Ingmar Bergman Kimdir? Hayatı, Sinema Dünyasına Katkıları, Filmleri

0
Advertisement

Ingmar Bergman kimdir ve ne yapmıştır? Ingmar Bergman hayatı, biyografisi, eserleri, kitapları, sinema dünyasına katkıları hakkında bilgi.

Ingmar Bergman Kimdir?

Ingmar Bergman (14.7.1918 – 30.7.2007)

İsveç sinemasının en seçkin temsilcisi olan Bergman, büyük ölçüde otobiyografik izler taşıyan elliyi aşkın yapıtında, insanın toplumda varoluşunu olduğu kadar insanlararası ilişkileri de konu etmiştir.

Bergman bir papazın oğlu olarak Uppsala’da dünyaya gözlerini açtı. Kendisine verilen seri terbiye jıede-niyle baba evini küçüklüğünden beri bir kâbus gibi gören Bergman, sık sık sinemaya ve tiyatroya kaçarak evin havasından kurtulmaya çalıştı. 1937 yılında Stockholm Üniversitesinde edebiyat ve sanat tarihi okumaya başlayan Bergman, aynı zamanda üniversite öğrencilerinin rol aldıkları tiyatro eserleri sahneye koyuyordu. Parasal sıkıntıları yüzünden 1946’da üniversite tahsilini yanda bırakan Bergman, Stockholm Kraliyet Operasında reji asistanı olarak çalışmaya başladı.

1945: İlk Filmi

Bergman’ın sinema kariyeri senaryo yazarlığıyla başladı. 1944 yılında Bergman’ın senaryosuyla Alf Sjöberg tarafından filme alınan Hets (Sıkıntılar) adlı yapıt Cannes Film Festivalinde en büyük ödülü aldı. Bergman 1945’te ilk kez Kris (Kriz) adı altında, kendine ait bir film çekti. Gençlerin, büyüklerin dünyasındaki zor ve umutsuz yaşamını anlatan bu pesimist yapıt seyirciler tarafından tutulmadı. Bergman ilk başarısına on yıl sonra Sommarnattens leende (Bir Yaz Gecesi Tebessümü, 1955) adlı filmiyle ulaşabildi. Filmlerinin çoğunda olduğu gibi, bu filmin senaryosu da kendisine aitti. Bu romantik oyunda aşkın değişkenliğini işledi.

1956’dan Sonra: İnsan Konusunun İrdelenmesi

1956’da ortaçağda geçen Del sjunde inseglet (Yedinci Mühür) adlı filmi çevirdi. Bu filmde, veba salgınıyla kasıp kavrulan ülkesine dönen şövalyenin tanrının varlığından şüpheye düşmesi konu edilmektedir. Bergman bir yıl sonra Smultronstallet (Yaban Çilekleri, 1957) adlı filmiyle başarıyı tam anlamıyla yakalayabildi. Bu filmde bir profesör hayatının bilançosunu yaparken insanların birbirlerine karşı sorumluluklarını sorgular.

Advertisement

1961-63 yılları arasında çektiği salon tiyatrosu trilojisinin ana konusunu insanın kendisini anlaması oluşturdu. Bu dizinin son filmi olan Tysınaden (Sessizlik) o zamana göre son derece açık seks sahneleriyle skandala neden oldu. Bergman 60’lı yılların ikinci yarısında birkaç filminde sanatçının durumunu ve çevresiyle ilişkilerini ele almaktadır, örneğin Skammen (Yüz Karası, 1968) filminde olduğu gibi.

1970’ten Sonra: İnsanın Özel Yaşantısı ve Toplum

70’li yılların başında Bergman, insanların sivil toplumun koşulları altında en iyi hangi şekilde birlikte yaşayabileceklerini inceden inceye araştırmaya çalıştı. Önce altı bölümlük bir televizyon dizisi olarak tasarlanan Scener ur ett aektenskap (Bir Evlilikten Sahneler, 1973) adlı yapıtta da öncelikle bu konu işleniyordu. Burada sonunda ilişkileri bozulan evli bir çiftin birkaç yıllık yaşantısı göz önüne serilmektedir. Bergman’ın bu yapıtında gösterdiği günlük sorunlarla hayatın tutmazlığı, insanların özdeşleşebilecekleri durumları temsil ettiği için, film gerek dizi, gerekse sonradan kısaltılmış olarak gösterime girdiğinde seyirci tarafından çok tutularak başarılı oldu. Bibi Anderson, Max von Sydow ve Ingrid Thulin gibi oyuncuların yanında Bergman’ın devamlı oyuncu kadrosuna dahil olan Liv Ullmann ve Erland Josephson bu filmin başrollerini paylaştılar.

1975 yılında çevirdiği Ansikıe mot ansikte (Yüzyüze) adlı filminde Bergman, modern toplumda insanı birden bire ve beklenmedik anlarda bastıran kendi varoluşuyla ilgili şüpheleri ele aldı.

1981: Özet

Bergman film çalışmaları yanı sıra, çok büyük bir yakınlık duyduğu August Strindberg’in dramları başta olmak üzere, tekrar tekrar opera ve tiyatro eserleri sahneye koydu.

1976 yılının başında Bergman, vergi kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanınca, resmi makamları düşüncesiz davranışlarından dolayı kınayarak yurdunu terk etti. Münih’e taşınarak Residenz Tiyatrosunda yönetmen olarak çalışmaya başladı. 1981 yılında da İsveç’e döndü. Aynı yıl, Bergman’ın yönetmenlik hayatının toplamı ve son filmi olarak ilan ettiği Fanny and Alexander adlı filmi gösterime girdi. Babalarının ölümünden sonra dindar üvey babalarının sıkı himayesine alınan iki kardeşin, dört Oscar ile ödüllenen öyküsü, yönetmeninin otobiyografisinden izler taşımaktadır. Püriten Protestanlıkla yapılan hesaplaşma aynı zamanda çocuğun anne-baba disiplininden duyduğu korkuyu yansıtmaktadır. Yüzden fazla oyun kaleme alan Bergman kendisini sonraki yıllarda tiyatro çalışmalarına verdi. Toplam olarak altı evlilik geçiren İsveçli yönetmen, 80’li yılların sonundan beri tiyatro oyuncusu olarak da seyircilerinin karşısına çıkmaktadır. Bergman, son filmim dediği Fanny and Alexander’dan 16 yıl sonra gerçekleştirdiği Larmar Och Gör Sig Till (Bir Palyaçonun Önünde, 1997) adlı filmde film yapımcılığının ve tiyatronun kara mizah yüklü, aynı zamanda da tedirgin edici bir tahlilini sundu.


Kaynak – 2

Ingmar Bergman Kimdir?

Advertisement

Ingmar Bergman; İsveçli sinema yönetmenidir (Uppsala, 1918 – 30 Temmuz 2007).

Sanat ve edebiyat öğrenimi gördü. Stockholm Operası’nda ve belediye tiyatrolarında uzun yıllar yönetmen olarak çalıştı. 1944’te yazdığı Hest (Çılgınlık) adlı senaryosunu Alf Sjöberg filme çekti. Ertesi yıl ilk filmi Krisi (Bunalım) çevirdi. 40’ı bulan filmlerinden çoğunun özgün senaryolarını kendisi yazdı. Dördüncü filmi Musik I Morker (Karanlıkta Müzik) 1947 ile kişiliğini bulmaya başladı. 1955’ten sonra bir Bergman Okulu doğmuş oldu.

Sinema dilini kullanma ustalığını özellikle kadın karakterlerde yoğunlaştırdı. Harriet Andersson, Bibi Andersson, İngrid Thulin, Eva Dahlbeck, Liv Ullman, filmlerinde önemli roller canlandırdılar. Dünyanın en büyük görüntü yönetmenlerinden Sven Nykvist’in yetişmesinde katkısı oldu. 1976’da vergi yüzünden maliyenin baskısına uğrayınca ülkesinden ayrıldı. Beş yıl kadar yurtdışında, çoğunlukla Federal Almanya’da çalıştı. 1958’de Smulstronstallet (Yaban Çilekleri) ile Berlin Şenliği’nde en iyi film ödülünü, Nara Livet (Yaşamın Eşiğinde) ile Cannes Şenliği’nde en iyi yönetmen ödülünü kazandı.

Başlıca filmleri:

Falgense (Cezaevi) 1948; Torst (Susuzluk) 1949; Sommerlek (Yaz Oyunları) 1950; Kvinnors Vantan (Kadınların Bekleyişi) 1951; Det Sjuned Inseglet (Yedinci Mühür) 1957; Jungfrukallen (Kaynak) 1960; Sasom i en Spegel (Aynadaki Gibi) 1961; Tystnaden (Sessizlik) 1963; Viskningar Och Rop (Çığlıklar ve Fısıltılar 1972; The Magic Flute (Sihirli Flüt) 1974; Ansikte Mot Ansikte (Yüz Yüze) 1976; The Serpent’s Egg (Yılan Yumurtası) 1977; Fanny Och Alexandre (Fani ve Aleksandr) 1982. Bu son filminden sonra sinemayı bıraktığını açıklamasına karşın, Daniel Bergman ile birlikte yönettiği ve senaryosunu yazdığı İyi Niyet adlı filmle beyaz perdeye döndü (1990). Den Goda Viljan (En İyi Dilekler) 1992 filmi 45. Altın Palmiye Ödülü’ne değer görüldü. Resimler adlı kitabında 50’ye yakın filminin öyküsünü anlattı (1992).


Leave A Reply