Everglades, Florida’nın Vahşi Hayatı Barındıran Sulak Alanı Heyecan Dolu

0
Advertisement

Everglades Ulusal Parkı Florida’nın sıcak ve sulak vahşiliği içinde hayatta kalan nadir bulunan panterler, timsahlar ve su samurlarını barındırır.

Everglades

Everglades

Amerikalı yazar Marjory Stoneman Douglas, Florida’nın Everglades’ini, “uzak ve asla tümüyle bilinmeyen dünyanın benzersiz bölgelerinden biri” olarak tanımlamıştır. Everglades’in, “uçsuz bucaksız pırıl pırıl açıklığını .. gökyüzünün göz alıcı maviliği altında serbestçe yanşan tatlı, tuzlu muazzam rüzgarlarını” ve “testere dişli bataklık otlarının, suyun yeşil ve kahverengi tonları üzerinde alabildiğine uzayarak koca bir alanda parlayan ve yavaşça aşağı doğru hareket eden ışığın” mucizesini anlatmaktadır.

Güney Florida’nın yerli Amerikalıları Seminoleler, Everglades’i ‘Pa-hay-okee’n” veya “sazlı sular” olarak adlandırırlar. Alanın büyük çoğunluğu düz, alçak ve suyla kaplı, 4 m yüksekliğe kadar büyüyebilen otların (testere dişli bataklık otları) oluşturduğu kırlık arazidir. Fakat sessiz ve gizli derinliklerinde hala bir dinozorun pusuya yatmış olabileceği hissini veren, yoğun, yan tropikal orman ve koyu renk bataklık servilerinden oluşan ağaçlar bulunur. Halbuki burada yaşayan yaratıkların en büyükleri timsahlar, panterler, siyah ayılar, nehir su samurları ve beyaz kuyruklu geyiklerdir. 1947’den beri alanın bir bölümü ulusal park yapılmıştır.

MANGROV LABİRENTİ

Everglades’in nehrin denizle birleştiği açıklığındaki On Bin Adalar’ında sayısız mangrov hayat bulmuştur. Bunların kökleri birçok deniz yaratığının barınağıdır.

Everglades’in kalbi 160 km uzunluğunda ve yaklaşık bunun yansı kadar genişlikte alçak adalar veya hamaklar ile kaplanmış sığ nehirdir. Nehrin kaynağı, derinliği diz boyunu geçmeyen fakat yüzölçümü 1865 km2 olan Okeechobee Gölü’dür. Haziran-Ekim yağmur mevsiminde 300 mm yüksekliğinde yağmur bir günde düşebilir ve gölün taşması nehri besler. Diğer pınarlar ve dereler de nehri besler. Nehrin kalkerli yatağı hafifçe bir eğimle Florida Körfezi’ne yarımadanın ucunda ulaşır.

Advertisement

Hamakların cömert bitki örtüsü, canlı meşe (daima yeşildir), maun, hurma ağacı ve gumbo limbo (bir cins çam) gibi ağaçlan da içermektedir. Gumbo limbonun kabuğu, güneş yanığı bir ten gibi kırmızı ve soyulmuş olduğu için “turist ağacı” takma adını almıştır. Otlar su baskını altında kaybolduğunda veya kuraklık nehri kuruttuğunda, bu adalar birçok hayvan için sığınak özelliği taşır. Bu alan insanlar için de bir sığınaktır.

Everglades

1800’lü yılların başlarına kadar, hem 16. yüzyıl İspanyol kaşifleri, hem de önde gelen Amerikan göçmenleri Everglades’in çok içlerine girmeye cesaret edememişlerdir. Amerikan yerlileri, yüksek setler üzerinde çatısı sap veya saz ile kaplanan evlerde yaşamışlardır. Yerliler hem avcı hem de çiftçiydiler. Kendi dillerindeki bahçeden adını alan hamaklarda ekim yapıyorlardı. Seminole Yerli Savaşları 1817 yılında Avrupa’dan gelen göçmenlerin alana tecavüz etmeleriyle başlamıştır. 1835’te Amerikan hükümeti Seminole’leri Oklahoma’ya geçirmeye çalışmış ve İkinci Seminole Savaşı’nı başlatmıştır. Osceola’nın liderliğinde birçoğu batak ve bataklıklarda gerilla savaşı içine girmiştir. 1837’de Osceola diğer şeflerle birlikte (ateşkes yapıldığı sırada) beyaz bayrak altında düşman ile barış görüşmeleri yapmaya gittiğinde hapsedilmiştir. Bir yıl sonra da dayanma gücü tükenmiş ve ölmüştür.

Otlak araziler hayat doludur.

Bir sazlık kenarında başka bir kurbağanın üzerinde olan ve bu haliyle büyük siyah bir pıtırcık kozasına benzeyen parlak yeşil bir kurbağa görebilirsiniz. Tropikal zebra kelebekleri yazlan hamaklarda sık sık görülür, pırıl pırıl sular balık, kurbağa yavruları ve golf topu büyüklüğünde salyangoz türünden yumuşakçalar ile doludur.

Bereketli su yaşamı Everglades’i dünyanın en iyi kuş mabetlerinden biri yapmaktadır. 1880’lerde daha çok sayıda göçmenin buraya gelmesiyle birlikte tüyleri için binlerce kuş öldürülmüştür, fakat 1905’te bölgedeki yabani kuşları korumak üzere bir kanun çıkarılmıştır. Balıkçıllar, beyaz balıkçıllar, uzun bacaklı, ılık ve tropikal bölgelerde yaşayan balıkçıl kuşlar, spatül kuşu, karabatak türleri veya yılan kuşu gibi, küçük çöp bacaklı balık avcılarından oluşan 350’den fazla türdeki kuş, şu anda bu bataklıkta yaşamakta veya düzenli olarak buraya uğramaktadır. Pusuya yatan 5 m uzunluğunda timsahlar, yılanlardan geyiklere kadar her şeyi yerler. Fakat kuru mevsimde, kafaları ve kuyruklarıyla çırpınarak kendilerini sulu deliklere gömerlerken su havzalarındaki susamış diğer bazı hayvanlar için hayat kurtarıcı olan suyu ortaya çıkarırlar.

Batı tarafında ise nehir, Jamaika kadar bir alanı kaplayan ve Meksika Körfezi ile sınır oluşturan Büyük Servi Bataklığını geçer. Çıplak servi ağaçları sudan yükseğe çıkar. Çevresine yapışanlar bunların “dizleri” olup, köklerden büyüyen küçük bitkilerdir. Onlar, ağaç köklerinin oksijen alma yolları olarak düşünülür. Nehrin doğusundaki Long Pine Key’in (Uzun Çam Anahtarı) ağaçlık sırtı çam ve palmiye ormanının kaldığı tüm alandır.

Advertisement

Nehir güneye doğru süzüldükçe, deniz sanki ağır ağır gelişinden sabırsızlanmış gibi onu karşılamaya gelir. Beraberce, tatlı su ile tuzlu suyu fevkalade şekilde mayalar. Kırmızı mangrovlar, kökleri balçığın dışına yükseldiği için hava alabilirler ve tuzlu suda serpilirler. Birbirine kenetlenmiş kökleri su seviyesinde üzerinde alüvyonları, denizde yüzen ve karaya vuran ufak tefek şeyleri toplayarak bir bariyer oluşturur ve bu da yeni adaları beraberinde getirir.

Everglades

Balıklar, tatlı su kaplumbağaları, yunus balıklan ve yavru köpek balıkları bu sıcak sulan ve mangrov kökleri arasındaki sığınakları araştırırlar. Diğer timsahlara göre daha uzun, daha dar burunlan olan zeytin yeşili Amerikan timsahlan da burada yaşarlar, fakat büyük ihtimalle tek görebileceğiniz sudaki gölgeleri olacaktır. Bu canlılann A.B.D.’de tek yaşam yerleri burasıdır.

DÜZENİN DEĞİŞMESİ

Florida yarımadasının yan taraflarından daha zarif şekilliler gelmekte ve bazıları Beyaz Su Koyu’nun (Whitewater Bay) mangrov bataklıklarına kadar ilerleme yolunu bulmaktadırlar. Bunlar, 3 m uzunluğunda ve yaklaşık yarım ton ağırlığa sahip deniz aygırları veya deniz inekleridir. Kıyı çevresinde kalabalık trafik, deniz ineklerinin ölümüne ve çok sayıdaki motorlu tekne pervanelerinden kaynaklanan yara izlerini taşımalarına sebep olmuştur. Florida’da yalnızca yaklaşık 3.000 deniz aygırı kalmıştır ve koruma planlan yoldadır.

Medeniyetin yara izlerini taşıyanlar sadece deniz aygırları değildir. 1900’lerin başlarında göçmenler, moloz olarak bilinen ölü otların mükemmel gübre olduğunu, sulama ve kanallar başladığında ortaya çıkarmışlardır. Şimdi, Everglades’in üçte birine yakın kısmı çiftlik arazisidir ve kanallar suyu saptırır, kontrol altında tutar. Bu durum hassasça dengelenmiş suyun ve vahşi hayatın doğal ritmim bozmaktadır. Fakat yok etme düzeni değişmekte ve zirai kirlenmeyle zehirlenmiş Okeechobee Gölü temizlenmektedir.


Leave A Reply