Doğalcılık (Natüralizm) Akımı Nedir?

0
Advertisement

Doğalcılık Natüralizm neye denir? Natüralizm özellikleri nelerdir? Natüralizm temsilcileri, edebiyatta ve güzel sanatlarda doğalcılık hakkında bilgi.


Doğalcılık; Gerçeğin yalnız doğayla açıklanması, her şeyi doğa yasalarına indirgemeye çalışan dünya görüşüdür. Doğalcıların çoğu, doğalcılığı gerçekliğin doğasına ilişkin bir kuram olarak değil de özgül bir anlıksal tutum olarak tanıtırlar. Bu anlayışa göre doğalcılık, güvenilir yöntem olarak deneysel ya da güvenilir yöntemi kabul eden görüştür. Bu görüşe göre, tüm anlamlı şeyler deneyden kaynaklanırlar. Tüm kanı ve inançların deneyle, bilimsel yöntemin genel yasalarıyla uygunluk içinde denetlenmeleri gerekir. Öyleyse bu anlamda doğalcılık, deneyciliğe eşdeğerdir. Başka durumlarda doğalcılık, gene de dinin, doğaüstücülüğün ve idealizmin belirgin öğretilerine karşıt olan belli türden felsefi sonuçlar biçiminde tanımlanır.

Doğalcılığın ana ilkeleri şöyle sıralanabilir: a) Dünyadaki her durum ve olgulara düzeneksel bir biçimde başvurarak ya da bir rastlantı biçiminde açıklanabilir. Ereksel ya da amaç güden açıklamalar zorunlu olmadıkları gibi olası da değildirler. Dünyadaki süreçler için evrensel bir erek söz konusu değildir, b) Dünyayı açıklamak için bir Tanrı’ya ya da başka doğaüstü varlıklara gerek yoktur. Uzay ve zaman içindeki nesne ve olguların doğal dünyası, gerçek olan biricik şeydir. c) İnsan, tümüyle bu doğal dünyanın bir parçasıdır. Varlığının hiçbir öğesi ölümsüz olmayıp ister birey isterse tür olarak ele alındığında o, dünyasal sürecin yalnızca rastlantısal bir ürünüdür, d) Bize deney dışı yollarla verilmiş olan hiçbir saltık değer ve kurallar bir anlamda, insansal tutumların, gereksinmelerin, çıkarların birer işlevidir. Onların birtür evrensel geçerlikleri olsa bile, hiçbir doğa dışı ya da doğaüstü dayanakları yoktur. Doğalcılık terimi daha dar anlamında 20. yüzyıl törebilim (ahlak) tartışmalarında bir kuramı adlandırmak için kullanılır. Bunun öncüsüyse, ünlü İngiliz filozofu George Edward Moore’dur. Moore’a göre, töre kavram ya da nitelikleri, olgulara ilişkin deneysel ya da bilimsel yargılarda görülen türden ahlak dışı kavram ya da nitelikler aracılığıyla açıklanabilir.

Edebiyatta Doğalcılık: Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılmasını amaçlayan, kökeninin gerçekçilikten (realizm) almakla birlikte ona biraz kesinlik ve doğa bilimlerinin nesnelliğini katan akımdır. İlk kez Fransa’da Zola ve Goncourt’ların romanlarıyla 1865’te biçim aldıysa da ilk taslaklarına G. Flaubert’in Madame Bovary romanında rastlanır. Bununla birlikte, Duranty’ nin yavan gerçekçiliğine karşı olarak Goncourt’lar, tıpkı Flaubert gibi sanatı yeniden bilimin içerisine almak isteğiyle bir “sanatçı üslup” yarattılar. Sonra hemen hemen üslupçuluktan kurtulmuş olan Zola, Histoire Naturelle et Sociale d’Une Famille Sous le Seconde Empire (İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Öyküsü) Rougon-Macquari adlı ırmak romanıyla tüm akıma egemen oldu. Zola, Maupassant, Huysmans, Ceard, Hennique, Alexis’in öykülerinden derlenen les S oiré s de Médan (Medan Geceleri) 1880, bir bakıma, tıpkı Zola’nın akımla ilgili kuramı geliştirdiği le Roman Experimental (Deneysel Roman) 1883, adlı kitabında olduğu gibi doğalcı okulun bildirisi niteliğindedir. Zola’nın başlıca kusuru kesinlikle sonradan edinilmiş biyolojiye inanarak, evrimleşmeden kuşkulanmamış olmasıdır. Bu roman anlayışına Fransa’da Brunetiere le Roman Naturaliste (Doğalcı Roman) 1883 ile, İtalya’da da De Sanctis karşı çıktı. Tepkileri özellikle doğalcı romancıların insanlığın en iğrenç yanlarını incelikle taramaları, oysa savundukları bilimsellik ilkesi açısından bunun hiç gereği olmadığından kaynaklanmaktaydı. Öte yandan Zola’nın tüm eserlerinden, onun devrimci değilse de reformcu ve estetik öncülerinden bağımsız olduğu sonucu çıkarılıyordu. En gözebatar tepki Zola’nın eski izleyicileri olan “Beşler”den geldi: Zola’ nın le Terr e (Toprak) 1887, romanına karşı J. H. Rosny, L. Descaves, P. Margueritte, G. Guicheskaleme aldıkları Manifeste des Cinq (Beşlerin Manifestosu). Doğalcı okula bağlı ancak onun ilkelerini uygulamayan birtakım yazarlar grubun birliğini bozdular: A. Daudet ve Maupassant. Sonunda doğalcı gerçekçiliğe karşı düzyazıda simgecilik hareketi gelişti; Huysmans’ın ayrılışı bu bakımdan anlamlıdır. l’Echo de Paris (Paris’in Yankısı) adlı derginin edebiyatın evrimi konusunda yaptığı soruşturma (1891) edebiyat adamlarının büyük çoğunluğunun (Alexis dışında) doğalcılığa yakınlık duymadıklarını ortaya koydu. Doğalcılık hareketi Fransa dışında da yandaş buldu: Verga ve Capuana (İtalya); Saltıkov ve Korlolenko (Rusya); A. Clarin (İspanya). Bu arada Fransız doğalcılığının etkisi özellikle ABD’de büyük oldu. 19. yüzyıl sonunun toplumsal ve ekonomi çalkantıları içerisinde, dışardan getirilmiş bir edebiyat kuramı olmanın ötesinde bir edebi düzenleme gerekliliği olarak kendini gösterdiği bu ülkeden akımın başlıca temsilcileri yetişti: W. D. Howells, Crane, Dreiser, Norris, N. Algren, J. Jones. Almanya’ da ise doğalcılık M. G. Conrad, D. Welten, J. Hart, Bleibtreu K. Hermann, W. Bölsche, H. Bahr ile temsil edildi. Doğalcılığın toplumsal kuruluşların ve yaşayış biçiminin doğaya dönük olmasını amaçlayan öğreti ve 19. yüzyıl sonu şiirinde görülen bir edebiyat hareketi olan doğalcılık (natürizm) ile karıştırılmaması gerekir. Tanzimata kadar Batı dünyasına kapalı olan Türk Edebiyatı’nda bilinen hiçbir edebiyat akımının etkisi gözlenemez. 1860’tan sonra çeviri yoluyla ilkin Romantiklerin eserleri tanınır, 1890’dan sonra da Doğalcılıktan söz eden yazarlar ortaya çıkar: Nabizade Nâzım, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim. Aslında Türk edebiyatında gerçekçiliğin ilkelerini uygulayan yazarlar asıl 1950 sonrasında eser vermiş, yer yer toplumsal ve bireysel planda Doğalcılığın tutumuyla konumlarına yaklaşmışlardır. Özellikle köy öykü ve romanlarında: Orhan Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Faik Baysal, Talip Apaydın vb.

Güzel Sanatlarda Doğalcılık: Güzel sanatlarda doğalcılık görünenin doğaya uygun betimi olup sanat tarihi bu sözcükle çeşitli sanat akımlarını ya da üslupları tanımlar ve çoğu zaman da gerçekçilik (realizm) ile özdeşleştirir. Genellikle İÖ 4. ve 3. yüzyıl Yunan sanatı, cumhuriyet dönemi Roma sanatı, eski Hollanda ve 17. yüzyıl Hollanda resmi, Caravaggio’nun sanatı ve 18. yüzyılın resmi doğalcı olarak nitelendirilir. 1850 dolayında Barbizon Okulu’ nun ve Fransız doğa ressamlığının eserleri de doğalcılığın ürünüdür. Gerçek anlamda doğalcılık, 1870-1900 arasında Alman resim sanatında görülen pozitivist, çevre kuramından etkilenmiş eğilimlerdir. Bunlar edebiyattaki doğalcılıkla bir uyum içerisindedir. Toplum yaşamından kesitlerin küçük burjuva idealinin ve emekçi çevrenir yüceltilmeden, gerçekçi biçimde betimlendiği eserleriyle M. Liebermann, L.Corinth,K. Koli Witz bu akımın önemli temsilcileri oldu.

Advertisement

Leave A Reply