Rezil Dünya Kitap Özeti Karakterleri Yorumlar İnceleme, Faik Baysal

0
Advertisement

Faik Baysal’nın Rezil Dünya adlı kitabı konusu nedir? Rezil Dünya kitabının özeti, karakterleri, kitap hakkında yorumlar ve bilgi.

Rezil Dünya

Rezil Dünya Kitap Özeti – Faik Baysal

Kitabın Adı:Rezil Dünya
Kitabın Yazarı:Faik Baysal

Kitabın Özeti:

Rafet çocukluğunu Adapazarlı dedesinin yanında geçirir. Büyük baba torununun okumasını, yabancı dil öğrenmesini ister. Onu İstanbul’da Saint-Joseph Lisesi’ne gönderir. Fakat Rafet okumaya pek hevesli değildir. Doğayı, kuşları sever. 1927 de başlayan sıkıcı öğrencilik hayatı 1938 de biter.

Rafet okuldan çıkınca, elinde diplomasıyla kalakalır. Almanya’nın başlattığı savaş Türkiye’yi de etkilemiştir. Bundan ötürü, iş bulamaz. Bir süre yarı aç, yarı tok yaşar. Neyse ki sonunda bir kahvede garsonluk bulur. Geceleri orada yatar. Üstünü başını düzeltir, biraz para yapar. Fakat «Baba» dediği patronu ölünce, yeniden açlık günleri başlar.

Uzun aramalardan sonra yeni bir iş bulur: Bakkal Petro’nun kızı Nina’ya Fransızca dersi verir. Eline bol para geçmez ama, hiç olmazsa açlıktan kurtulur. Bir gece Nina’yı mahallenin külhanbeyleri kaçırırlar. Olayda Rafet’in de parmağı olduğu sanılarak tutuklanır. Ancak Petro’nun tanıklığıyla salıverilir.

Advertisement

Karın doyurmak günden güne güçleşir. Rafet radyo spikerlik sınavmı kazanarak Ankara’ya gider. Fakat torpilli bir aday vardır. Hiç gereği yokken Rafet’i ikinci kez sınavdan geçirirler. Kazanamadığını söyleyerek başlarından savarlar.

O yıllar Ankara gitgide bozulur.

Savaşa girilmediği halde, her şey vesikayla ve ateş pahasınadır. Karaborsa, hırsızlık, bencillik almış yürümüştür. Rafet bir inşaatta harç taşır. Geceyi bazan otelde, bazan sabahçı kahvelerinde geçirir. Günden güne görgüsü artar. Savaşı çıkaranlara kinlenir. Mutlu geçen çocukluk yıllarını anarak avunmaya çalışır.

Ankara’da arkadaş olduğu Dertlioğlu ile bir odada yatarlar. Boş zamanlarında sohbet ederler. Dertlioğlu oldukça bilinçlidir. Daha savaşın başında Hitler’in yenileceğini ileri sürer.

Rafet bir gece gürültüyle yatağından fırlar. Oteli polisler basar. Süleyman adında birini yakalamak isterler. Söylentiye göre Rus casusluğu yapmıştır. Çatışma başlar. İki polis vurularak ölür. Sonunda Süleyman da ölü olarak ele geçer. Rafet, dikkatle bakınca, bunun Fransız lisesinden çok sevdiği arkadaşı Hıdır olduğunu görür. Üzülür, aylarca onu unutamaz. Ankara’da artık iş kalmadığından, Zonguldak’a gider. Orada yedi ay kalır. Otobüs biletçiliği, postacılık, maden işçiliği, orman bekçiliği gibi çeşitli işlere girip çıkar. Bir gün asker kaçağı diye yakalanır. Yedek subay olarak Kurşunlu kasabasına gönderilir. Çevresi dardır. Radyo, sinema gibi oyalayıcı şeyler yoktur. Bu yüzden Rafet küçük odasına kapanır, geceleri bol bol kitap okur, yaşadıklarını yazmaya çalışır. «Sarduvan» romanını burada bitirir.

Edebiyata meraklı olan albay, kitabını bastırsın diye, onu İstanbul’a gönderir. Rafet yolda Çerkeş istasyonunda iner. Geceyi bir otelde geçirip ertesi gün yola çıkacaktır. Fakat o gece şiddetli bir deprem olur. Oteldeki bütün müşteriler toprak altında kalırlar. Yalnızca Rafet kurtulur. Romanını kaybettiğinden Kurşunlu’ya döner. Yanma asker ve yardım malzemesi alarak Çerkeş’e gelir. Toprak altında kalan canlıları kurtarırlar, ölüleri Kurşunlu Camisine taşırlar. Sahipleri gelip ölülerini alırlar. Sona bir ölü kalır. Sabihi çıkmadığı için gömmeğe hazırlanırlar. Cebindeki kâğıtları okuyunca, Rafet onu tanır: Bu, Ankara’daki arkadaşı Dertlioğlu’dur…

Rafet üç ay sonra terhis olur.

İstanbul’a gelir. Eski arkadaşlarını arayıp bulur. Bir süre onlarla yiyip içer, eğlenir. Bir ara Adapazarı’na giderse de orada eski tadı bulamaz, geri döner. Kısa zamanda parası tükenir. İş arar. Gazetede, bir tuğla fabrikasının ilanını okur, hemen oraya gider. Patronu bulamaz, karısıyla konuşmak zorunda kalır. Çocukluk arkadaşı ve ilk aşkı Dürriye ile karşılaşınca şaşırır. Fakat Dürriye onu tanımazlıktan gelir. Biraz sonra kocası Haydar Bey görünür. Boş yerin dolduğunu bildirir. Rafet üzgün, yola koyulur. Bir ara lüks arabalarıyla Dürriye ve kocası yanından geçerler. Genç kadın arabanın penceresinden ona bir elli liralık atar. Para uçarak Rafet’in ayakları dibine düşer. Genç adam utanır, kahırla parayı yerden alır, yoluna devam eder.

Advertisement

Kitap Hakkında Yorumlar ve Yargı

«Birçok hikayelerinde parça parça anlattığı yaşantılarını burada bütün halinde yeniden ele alıyor. Bu roman, bir bakıma ‘Sarduvan’ın şehir çevresinde geçmiş bir yansımasıdır. Açlık, başarısızlık, işsizliğin bir genci yavaş yavaş ezerek toplum düşmanı edişini tasvir ediyor. Bu romanında da kimsesizlik, çaresizliğin bir sis gibi çöken yalnızlığın çözümlemesine kendisini iyice kaptırıyor. Burada, kafasındaki ilgilerden başka bir silahı olmayan bir aydının, büyük şehrin içinde, kalabalığın ayaklan altında kalışını, kötülüklere ve zorluklara karşı direnişindeki pasif zavallılığı tasvir ediyor. Faik Baysal’a göre, romanın amacı aslında insanı anlatmakdır. Buna ulaşmak için de romanın bütünlüğüne bile aldırmıyor. Romanın yürüyüşüne her bölümde bir çok insanlar giriyor. Başından sonuna kadar yürüyen bir kendisidir. Üstelik bu kişiler de romanın bütününe bağlı yönleriyle değil, apayrı dünyaları ile giriyorlar bu romana. Romancıya kapalı yaraları deşmek vazifesini verdiği halde, hayatı insanlara sevdirmek çabasında başanlı olduğu söylenemez.» (Tahir Alangu).


Leave A Reply