Eski Türklerde Alp Ne Demek? Alp Kavramı

0
Advertisement

Alp nedir, eski Türklerde alp ne anlama gelir? Türklerde alp kavramı, tarihçesi, Alplik hakkında bilgi.

Eski Türklerde Alp Ne Demek? Alp Kavramı

Alp, kahraman, cesur, yiğit, savaşçı, zorlu anlamlarında Türkçe sözcükdür. Bugünkü dilde soyut olarak taşıdığı bu anlamların gerisinde, kökleri Tarihöncesi’ne dayanan bir toplumsal gelişme yatar. Orhun ve Uygur alfabeleriyle birçok Türkçe yapıtta alp sözcüğüne özel ad, sıfat ya da unvan olarak rastlanmaktadır (örn. Alp-Tuğrul, Alp-Tuluk Üge). Orhun Yazıtları‘nda, Kutadgu Bilig‘de, Divanü Lugati’t-Türk‘te de geçen sözcük, İslam dini Türkler arasında yerleştikten sonra “alp-gazi”, “gazi-alp” biçimine dönüşmüş, tarikate bağlı olanlar da “alp-erenler” (savaşçı dervişler) adıyla anılmışlardır. Selçuklularda sözcük, resmi bir unvan olarak kullanılmaya başlamış ve özellikle hükümdarlar, büyük emirler bu unvanı taşımışlardır. Sonradan onların kurdukları çeşitli devletlerde de “alp” unvanı, “inanç”, “kutlug”, “bilge” gibi eski Türk unvanlarıyla birlikte hükümdarların resmi lakapları arasına girmiştir. Harezmşahlarda, Atabegliklerde ve Artuklularda da “alp-kutlug”, “alp-inanç-kutlug”, “alp-gazi” unvanları kullanılmıştır. Bu gelenek, Gurlularda ve Hindistan’daki Türk devletlerinde de sürmüş, büyük emirlere hükümdarlar tarafından “alphan” unvanı verilmiştir.

Alplerden, eski Türklerdeki kabile örgütlenmesinde, oymak başkanının (aşiret reisinin) çevresinde, özellikle savaşlardaki yiğitlik ve yararlılıklarıyla öne çıkan bireylerin oluşturduğu bir çeşit ayrıcalıklı sınıf olarak söz edilebilir. Bu niteliğiyle alplik, Roma’ nın ilk dönemlerindeki comitatus ya da Germen krallarının çevresindeki “silah arkadaşlıkları” ile karşılaştırılabilir. Beye, savaş önderine kişisel sadakat bağıyla bağlı bu savaşçı maiyetler, bir sonraki aşamada yerleşik toprak aristokrasisinin esasını oluşturdu. Bu göçebe soyluluğunun oluşumunda, babadan oğula geçen ayrıcalıkların katkısı olmakla birlikte, kişisel yetenek ilk koşuldu. Çocukluğundan başlayarak avlarda, akınlarda, savaşlarda kahramanlık gösteremeyenler bu sınıfa giremezlerdi. Toplumsal konumlarına göre az ya da çok sayıda hayvana sahip olan alplerin, ayrıca hizmetçileri, köleleri de bulunurdu. Büyük başkan ile çeşitli oymak önderlerinin kendi alpleri ile olan karşılıklı ilişkileri belli kurallarla düzenlenmişti.

Dede Korkut Kitabı’nda, Türk töresinde bir çocuğa ad konabilmesi için onun bir yiğitlik göstermesinin şart olduğundan söz edilir, Âşık Paşa da Garibname’de, bir alpte sağlam yürek, pazu kuvveti, gayret, iyi bir at, özel bir giysi, yay, iyi bir kılıç, süngü ve uygun bir arkadaş olmak üzere dokuz niteliğin bulunması gerektiğini söyler. Alperenlikte ise ideal olarak erenlik, riyazet, gayret, aşk, tevekkül, şeriata uyma, bilgi, himmet ve iyi bir arkadaş olmak üzere gene dokuz koşul aranmaktaydı.

Advertisement

Leave A Reply