Olguculuk (Pozitivizm) Nedir?

0
Advertisement

Olguculuk (pozitivizm) ne demektir? Olguculuk felsefe akımının özellikleri, öncüleri, dayanakları hakkında bilgi

Olguculuk (Pozitivizm);araştırmalarını olgulara ve gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız, pratik olarak yararsız gören; deneyle denetlenemeyen soruları sözde soru ollarak niteleyen felsefe akımıdır.

İngiliz düşünürü Hume ile Alman düşünürü Kant’ın temellerini attığı ve 19. yüzyılda Fransız düşünürü Comte’un biçimlendirdiği bu akım, insan için olumlu olanın yalnızca olgular (fenomenler) olduğunu ileriye sürer. Auguste Comte’a göre bilim, olgulara dayanmalıdır. İnsan aklının soyutlamalarının bir ürünü olan metafizik, deney ve dolayısıyla bilgi alanımızın dışındadır, nesnelerin kendilikleri de bilinemez. Bilim, bu gerçekdışılıkla, bilinemez olan alan arasında, yalnızca duyularımızla algıladığımız deney ve gözlemlerin konusu olan olgularla uğraşabilir. Çevresinde olup bitenleri açıklamaya uğraşan insan düşüncesi tarih boyunca üç hal geçirmiştir. (Üç Hal Yasası). Tarihinin teolojik olan birinci evresinde insan, olayları kendi istencine (irade) benzeyen üstün istençlerin yönettiğini sandı ve dinsel bir üstünlük anlayışıyla açıklamaya çalıştı. Sonra bu üstün istençleri soyutlayarak, kendine benzeyen tanrıların yerine bu soyut kavramları koydu. Olayları, gerçek saydığı bu soyut kavramlarla açıklamaya çalışarak metafizik olan ikinciyi evreye ulaştı. Şimdi ise olayları, deney ve gözlemlere dayanan başka olaylarla açıklayarak pozitif, olumlu ve bilimci evreye erişmiştir.

Artık metafiziğin yerine bilimi koymak gerekir. Bilim de insanlıkla birlikte, evrimi içinde bu üç evreyi geçirdi (teolojik, metafizik, pozitif). Her bilim, kendi özelliklerini ekleyerek kendinden önceki tüm bilimleri kapsar. Bilimler böylece sınırlanır ve sınıflandırılır. İlk bilim aritmetiktir, sonra onu kapsayan geometri gelir, daha sonra her ikisini kapsayan mekanik oluşur. Bunların üstünde tümel bilim olan matematik yükselir. Sonra ve sırasıyla astronomi, fizik, kimya, biyoloji ve merdivenin en tepesinde de tüm bunları kapsayan toplumsal fizik ya da toplumbilim yerleşir. Bilimler yalın oldukları oranda pozitif kalmışlardır. Her bilim ne kadar az karmaşıksa, ilk iki evreyi o kadar erken aşacak ve pozitif evreye ötekilerine göre daha erken ulaşacaktır. Nitekim bilimlerin en yalını olan matematik, tüm öteki bilimlerden önce bu evreye ulaşmıştır. Toplumbilim onu ileride izleyecektir. İnsanlığa, hiçbir insanüstü varlığa dayanmayan ve insan sevgisinden doğan yeni bir insanlık dini gereklidir. Bu din pozitif nedenlerin üstünde kurulmalı, teolojiye olduğu kadar metafiziğe de sırt çevirmelidir. İnsanlık dini nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi düşünmeden kısa yaşamımızı daha yaşanılır bir duruma (pozitif hale) koyacaktır. Bu ise birbirimizi sevmekle, birbirimiz için yaşamakla gerçekleşecektir.


Leave A Reply