Hitit Uygarlığının Özellikleri (Hukuk, Dil, Din, Sanat, Ordu, Yazı ve Kültür)

0
Advertisement

Hitit uygarlığında devlet yönetimi, ordu, hukuk, din, dil ve sanat dallarının özellikleri nelerdir? Hitit uygarlığının kültürü hakkında bilgi.

Devlet Yönetimi:

Yönetimin başı kraldı. Labarna ya da Tabama sanını taşıyan bu krallar, imparatorluk döneminde bu unvanların yanında “Güneşim” unvanını da kullandılar. Eski devlet döneminde kral kendinden sonra gelecek veliahtı kendi seçerdi. İmparatorluk döneminde Telipinu fermanına göre bu kural krallık ailesinin en yaşlısına geçmek biçiminde değiştirildi. Hitit krallarının devlet yönetimini yam sıra baş rahip, baş yargıç ve baş komutan gibi görevleri de vardı. Yönetimde kraldan sonra etkili kişi, Tawananna unvanını taşıyan kraliçeydi. Aşmunikal ve Puduhepa bu ünlü kraliçeler arasındadır. Kralın yanında yönetim işlerine yardımcı olacak, soylulardan oluşan panku adlı bir meclis vardı, Ancak güçlü kralların dönemlerinde panku fazla etkili olamıyordu. Eski devlet döneminde pankunun en önemli görevi yargıydı. Hitit krallarının oturdukları saray, başkent Hattuşa’da günümüzde Büyükkale adı verilen yerdeydi, Çeşitli yapılardan oluşan bu saray, ayrıca devlet arşivini de içermekteydi.

hitit tanrıları

Kaynak: wikipedia.org

Ordu:

Hitit Ordusu yaya ve arabalı askerlerden oluşuyordu, Ancak yaya askerler çoğunluktaydı, Hitit savaş arabaları tek atın çektiği iki tekerlekli bir arabaydı. Arabayı bir asker kullanırken iki asker de savaşırdı, Silah olarak kalkan, ak, mızrak ve çifte balta kullanılıyordu, Kalelerin kuşatılmasında koç başı ya da dağ adı verilen bir araç kullanılıyordu, Hitit Ordusu’nun tenselini kara askerleri oluşturuyordu, deniz gücüne sahip oldukları pek söylenemez.

Hukuk:

Hititler yazılı yasalara sahip bir topluluktur. Boğazköy kazılarında bulunan hukuki içerikli çiviyazılı belgeler iki ayrı yasayı işler. Bunlardan biri “eğer bir adam” ötekisi ise “eğer bir bağ” girişleriyle başlar. Toplamı 186 maddeden oluşan bu yasalardan, ilki kişilerin hukukunu ve mülkiyetlerini, ikincisi ise toprak sahibi olmak oşulları ve cinsel suçlara ait cezaları içerir. Eski Hitit Devleti’nde ölüm cezası yaygınken imparatorluk döneminde bu cezanın bir bölümü tazminata dönüştürülerek bir kısıtlama getirildi. Ölüm cezalan ırza geçme, devlete karşı gelme, hayvanlarla cinsel ilişkide bulunma, suçlarına verilirken, bedene zarar verme cezaları yalnızca kölelere veriliyordu. Aile hukukunda evlenme öncesinde nişanlılık için başlık parası verilmesi ön koşuldu. Eğer kadının ailesi nişanı bozarsa, başlık parasının iki katı erkeğe verilirdi, aksini erkek yaparsa başlık parası geriye verilmezdi.

Din:

Hitit tanrılar dünyası, yazılı belgelerdi “Hatti ülkesinin bin tanrısı” olarak belirtilir. Bu tanrılar arasında Hitit-Avrupa kökenli tanrılar, Proto Hatti adı verilen Hititlerden önce yerli halkın tanrıları yer alır. Daha çok Hurri adı taşıyan tanrılar topluluğunun başı Teşup ile eşi Hepat’tır. Oğulları Şarruma, Hitit Kralı IV. Tuthaliya’nın koruyucu tanrısıdır. Aşk ve savaş tanrıçası Şauşga’dır. Boğazköy yakınlarında bulunan Yazılı kaya açık hava tapınağında 63 tamının kabartması işlenmiştir. Kabartmalara göre tanrılar dizlerinin üstüne kadar inen beli kuşaklı bir giysi, başta sivri bir külah ve uçlan sivri bir ayakkabı, tanrıçalar ise çok pileli uzun etek, bluz ve silindirik bir şapka giymektedirler. Hitit yerleşmelerinde yapılan kazılarda birçok tapınak ortaya çıkarıldı. Boğazköy’deki 1 numaralı tapınak Fırtına Tanrısı Teşup’a aittir.

Dil:

Hititçe bir Hint-Avrupa dilidir. Hititler kendi dillerine “Neşa Kenti’nin Dili” adını vermişlerdir. İÖ 2,bin yılda Anadolu’da Hititçe’nin yanında Hint Avrupa kökenli iki dil daha kullanılıyordu; Luvice ve Palaca.

Advertisement
hitit sanat

Kaynak: wikipedia.org

Yazı:

Hititler iki yazı kullandılar: Çiviyazısı ve hiyeroglif. Hititlerin kullandıktan çiviyazısı, Eski Babil çivi-yazısıdır. Çiviyazısını yazdıkları malzeme kilden yapılmış tablet adı verilen yazılı belgelerdir. Boğazköy kazılarında devlet arşivinin bulunduğu Büyükkale’de bugüne kadar 30 bin civarında çiviyazılı belge bulundu. Her türlü konunun yazıldığı bu tabletlerin temel dili Hititçe olmakla birlikte, ana dilin yanı sıra Hunice, Luwice, Sümerce, Ak-katça ve Palaca da kullanılmıştır. Hititler çiviyazısının yanında bir resim yazısı olan hiyeroglifi de kullandılar, imparatorluk döneminde anıtsal kaya yazıtlarında, mühürler üzerinde kullanılan bu yazı, Geç Hitit Devletleri döneminde çiviyazısı terk edildiği için yaygın bir biçimde dikili taşlar ve sanat eserlerinde kullanıldı.

Edebiyat:

Bilinen en ünlü Hitit mitosu Kumarbi Destanı’dır. Tanrıların babası olarak adlandırılan Kumarbi’nin dünyaya egemen olmak için özenti tanrılarla yaptığı mücadeleyi anlatır. Bu destana göre, gökyüzünün kralı Alalu’ dur. Anu, Alalu’yu yenerek krallığı ele geçirir. Bir süre sonra Alalu’nun oğlu Kumarbi, Anu’yu yenerek gökyüzü krallığını ele geçirir. Bu destanda Eski Yunan mitolojisindeki yaradılış destanındaki Uranos-Kronos-Zeus sıralamasına benzerlik ilgi çekicidir. Ulikummi Şarkısı adı verilen bir destanda da gökyüzü krallığını Kumarbi’nin elinden Teşup’un aldığı yazılıdır. Anadolu kökenli destanlar içinde en iyi tanınanı Kaybolan Tanrı olarak bilinen Telepini Destanı’dır.

SANAT:

Çeşitli kültür etkenleri altında oluşmuş olan Hitit sanatı, bu nedenle kendine özgü değildir. Anadolu’ya göçerken kuşkusuz kendi sanatlarına ait öğeleri de beraberlerinde getirmişlerdi. Ancak bu öğeleri etkisi altında kaldıkları Hurri ve yerli halkın sanatlarından ayırt etmek çok zordur. Bu nedenle Hitit sanatı imparatorluk dönemi sonuna kadar bir bütün olarak incelenmektedir.

hitit sanat1

Kaynak: wikipedia.org

Mimarlık:

Eski Hitit dönemine ait mimarlık eserleri yok denecek kadar azdır. Buna neden de imparatorluk döneminde girişilen bayındırlık etkinlikleridir. Bu dönem kralları Eski Hitit döneminden kalan yapılan yıktırarak yerlerine yenilerini yaptırmışlardır, İmparatorluk döneminin en iyi mimarlık kalıntıları başkent Boğazköy’de açığa çıkarılmıştır. Öteki önemli Hitit merkezlerinde de Hitit mimarlığına ilişkin bilgi verecek kalıntılar bulunmuştur.

Heykel:

Hititler hem madenden, hem de taştan heykelcikler yapmışlardır. Eski Hitit dönemine tarihlenebilecek heykel hemen hemen yoktur. İmparatorluk dönemine ait heykelciklerde çoğunlukla tanrı ve tanrıçalar işlenmiştir. Boğazköy surlarında bulunan iki aslan ve iki sfenks ile kabartma olarak yapılan Savaşçı Tanrı kabartması Hitit heykelciliğinin en güzel örnekleridir. Alacahöyük sfenksleri, alçak kabartmaları ve aslanı da bu örnekler arasındadır. Hitit İmparatorluğu’nun egemenlik alanına giren çeşitli yerlerde dinsel içerikli kaya kabartması bulunmuştur. Başlıcaları: Adana-Sirkeli, Kayseri-Fraktin, Ankara-Gavur Kalesi, İzmir-Karabel, Kayseri-Gebzeli, Adana-Hemite, Kayseri-İmamkulu, Manisa-Niobe. Beyşehir Gölü’nün yakınlarında Eflatunpınar, Eski Hitit döneminde yapılmış ve Boğazköy’de bulunmuş olan Fırtına Tanrısı’nın kutsal boğaları Hurru ve Şerri 70 cm yüksekliğindedir. Bunların yanı sıra çift başlı ördek, boğa ve köpek başları da sık işlenen heykelcik örnekleridir.

Hitit Medeniyeti

Advertisement

Hititler Hakkında Kısaca Bilgi

M.Ö. II. bin yılın başlarında Anadolu’ya gelen Hititler, Orta Anadolu’ya yerleşmişlerdir. Hititlerin siyasal tarihinin M.Ö. 1800’lerden itibaren başladığı kabul edilmektedir. Varlıklarını M.Ö. 7. Yüzyıla kadar devam ettirmişlerdir.

  • • Anadolu’nun ilk büyük devletini kuran Hititler, kendilerinden önceki kültürle, Mısır ve Mezopotamya kültürünü kaynaştırarak Anadolu uygarlığının temelini atmışlardır.
  • • Devletin başkenti Hattuşaş idi.
  • • Hitit devleti küçük beyliklerin bir araya gelmesinden oluşmuş bir federasyondu.

Birliğin başındaki kral; başkomutanlık, başrahiplik ve baş yargıçlık görevlerini de kendinde toplamıştı, ilk zamanlar bir de Pankuş denilen asiller meclisi vardı.

Bakır ve kalay üretimini eski devirlerden beri başarıyla sürdürüyorlardı. Bu madenler sayesinde silah üstünlüğü kurmayı başardılar. Ticaret yollarının korunmasına özel bir önem verdiler.

Hitit Haritası

Hitit Haritası

Hitit tarihi;

Yeni devlet döneminin en önemli olayı Hitit-Mısır mücadelesidir. Kuzey Suriye topraklarında bu iki devletin çıkarlarının çatışması savaşa yol açmıştır. Yıllarca süren savaşlarda birbirlerine karşı üstünlük sağlayamayan bu iki devlet Kadeş Antlaşması’nı imzaladılar. Bu tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.

Hitit Devleti M.Ö. XII. Yüzyılda Ege göçleri sonunda siyasi birliğini kaybetti. Geç Hitit Şehir Devletleri, Hititlerin kültür değerlerini bir süre daha devam ettirdi. Bu şehir devletleri M.Ö. VII. Yüzyılda Asur, daha sonra bütün Anadolu ile birlikte Pers egemenliğine geçti.


Leave A Reply