Lamarck’ın Evrim İle İlgili Görüşleri Nelerdir? (Lamarckizm Nedir?)

0
Advertisement

Lamarck’ın Evrim İle İlgili Görüşleri nelerdir? Lamarck’ın evrim teorisi nedir, kritiği, hakkında bilgi. Lamarckizm olarak da bilinen görüşlerin açıklaması.

doğal seleksiyon

doğal seleksiyon

Lamarck’ın Evrim İle İlgili Görüşleri;

Biyolojide, türlerin değişebileceği görüşünü ilk ortaya atanlar Fransız BUFFON (Bufon: 1707-1788) ve LAMARCK (Lamark: 1744-1829)’tır. Bu iki bilim adamı, çevre etkisiyle canlılarda meydana gelen değişmelerin daha sonraki nesillere geçebileceğine inanmışlardı. LAMARCK ve BUFFON’a göre, bitki ve hayvan türleri, çevre şartlarının etkisiyle değişebilmektedirler.

LAMARCK, evrim hakkındaki görüşünü 1809 yılında yayımladığı “Zoolojinin Felsefesi” adlı eserinde ortaya koymuştur. Bu eserinde LAMARCK çevrede meydana gelen değişikliğin türleri etkilediğini ve her türün bu etkiye içten gelen bir değişiklikle cevap verdiğini belirtmektedir.

LAMARCK’ın görüşleri iki noktada toplanmaktadır: Birincisi, canlıların çevre şartları ile sonradan kazandıkları özellikleri yeni nesillere geçirebileceği; ikincisi ise, “kullanma ve kullanmama” prensibi idi. LAMARCK’a göre, eğer bir vücut parçası çok kullanılırsa gelişir ve kuvvetlenir. Kullanılmayan kısımlar ise zamanla zayıflar, küçülür ve hattâ kaybolabilir.

doğal seleksiyon

doğal seleksiyon

LAMARCK’ın evrim teorisi, bu iki fikre dayanıyordu. Yeni çevre etkisiyle meydana gelen değişmeler, bir çok döller boyunca yeni özelliklerin kazanılmasına sebep oluyor ve sonunda yeni türler ortaya çıkıyordu. Herşeyden önce LAMARCK, bir türün çevre etkisiyle değişebileceğini belirtmiştir. Meselâ LAMARCK, zürafaların boyunlarının uzun olmasını şu şekilde açıklar: Oldukça kurak ve otsuz bölgelerde yaşayan bu hayvanlar, devamlı güç sarfederek ağaçların uç dallarına boyunlarını uzatmak zorunda kalmışlardır. Bu mecburiyet, zürafa soyunun daha sonraki nesillerinde de sürdürülmüştür. Böylece uzun yıllar devam eden bu olayın sonunda, zürafaların hem ön bacakları, hem de boyunları uzamıştır.

Advertisement

LAMARCK’ın “kullanma” yoluyla bir organizmada çeşitli vücut bölgelerinin gelişebileceğine dair görüşü inandırıcıdır. Gerçekten bugün, atletlerin ve haltercilerin çeşitli çalışmalarla kaslarını geliştirdikleri bilinmektedir. Fakat LAMARCK’ın yanıldığı konu, bu sonradan kazanılmış özelliklerin kalıtım yoluyla nesillere geçebileceğini belirtmesiydi. Halter çalışarak kol ve omuz kaslarını geliştirmiş bir sporcunun, bu özelliğini çocuğuna geçirmesi imkânsıdır. LAMARCK’ın “kullanılmayan organların yok olması” ile ilgili görüşü de hatalıdır. Bugün vücudumuzda bize gereksiz gibi görünen ve çok az kullanılan bazı organlar da bulunmaktadır (körbağırsak gibi). Kaldı ki, hiçbir canlıda gereksiz ve kullanılmadığı için körelmiş bir organ yoktur.

lamarck

LAMARCK’ın üzerinde çok durduğu ve sonradan “kazanılan karakterlerin kalıtımı” şeklinde özetlenebilecek görüşü ise,yapılan bazı deneylerle çürütülmüştür. Deneyler ve olaylar, sonradan kazanılan özelliklerin yeni döllere geçemeyeceğini göstermiştir. August WEISMAN (1834-1914) adlı bir araştırmacı, farelerin yirmi döl boyunca kuyruğunu kesmiş; fakat yirmibirinci döldeki farelerin de birinci döldeki gibi uzun bir kuyruğa sahip olduklarım tespit etmiştir. Bu deney, sonradan kazanılan özelliklerin diğer döllere geçmediğini, daha yirminci yüzyılın başlarında iken göstermiştir. Çinliler, yüzyıllar boyunca ayaklarının küçük olması için çocuklarına dar demir ayakkabılar giydirdikleri halde, bunu başaramamışlardır.

Müslümanlar ve Museviler dini inançlarından dolayı yüzyıllardan beri sünnet oldukları halde, sonraki nesillerde erkek çocuklar sünnetli doğmamıştır.

İşte bütün bunlar, çevre ve yaşama şartlarının etkileri ile fertlerde görülen değişikliklerin oğul döllere geçemeyeceğini açıkça göstermektedir. Bugünkü biyoloji bilgisine göre, ancak üreme hücrelerinde, özellikle bu hücrelerin genlerinde meydana gelen değişmeler nesillere geçebilir. Çevre tesiriyle vücut hücrelerinde meydana gelen değişmeler ise nesillere geçmez.

Advertisement


Leave A Reply