İdeoloji Nedir? Hakkında Bilgi

0
Advertisement

İdeoloji nedir, açıklaması. İdeoloji sözcüğünün ilk kullanımı, kavramın özellikleri nelerdir? İdeoloji hakkında bilgi.

İdeoloji

İdeoloji, bütün toplum yapısını ve işleyişini kapsamına alan ve belli bir insan doğası anlayışına dayalı olarak belli bir siyasetle pratik bir eylem programını içeren düşünce ve inanç sistemidir. Bu tür kapsamlı ve eyleme yönelik toplum anlayışları özellikle 19. yüzyılda yaygınlaşmış, dolayısıyla da bu yüzyıla zaman zaman “ideoloji çağı” denmiştir. O zamandan bu yana ideolojinin birçok değişik tanımı yapılmış, siyaset ve sosyolojide özgün düşünürlerin çoğu da kendi sistemleri içinde sözcüğe ayrı bir anlam vermişlerdir.

İdeoloji sözcüğünü ilk kez, Fransız yazar A.L.C. Destutt de Tracy 1796’da kendi “idealar bilimi”ni (Idéologie) nitelemek için kullandı. Felsefesinde John Locke ve Etienne Bonnot de Condillac’ın duyumcu epistemolojisinden başka, Francis Bacon‘ın bilimsel bilginin yanlışları düzeltici özelliğine duyduğu inançtan da yararlandı. Destutt de Tracy insanın düşünsel yetilerinin hayvansal doğasının bir başka yönünü oluşturduğu, ideolojinin de zoolojinin içinde yer aldığı görüşündeydi. O ve yandaşları idéologiste adını benimsediler; demokratik, ussal ve bilimsel bir toplumun yaratılmasına yönelik programları da Direktuvar tarafından 1795-99 arasında resmi öğreti olarak kabul edildi. Buna karşılık Napoléon iktidara gelince idéologiste’lerin gücünü yok etti; 1802-03 yıllarında Ulusal Enstitü’de giriştiği düzenlemeyle bu kalelerini ellerinden aldığı gibi idéologue’lar diyerek onları aşağıladı. İdeoloji sözcüğü ilk kez bu dönemde küçültücü bir anlam kazandı.

Destutt de Tracy’nin görüşlerinin bazı yanları zaman içinde bütün ideolojiler için geçerlik kazandı. Bunlar oldukça kapsamlı bir toplum kuramı getirmesi, bir siyaset programı sunması, bu programın mücadele yoluyla kabul ettirilebileceğini ve dolayısıyla kendini ona adamış savunucular gerektirdiğini vurgulaması ve aydınlardan oluşan bir önderlik kurumunu öngörmesiydi. Herhangi bir ideolojinin bu özellikleri taşıması yerleşik siyasal ve dinsel önderlik kurumlarına yönelik bir meydan okuma içermesine yol açıyordu. Bu yüzden hem sağda, hem de solda ideoloji ile devrim arasında bir bağlantı kuruldu. Çağdaş dönemde sosyalist ve komünist ideolojilerin yanında faşist ve Nazi ideolojiler de ortaya çıkarak çeşitli programlarıyla taraftar toplamakta başarılı oldu. İdeoloji ile siyasal eylemcilik, hatta aşırıcılık arasında böyle bir bağlantı kurulması da sözcüğe yeni ve genellikle aşağılayıcı anlamlar yüklenmesine yol açtı.

İdeoloji kavramının aşağılayıcı bir tanımla ele almışının klasik örneğine Karl Marx ve Friedrich Engels‘in yapıtlarında rastlanır. Tarihsel maddeci görüşlerinden kaynaklanan ideoloji anlayışlarına göre, örneğin, burjuva sınıfının üyelerinin düşünceleri, nesnel olarak toplumu değil, kendi sınıfsal çıkarlarını yansıtır. Bu sınıfın düşünceleri, egemen konumlarının korunabilmesi amacıyla proletaryaya da benimsettirilir. Toplumsal hareketlilik, özgürlük ve hatta aşk gibi kavramlar, proletarya tarafından edilgen bir biçimde kabul edildiğinde var olan durumu kemikleştirmeye yarayan mitoslardır. Marksist öğreti içinde ideoloji, toplumun yapısına ilişkin bir yanılsama sistemi olarak kabul edilir.

Advertisement

Daha alışılmış siyasal söylemde, ideoloji pragmatizmin olumsuz karşıtı, ideologlar da ayaklan yere basan deneyimli politikacıların karşıtları olarak görülür. Herhangi bir ideoloji, kendine özgü kapsayıcı bir insan ve toplum kuramında ve bunun üzerine kurulu programında direttiği ölçüde çoğulcu toplumların amaç ve uygulamalarına ters düşer. İdeoloji ile militan dinsel inanç arasındaki benzerliklerden sık sık söz edilir.


Leave A Reply