Gebelik Psikolojisi ve Aile Bireylerinin Etkileri

0
Advertisement

Gebelikte annedeki psikolojik değişimler nelerdir? Gebelikte ruh sağlığı, aile bireylerinin etkileri ile ilgili makale.

Gebelik Psikolojisi ve Aile Bireylerinin Etkileri

Gebelikte görülen ruhsal değişiklikler üzerinde bilgi edinmek onlara yardım yönünden çok yararlıdır. Huzursuzluk, merak, suçluluk duygusu minumuma indirilmelidir.

Gebelik psikolojik birtakım baskılar altında kalınan ve biyolojik olarak farklı bir dönemdir. Gebelikte bozulan hormonal denge kadında vücut ve ruh sağlığını etkiler. Bu nedenle gebenin aile bireyleri ile ilişkilerinde de dengesizlik meydana gelebileceğinden toplumun, gebelere özel ilgi ve bakım göstermesi gereklidir.

Birçok ülkelerde yapılan araştırmalar kadınların gebe kaldıktan sonra çok çeşitli ruhsal değişiklikler gösterdiklerini ortaya koymuştur. Aslında anne olabilmek bir kadın için en büyük mutluluktur ancak bu mutluluğu duyabilmesi için onu hazırlıklı hale getirmelidir.

Birçok araştırıcılar gebelerde görülen ruhsal değişiklikleri ergenlik çağı ve menapoz dönemlerinde görülen dengesizliklere benzetirler. Bu ruhsal değişikliklerin bazıları gebeliğin ilk haftalarında görülür ve kaybolur, bazıları bütün gebelik süresinde devam eder. bazıları ise son haftalarda ortaya çıkar. Bu ruhsal görünümlerin kesin nedenleri bilinmemekle beraber bazı araştırıcılar progesteron salgılanmasının etkileri üzerinde, yani hormonal faktörler üzerinde durmuşlardır. Gebe bir kadının kendi vücuduna olan ilgisi artar, içine dönük ve pasif bir hale gelir. Huzursuzluk, aşırı duyarlılık durumları metabolik değişikliklerle de ilgili olabilir.

Advertisement

Ruhsal Faktör

Kadının gebelikten önceki ruhsal yapısı, sosvo ekonomik durumu, gebeliği kabul edip etmeyişi onun gebelikteki ruhsal durumunu etkiler, kişiliğini değiştirebilir. Gebeler endişe, korku, heyecan, çarpıntı, iştahsızlık, neşesizlik, uykusuzluktan çok yakınırlar. Eğer gebeliklerinden önce de sinirleri zayıf, kolayca heyecanlanan, korkak, aşağılık duygusuna sahip kişilerse bu sorunlar büsbütün artabilir ve derin bir ruhsal sarsıntıya kadar gidebilirler.

Bütün bunlar onun cinsel gelişmesi, kişisel yapısı, kendi annesi ile olan ilişkileri ile de ilgilidir.

Bazı kadınlar gebe kaldıkları zaman kendilerini, her zamankinden iyi hissederler. Bir kısmı ise çok büyük bir arzu ile istedikleri halde ruhsal çöküntüye girerler. Bazen de ani depresyona girişler olur ki, bunların nedeni hormonal ve metabolik değişiklikler olabilir. Bunlar gebe kalmak isteyip de kalamayan kadınların gösterdikleri ruhsal çöküntülere benzer, kısa süreli, iyi seyiri olup pueperal psikozlarla bağlılıkları yoktur.

Gebelikte sık görülen ani değişiklikler dışarıdan gelen minör uyarımlar karşısında kolayca ağlama, gülme, sinirlenme, duyarlık artması olup, özellikle tat ve koku alma bakımından aşırı duyarlık görülür.

Gebelikte görülen en önemli karakteristik değişikliklerden biri de içine dönüklük ve pasifliktir. Bu durum ekseriye birinci trimestrin sonunda başlar, gittikçe artarak 7-8 ci aylarda en yüksek düzeyine ulaşır.

Advertisement

Gebelik öncesinde çevresiyle ilgili aktif bir kişi olduğu halde bu dönemde hiçbir şeye ilgi duymaz olur ve giderek tembel bir ev kadını haline gelebilir. Bu dönemde gebe kadın kendisine devamlı sevgi gösterilmesini ister. Bazı erkekler bu durumu anlamaz, eşlerinin şımardığını zannederler. Oysa gebe kadının buna ihtiyacı vardır. Bu dönemde yapılan aile ziyaretleri sırasında eşlerin her ikisi ile konuşarak onları aydınlatmak, ailede baş gösterecek geçimsizlikleri önler. Gebede ne gibi değişiklikler olabileceği, artan sevgi ve ilgi ihtiyacı eşine ikisinin bir arada olduğu zaman söylenmeli, eşindeki bu değişikliklerin bebeğin gelişi ile birlikte ortadan kalkacağı anlatılmalıdır.

Cinsel yönden de gebeliğin fazlarına göre değişiklikler olabilir. Kadının gebelik ortalarında eşine ilgisinin azalması fizyolojikdir. Bu evlilik ahengini bozabilir. Bunun üzerine de karşılıklı konuşarak eşlere yardımcı olunmalıdır.

Yapılan araştırmalara göre gebelerde rastlanan ruhsal sorunların nedenleri arasında geçim sıkıntıları da önemli rol oynamaktadır. Yaşam koşullarının güçlüğü, çalışmak zorunluğunda olma, zaten ağır gelen ev ve dışarıdaki işlerin üzerine bebek bakımının da ekleneceği korkusu kadının sinirlerini büsbütün bozar.

Evvelce geçirilmiş zor doğumlar, çocuğun ölmesi gibi kötü anılar gebeliğin ruhsal sarsıntılarla geçmesine yol açar.

Bazı kadınlar da gebeliğin vücut ölçülerini bozacağı, gezme ve eğlenmelerine engel olacağı düşüncesiyle çocuk arzu etmezler. Bazıları ise eşlerinin baskısı ile istemeden gebe kalırlar. Bu durumda sinirlilik, uykusuzluk, şiddetli kusmalar, aşırı zayıflamalar görülür. Eşlerine düşman gözü ile bakar, gebelikten kurtulma çarelerini ararlar. Fetüsü vücudunda yaşayan ikinci bir kişi olarak düşünürler ve onun hareketleri ruhsal sarsıntılarını artırır. Fetüsü vücudundan atabilmek için çeşitli yollara başvururlar. Eğer abortus görülmez de gebelik devam ederse ruhsal bozukluklar doğuma kadar devam edebilir ve bu defa doğacak çocuğunda kendisinin sebep olduğu doğuştan bir sakatlık ihtimali endişesi ile kıvranırlar. Oysa bu durum çok daha önceden doktor tarafından ele alınır, gerekirse ruh sağlığı uzmanı tarafından kadına gebeliği kabul ettirilebilirse durum değişebilir ve kadın anne olmanın mutluluğunu duyarak kontrollarına düzenli olarak gelir.

Gebe kalmaktan memnun olmayanların sayısı çok azdır. Anneliğin mutluluğunu gebe kaldıkları günden itibaren duyan annelerin sayısı daha fazladır. Bu tip kadınlar eğer gereken ilgi ve sevgiyi de bulurlarsa aile çevrelerinde bir çeşit mutluluk kaynağı olurlar. Gebelik süresinin kendileri ve eşleri için huzur içinde geçmesini sağlarlar. Gebeliğin sıkıntılı bazı belirtilerinde bile dikkati çekme yönüne gitmez, her türlü fedakârlığa seve seve katlanırlar.

Kültür bakımından yoksun bazı kadınlar ise gebeliklerini bazen aylarca sonra farkederler. Ne zaman doğuracağının dahi üstünde durmayan annelere rastlanabilir. Bazen bu tip ailelerde kız ve erkek evlâtlar arasında da değer farkı gözlenir. Üst üste kız doğuran anneler ailede küçümsenir. Bu nedenle de erkek çocuğa sahip olabilmek için geçim sıkıntılarına rağmen boyuna çocuk doğururlar ve bu gibi gebelikler de sonunda erkek çocuk olmayacak endişesi içinde geçen 9 aylık bir azap dönemi olur. Doğan çocuk yine kızsa anne ve çocuğu büsbütün değersiz görülür.

Böyle ailelerde bazen karşılıklı konuşmalar da fazla bir şey kazandırmaz. Bununla beraber onları dert zannettikleri bir konuda yalnız başlarına bırakmayıp elden gelen her yardımı yaparak huzursuzluk olasılığı önlenebilir.

Özet olarak bir ülkede fizik ve ruhsal yönden sağlıklı anne ve çocukların kazanılması için yapılacak eğitime; evliliğe girmeden önce evliliğe aday genç kızlardan başlamalı, genç evliler, gebeler ve çok çocuklulara kadar devam etmelidir.


Leave A Reply