Advertisement
Köprü ne anlama gelir? Köprü kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?
Köprü Nedir? – Sözlük Anlamı
1. Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı
“Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı.” – O. S. Orhon
2. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
“Annesinin yalnız onunla değil hiç kimseyle bir köprüsü yoktu.” – M. Mungan
3. Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri
4. Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum, güreşçi köprüsü
5. Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durumu
6. Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi
“Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı.” – O. S. Orhon
2. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
“Annesinin yalnız onunla değil hiç kimseyle bir köprüsü yoktu.” – M. Mungan
3. Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri
4. Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum, güreşçi köprüsü
5. Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durumu
6. Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi
1. akarsu veya göl vb. üzerinde köprü inşa etmek
“Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz.” – S. Birsel
2. spor elleri arkadan yere dayayıp ayak uçlarına basarak vücudu yay gibi germek
“Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz.” – S. Birsel
2. spor elleri arkadan yere dayayıp ayak uçlarına basarak vücudu yay gibi germek
“kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseyle iyi geçinir” anlamında kullanılan bir söz
bir işten vazgeçme veya geri dönme imkânı kalmayacak biçimde kesin bir davranışta bulunmak
“zamanla şartlar çok değişti, eski durum kalmadı” anlamında kullanılan bir söz
Kimsesiz ve gideceği yeri olmayan kişi
1. İlerlemek için çıkılan elverişli kıyı veya tutulan önemli nokta
2. Önemli mevki
2. Önemli mevki
Kaptan köşkü
Vadi veya ırmak üstünden demir yolu veya kara yolunun geçişini sağlayan, ayaklar üzerine oturtulmuş, yüksek ve uzun köprü, viyadük
İki başındaki ayaklardan başka dayanağı olmayan, tahta veya kalın iplerle yapılan, çoğunlukla uzun, esnekliğe sahip köprü
“Bir zamanlar asma köprünün bulunduğu yerde şimdi cılız bir halat vardı.” – A. Kulin
“Bir zamanlar asma köprünün bulunduğu yerde şimdi cılız bir halat vardı.” – A. Kulin
Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalı ve gergin bulunduğu durum, el diz köprüsü
Aşılacak bir engelin bir yanında oluşturularak öbür yana ulaşımı sağlayan, taşıyıcı küçük elemanlardan oluşan köprü
Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum
Kaptan köşkü
“Ancak bizler kaptan köprüsüne çıkamayız, bırakmazlar.” – N. Hikmet
“Ancak bizler kaptan köprüsüne çıkamayız, bırakmazlar.” – N. Hikmet
Zorunlu durumlarda iki şehir veya ülke arasında hava yoluyla sağlanan sürekli ulaşım
İslam inancına göre mahşer günü üstünden geçilecek olan köprü
“Sırat köprüsünü nasıl rahat geçeceğini tahayyül ederdi.” – Ö. Seyfettin
“Sırat köprüsünü nasıl rahat geçeceğini tahayyül ederdi.” – Ö. Seyfettin
Caddelerde yayaların geçmesi için yapılmış köprü
