İbn Teymiye Kimdir?

0
Advertisement

İbn Teymiye kimdir? İbn Teymiye hayatı, biyografisi, çalışmaları, eserleri, görüşleri hakkında bilgi.

İbn Teymiye; tam adı takiyüddin ebu’labbas ahmed bin abdüsselam bin abdullah bin muhammed bin teymiye (d. 1263, Harran -ö. 26 Eylül 1328, Kahire), İslam tarihinin en etkili din bilginlerinden biri. Ahmed bin Hanbel’in öncülük ettiği Selefiye akımını izleyerek Kuran ve sünnete dönülmesini savunmuştur. 18. yüzyıl ortalarında ortaya çıkan Vehhabi mezhebinin kaynağı sayılır.

1268’de Moğol istilasından kaçanlarla birlikte getirildiği Şam’da öğrenim gördü. Yaşamı boyunca sık sık baskılarla karşılaştı. Daha 1293’te, Hz. Muhammed’e hakaret etmekle suçlanan bir Hristiyana şeriat uyarınca verilen cezaya karşı çıktığı için yöneticilerle çatıştı. 1298’de, Tanrı’yı insan suretinde tasavvur ettiği (mücessime) ve kelam ilminin geçerliliğini yadsıdığı savıyla suçlandı.

1299-1303 arasındaki büyük Moğol akınları ve özellikle Şam’ın işgali sırasında direnişçilere önderlik etti, istilacıları ve işbirlikçilerini kâfirlikle suçladı. Sonraki yıllarda Lübnan’daki Kasravan Şiilerine, Rifailere ve Muhyiddin Arabi’yi izleyerek Yaratıcı ile yaratılanların birliğini öngören ittihadiye akımına karşı polemiklere girişti. 1306’da valinin huzuruna çağrılarak görüşleri dolayısıyla sorguya çekildi, suçlu bulunmamakla birlikte Kahire’ye gönderildi. Burada gene Tanrı’yı insan biçiminde tasavvur ettiği suçlamasıyla yargılandı ve 18 ay kent kalesinde tutuklu kaldı. 1308’de, serbest bırakıldıktan kısa süre sonra bu kez evliyaların ululanmasını şeriata aykırı saydığı için birkaç ay süreyle hapsedildi. 1309’da, Sultan Muhammed bin Kalavun’un çekilmesi üzerine II. Baybars Caşnikir’in tahta çıktığı günün ertesinde, Baybars’ı tahtı zorla ele geçirmekle suçlayan İbn Teymiye gözaltında tutulmak üzere İskenderiye’ye gönderildi. Yedi ay sonra İbn Kalavun yeniden tahta çıkınca Kahire’ye döndü. 1313’te yeniden Moğol tehdidiyle karşılaşan Şam’ı kurtarmak için düzenlenen sefer dolayısıyla sultanla birlikte bir kez daha Kahire’den ayrıldı.

İbn Teymiye son 15 yılını Şam’da geçirdi. Burada önce başmüderrisliğe getirildi ve böylece çevresinde bütün toplumsal sınıflardan çok sayıda öğrenci topladı. En ünlü öğrencisi İbn Kayyımi’l-Cevziye de (ö. 1350) İbn Teymiye’nin yeniden karşılaştığı baskılardan payını aldı. İbn Teymiye bu kez hülle uygulamasına karşı çıktığı için Kahire’ den gelen buyruk üzerine Ağustos 1320-Şubat 1321 arasında Şam Kalesi’nde tutuklu kaldı. Temmuz 1326’da evliyaların ululanmasını ve türbe ziyaretlerini şeriata aykırı saymayı sürdürdüğü gerekçesiyle gene aynı kaleye hapsedildi ve orada öldü. Büyük kalabalığın katıldığı bir törenle gömülen ibn Teymiye’nin bugün de ayakta olan mezarı büyük saygı görmektedir. İbn Teymiye’nin bıraktığı çok sayıda yapıt belge bakımından zenginliği, gösterişsiz üslubu ve başarılı polemikleriyle önem taşır. Sayısız fetvasının ve Vasıtiyye gibi birkaç akaid metninin yanı sıra iki yapıtı özellikle ünlüdür. Bunlardan es-Siyasetü’ş-Şeriyye (Siyaset, 1985) birçok Batı diline de çevrilmiştir. Minhacü’s-Sünne ise ortaçağın en zengin karşılaştırmalı kelam yapıtı sayılır. İbn Teymiye’ye göre, Kuran ve sünnete dayanmadığı sürece icmanın (görüş birliği) hiçbir değeri yoktur. Ama bu temellere dayanması halinde kıyasa ve maslahat (kamu yararı) ilkesine de başvurulabilir. Tanrı’ nın ancak Kuran’da ve hadislerde yer aldığı biçimde tasavvur edilmesi gerektiği ilkesini benimseyen İbn Teymiye, Eş’ari ve Fahreddin Razi gibi kelam bilginlerini, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi filozofları, İbnü’l-Arabi gibi mutasavvıfları eleştirir. İbadette bidata kesinlikle karşı çıkarken, öbür çağdaş okullardan çok daha esnek bir ahlak anlayışını savunur. İlk dört halifenin meşruluğunu kabul etmekle birlikte, tek bir halifeliğin bulunması gerektiğine karşı çıkarak birden çok emirliğin olabileceğini savunur. Her emirin kendi ülkesinde şeriatı uygulamasını ister. İyiliği buyurmak, kötülükten alıkoymak (emri bi’l-maruf nehyi ani’l-münker) yükümlülüğünü tek tek her Müslüman için geçerli sayar.

Advertisement

Leave A Reply