İrade i Seniyye Nedir?

0
Advertisement

İrade-i Seniyye ne demektir? Osmanlı döneminde İrade-i Seniyyenin özellikleri, tarihçesi, İrade-i Seniyye hakkında bilgi.

İrade-i Seniyye; 1832-1922 arasında Osmanlı padişahlarının sözlü ve yazılı emirlerine verilen addır.

Padişahın onayından sonra yayımlanan yasa ve kararnamelerin çoğu da bu adla anılmıştır. 1832’den önce, Divan-ı Hümayun‘da alınan kararlar takrir ve telhis denen resmi metinlerle padişaha sunulur, padişah da hatt-ı hümayun diye bilinen yazılı emirlerini verirdi. II. Mahmud, Ekim 1832’de Bâbıâli‘ den gelen belgeleri doğrudan inceleyerek bunlar üzerinde çalışmaya, kararını da “irade ettim” sözüyle biten açıklamalarla belirtmeye başladı. Böylece her konunun istizan tezkiresi ya da tezkire-i maruza (sonradan arz tezkiresi) denen sadaret yazılarıyla saraya gönderilmesi ve padişahın iradesini belirtmesiyle işlerin kesinleştirilmesi biçiminde bir uygulama benimsendi. Tanzimat döneminde konuların arz tezkireleriyle saray mabeyn başkâtibine yazılması, başkâtibin her gün padişaha sunduğu tezkireleri okuyarak görüşünü yazılı olarak alması, daha sonra altına “mabeyn şerhi” denen kısa bir açıklama eklenen arz tezkirelerinin “irade” ye dönüştürülüp Bâbıâli‘ye gönderilmesi kural haline geldi. Giderek hükümet çalışmaları da irade denen bu açıklamalara göre yürütülmeye başladı. Mithat Paşa‘nın 1872’deki sadrazamlığı sırasında, arz tezkirelerinin sonuna maruzat anlamına gelen “mim” (m) harfi yerine imza konmaya başladı. Meclis-i Vükela (bakanlar kurulu) üyelerinin mabeyne arz tezkiresi göndermeleri ve irade almaları 1908’e değin sürdü. II. Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra, anayasal sistemin bir gereği olarak her yeni yasa ve kararname, padişahın onayından geçtikten sonra irade adı altında yayımlanıyordu. İrade uygulaması 1922’de saltanatın kaldırılmasına değin sürdü.

Padişahların özel buyruklarına ve isteklerine ise irade-i şahane deniyordu.


Leave A Reply