerini şiire sokmaları bakımından kendilerini bulmuşlardır.

XVI. yüzyıl, Divan edebiyatının olgunluk devresidir. Bu yüzyılda büyük şairler yetişmiş ve olgun eserler meydana getirilmiştir.

Bu olgunluk, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda da devam etmiştir.

Divan edebiyatı, XVIII. yüzyılda Şeyh Galiple olgunluğun zirvesine ulaşmıştır. Ancak XIX. yüzyıldan itibaren batı kültürü ve düşüncesinin Türk toplumunda yaygınlık kazanmaya başlamasıyla edebiyat ve sanat alanında da batıya yönelme olduğu için Divan edebiyatı bu yüzyılda zayıflamış ve dönemini tamamlamıştır.

DİVAN EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

  1. Arapça ve Farsça sözcükler ve bu dillerin kurallarıyla yazılmıştır.
  2. Genelde nazım birimi beyitti. Dörtlük şeklinde olanlar da vardır.
  3. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  4. Daha çok tam ve zengin kafiye kullanılmıştır.
  5. Nazım şekilleri gazel, kaside, mesnevi, rubai, tuyuğ, kıta, müstezad, terkib-i bend, terci-i bend, şarkı musammatlar gibi şekillerdir.
  6. Tevhid, münacaat, nat, miraciye, hicviye, methiye, mersiye, fahriye gibi nazım türleri kullanılmıştır.
  7. Bütün şairler tarafından ortaklaşa kullanılan mazmunlar ve benzetmeler kullanılmıştır.
  8. Divan edebiyatı nesir sahasında tarih, tezkire, münşeat, ahlaki ve felsefi türde eserler de verilmiştir.
  9. Divan şiirinde sık sık edebi sanatlara başvurularak şiirlerin anlatımı kuvvetlendirilmiştir.
  10. Divan şiirinde şahıslar ve bunların vasıfları, kavramlar anlatılırken idealize edilmiştir. Her konunun aşırı hadleri kullanılmıştır.

YÜZYILLARA GÖRE BAŞLICA DİVAN EDEBİYATÇILARI VE ESERLERİ ŞUNLARDIR:

XIII. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Divan şiirinin ilk örneklerini veren Hoca Dehhani’dir.

Advertisement
XIV. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Ahmedi, Gülşehri,Aşık Paşa, Kadı Burhaned’din, Seyyid Nesimi başarılı sanatçılarımızda.

XV. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Anadolu dışından Çağatay şairi Ali Şir Nevai ve Anadolu’da yetişen Türk şairlerinden Şeyhi, Ahmet Paşa ve Necati önemli şairlerimizdendir. Mesnevi yazarları Hamdullah Hamdi ve Tacizade Cafer Çelebi’dir. Dini eserler sahasında Mevlid’iyle yakından tanıdığımız Süleyman Çelebi ve Muhammediye’siyle tanıdığımız Yazıcıoğlu Mehmed.

Şeyhî'nin (ö. 1431) Hüsrev ü Şirin adlı mesnevi türündeki eserinin Milli Kütüphane'de bulunan nüshasından bir görünüm.

Şeyhî’nin (ö. 1431) Hüsrev ü Şirin adlı mesnevi türündeki eserinin Milli Kütüphane’de bulunan nüshasından bir görünüm. (Kaynak : wikipedia.org)

Nesir sahasında, süslü, seçili ve sanatlı nesriyle tanıdığımız Tazarruname sahibi Sinan Paşa; Kabusname’siyle sade nesrin başarılı bir örneğini veren Mercimek Ahmed bu dönemin başlıca yazarlarıdır.

XVI. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Çağataycan’ın XV. yüzyılda yetiştirdiği Muhakematü’l-Lügateyn’iyle (iki sözlüğün karşılaştırılması) tanıdığımız Ali Şir Nevai’den sonra bu yüzyılda da Divan’ı ve büyük bir seyahat ve hatıra kitabı olan Babürname’siyle tanıdığımız Babürşah’tır.

Azeri Türkçesiyle Osmanlı sahasında Divanı, devrin sosyal yapısını tenkit ettiği Şikayetnamesi ve Leyla ile Mecnun mesnevisiyle tanıdığımız Fuzuli bu yüzyılın en büyük lirik şairidir.

Anadolu sahasında ise bu yüzyılın Sultanü’ş-Şüerası ise Baki’dir. XVI. yüzyılın diğer büyük şairleri ise Zati, Hayali, Nev’i, Bağdatlı Ruhi ve Taşlıcalı Yahya Bey‘dir.

Bu yüzyılın en büyük mesnevicileri Fuzuli, Taşlıcalı Yahya Bey; rübaileriyle tanıdığımız Kara Fazli, Lamii ve Hakani’dir. Nesir sahasında bu yüzyılda mektupları ve Hadikatü’s-Süeda’sıyla tanınan Fuzuli ve Lamii’dir.

Şairlerin hayatları ve eserlerinden örnekler veren biyografik eserler dediğimiz Tezkireleriyle tanıdığımız başlıca isimler Heşt-Behişt’iyle Sehi Bey, Tezkiretü’ş Şuara’sıyla Latifi, Meşairü’ş Şuara’sıyla Âşık Paşa’dır. Bunlardan başka Hasan Çelebi, Ahdi ve Beya-ni’nin de tezkireleri vardır.

Tarih eserleri sahasında Tevarih-i Al-i Osman’ıyla (Lütfi Paşa Tarihi) Lütfi Paşa; Tacü’t-Tevarih’iyle Hoca Saadettin; Künhü’l-Ahbar’ıyla Gelibolulu Âli bu dönemin en tanınmış tarihçileridir. Seyahat eserleri: Mir’atü’l-Memalik adlı eserinde, Şeydi Ali Reis hatıralarını anlatmıştır. Kitab-ı Bahriyye adlı eserinde Piri Reis Akdenizi ve adaları anlatmıştır.

Divan Edebiyatı

XVII. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Bu yüzyılda Çağatay edebiyatının en önemli şahsiyeti Ebul Gazi Bahadır Han’dır. Şecere-i Terakime (Türkmenlerin şeceresi) ve Şecere-i Türk adlı iki önemli eseri vardır.

Advertisement

Azeri sahasında bu yüzyılda pek önemli kimseler yetişmemiştir. Tebrizli Saib eserlerinin büyük bir kısmını Farsça yazmıştır. XVII. yüzyıl, Divan edebiyatının Anadolu’da ve Rumeli’de gelişmeye devam ettiği ve büyük sanatkarlar yetiştirdiği bir devirdir.

Fuzuli ve Baki mektebiyle birlikte Sebk-i Hindi üslübuyla gazeller yazan şairler ortaya çıkmıştır. Bu üslüpla şiirler yazanlar Naili, Fehim-i Kadim ve Neşati’dir.

Ayrıca, tefekkür şiiri dediğimiz hikemî tarzda da gazelleriyle ve oğlu için yazdığı nasihat kitabı Hayriye’siyle tanınan büyük şair Nabi’dir. Bu yüzyılın diğer büyük şairleri ise, Siham-ı Kaza adlı eserindeki hicivleriyle tanıdığımız en büyük kaside yazarımız sert mizaçlı Nef’i’dir.

Gazel tarzındaki şiirleriyle üstad olarak tanınmış Şeyhülislam Yahya Efendi, Hamse’siyle (beş mesneviden oluşur) Nev’izade Atai ve rubaileriyle Azmizade Haleti bu dönemin diğer önemli şairleridir.

Nesir sahasında, Seyahatname’siyle Türk edebiyatının en büyük seyahat yazarlarından Evliya Çelebi de bu yüzyılda yaşamıştır. Bir bibliyografya kitabı olan Keşfü’z-Zünun’u ve coğrafya, tarih ve denizciliğe ait olan Cihannüma adlı meşhur eserleriyle Katip Çelebi de bu yüzyılın tanınmış nesir yazarlarımızdandır.

Naima Tarihi adlı eseriyle Naima; Peçevi Tarihi adlı eseriyle Peçevi ibrahim Efendi ve Koçi Bey Risalesiyle Koçi Bey bu yüzyılın tanınmış tarihçileridir. Süslü nesir alanında tanınan Nergisi ve Veysi’de bu yüzyılda yaşamışlardır. Şuara Tezkireciliği alanında bu yüzyılda şu yazarlar eser vermiştir: Riyazi, Güfti, Kafzade Faizi, Rıza ve Asım’dır.

Dini edebiyat sahasında eser veren mühim şahsiyetler ise, Ankaravi İsmail Efendi, Mesnevi şehriyle tanınan Sarı Abdullah Efendi’dir.

XVIII. yüzyılda Divan Edebiyatı:

Halk deyimleri ve söyleyişleriyle İstanbul Türkçesinin şiir dilini gerçekleştiren Nedim’dir. Şûh ve rindane gazel ve şarkılarıyla tanınmıştır. Bu dönemin en büyük şairlerindendir.

Sebk-i Hindi üslubuyla yazdığı alegorik bir eser olan Hüsn-ü Aşk’ıyla meşhur olan Şeyh Galip divan şiirinin en son ve en büyük şairlerindendir. Bu yüzyılın diğer şairleri, Osmanzade Taib, Seyyid Vehbi, Ragıp Paşa, Fıtnat Hanım, Sünbülzade Vehbi, Enderunlu Fazıl ve Esrar Dede’dir.

XVIII. yüzyılda nesir sahasında Şair Tezkireleri: Safai Tezkiresi, Salim Tezkiresi, Ramiz Tezkiresi’dir. Bu yüzyılda Devhatü’l Meşayıh ve Tuht-fetü’l-Hattatin adlı biyografik eserleriyle tanınan yazarımız Müstakimzade Süleyman Saadettin’dir.

Paris’te elçi iken Fransız halkının sosyal hayatını, kültür ve sanat müesseselerini yakından görerek Sefaretname adlı eserinde anlatan Yirmisekiz Çelebi Mehmet ile elçilik görevlerindeyken Nemçe Sefaretnamesi ve Prusya Sefaretnamesi adlı eserleri yazan Resmi Ahmet Efendi tanınmış seyahat edebiyatçılarımızdandır.

Advertisement

Dürri’nin İran Sefaretnamesi de meşhurdur. Bu dönemin diğer mensur eserleri ise, Marifetname’siyle Erzurumlu İbrahim Hakkı ve gerçek ile hayalin, tarih ile tasavvurun, doğu zevki ile batı görüşünü bir arada veren Ali Aziz Efendi nin Muhayyelat-ı Aziz Efendi’sidir.

XIX. yüzyıl Divan edebiyatı:

Bu yüzyılda Divan edebiyatı artık çökmeye başlamıştır. Bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı edebiyatının etkisiyle yenileşme edebiyatı başlamıştır.

Bu yüzyılın tanınmış şairleri Enderunlu Vasıf; Mihnet-Keşan’ıyla meşhur olan Keçecizade İzzet Molla, Adem Kasidesi’yle tanınan Akif Paşa ve Şeyhülislam Arif Hikmet’tir.

Bu dönemin kadın şairleri ise, Leyla Hanım ve Şeref Hanım’dır. Nesir sahasında, Lügat ve tarih kitaplarıyla tanınan Mütercim Asım ve hekimlik, askerlik teşkilatı ile ilgili eserleriyle tanınan Şanizade Ataullah bu yüzyılın nesir yazarlarıdır. Bu yüzyılın son tezkiresi Fatin’in Hatimetü’l-Eşar’ıdır.


Yorum yapılmamış

Leave A Reply